28 Mayıs 2016 Cumartesi

LENİNİST KESİNTİSİZ DEVRİM Mİ, TROÇKİST “SÜREKLİ DEVRİM” Mİ! (III)



LENİNİST KESİNTİSİZ DEVRİM Mİ, TROÇKİST “SÜREKLİ DEVRİM” Mİ!
                                        (III)
Bakın, sahtekâr Troçki’nin ve Troçkizm’in ardıllarının sahte iddialarının aksine, Lenin, 15 Nisan 1919’da, III. Enternasyonal’in tarihteki yerini değerlendirdiği makalesinde neler söylüyor:
 Büyük proleter devrimine başlamanın Ruslar için gelişmiş ülkelerden daha kolay olduğunu, ama onu sürdürmelerinin ve sosyalist toplumun eksiksiz örgütlenmesi anlamında, devrimi nihai zaferine götürmelerinin daha zor olacağını birkaç kez söyleme fırsatını bulmuştum.
           “Başlamak bizim için daha kolaydı, birincisi, çünkü -20. yüzyıl Avrupası


 için- çar monarşisinin eşi görülmedik siyasal geriliği, yığınların devrimci hücumlarına eşi görülmedik bir güç vermiştir. İkincisi, Rusya'nın geriliği, proletaryanın, burjuvaziye karşı devrimini, toprak beylerine karşı köylü devrimi ile kendine özgü bir yolda birleştirmiştir. Ekim 1917'de hareket noktamız budur ve eğer ordan başlamamış olsaydık zaferi böyle kolay gerçekleştiremezdik. Daha 1856'da Marx, Prusya ile ilgili olarak proleter devrimi ile köylü savaşının özel bir bileşimi olasılığından sözetmiştir. 1905'in başından itibaren bolşevikler, proletaryanın ve köylülüğün devrimci-demokratik diktatörlüğü düşüncesini savunmuşlardır. Üçüncüsü, 1905 devriminin işçi ve köylü yığınlarının siyasal eğitimine çok büyük katkıları olmuştur, çünkü bu devrim, yığınların öncüsünü Batıdaki sosyalizmin ‘son sözü’ ile ve gene çünkü yığınların devrimci eylemi (iLa.) ile tanışık hale getirmiştir. 1905'te yaptığımız gibi böyle bir ‘kostümlü prova’ olmaksızın 1917 devrimleri -hem Şubat burjuva devrimi, hem de Ekim proleter devrimi- olanaksız olacaktı. Dördüncüsü, Rusya'nın coğrafi koşulları, onu, öteki ülkelerden daha uzun süre kapitalistlerin, gelişmiş ülkelerin üstün askeri gücüne karşı direnme olanağını sağladı. Beşincisi, proletaryanın köylülüğe karşı özgül tutumu, burjuva devriminden sosyalist devrime geçişi kolaylaştırmış ve kent proletaryasının kırsal kesimdeki çalışan halkın yarı-proleter ve yoksul kesimlerini etkilemesini kolaylaştırmıştı. Altıncısı, grev eylemlerindeki uzun süreli eğitim ve Avrupa'nın yığınsal işçi sınıfı hareketinin deneyimleri sovyetler gibi proletaryanın devrimci örgütünün böyle biricik bir biçiminin -derin ve hızla yığınlaşan devrimci bir durumdan- çıkmasını kolaylaştırmıştır.
           “Bu sıralama, kuşkusuz, tam değildir, ama şimdilik yeterli olacaktır.” (Marks Engels Marksizm, s. 433-434, iba.)
Ne dersiniz, Lenin’in bu açıklamaları O’nun Troçkistleştiğini mi kanıtlıyor, yoksa sözde “Bolşevik Leninist”, sözde “Lenin’i en iyi anlayan” adam, sözde Lenin’in kendi yerine geçirmeye karar verdiği adam, sözde “Lenin’in hakkı yenmiş halefi” Troçki’nin, Troçkizm’in sahtekarlığını mı ortaya koyuyor! Yoruma gerek var mı?
Troçki’ye göre, 1917 Şubat burjuva demokratik devrimi gerçekleşmemiş. Ya ne olmuş? Burjuva demokratik devrim “doğrudan doğruya” proleter devrime dönüşmüş! (Hayatım kitabında da Ekim Devrimi’ni darbe olarak vurgular sürekli olarak!) Yani aşamaların üzerinden atlamaya pek meraklı öznel idealist Troçki’ye göre aşamasız devrim gerçekleşmiş! Yani, Ekim devrimiyle, aynı anda, hem burjuva ve hem de sosyalist devrim gerçekleşmiş! Troçki’ye göre, 1917 burjuva demokratik devriminde proletarya ve köylülüğün demokratik devrimci diktatörlüğü gerçekleşmemiş. Peki, ne olmuş? Burjuva demokratik devrimden “doğrudan doğruya” demokratik görevleri de üstlenen bir sosyalist diktatörlük doğmuş! Peki, burjuva devrim “doğrudan doğruya” proleter devrime dönüşmüşse, burjuva devrimden “doğrudan doğruya” proletarya diktatörlüğü doğmuşsa, ya ikili iktidar olgusu neyin nesi oluyor? Aman canım, bunlar önemli değil; bunlara gözlerini kapayacaksın, tarihi, olana/gerçeğe göre değil, Troçkizm’e göre yazacaksın, böyle bir şey yok dersen, zaten o şey olmamış olacaktır ya da yoktur! İşte böyle; işte Troçkizm tarihi böyle yazıyor. İşte böylece, Lenin Troçki’nin fikirlerini benimsemiş oluyor! Bu temelde, “eski Bolşevikler”e karşı mücadele ederek, sorunu Troçki gibi koymuş oluyor. Böylece Lenin, Troçkizm sayesinde hidayete ererek Troçki’ye karşı uzun yıllardır sürdürdüğü mücadelede savunduğu devrim teorisi ve çizgisinden vazgeçmiş, Troçki’ye hak vermiş, Troçkizm’i benimsemiş oluyor! Peki, bunun kanıtı nerde? Bu kadar da cahil olmayın canım, Troçki bunu iddia ediyor ya! Ama Lenin, Troçkistleşen (!) Lenin, “Vasiyet”inde Troçki’nin Bolşevik olmadığını söylüyor!? Tabii ki bunun da bir önemi yok, çünkü Troçki ve Troçkistlerimize göre, Troçki gibi bir dehayı anlamayan Lenin, nihayetinde Şubat-Ekim’le kendine geldi ve Troçkistleşti; onların bunu söylemesi yeter, kanıta ne gerek var ya da bundan iyi kanıt mı olur!!! Yani böylece, Troçki’ye ve Troçkistlerimize göre, bir Şubat-Ekim devrimlerinden önceki Lenin ve Leninizm vardı, bir de Şubat-Ekim devrimlerinden sonraki Lenin ve Leninizm, pardon, Troçkistleşmiş, Troçkist olan bir Lenin, biçimde Leninizm özünde ise Troçkizm olan bir Leninizm var!
Peki, Lenin, “Vasiyet”inde (kendisini Lenin’in doğal varisçisi gören ve kendisini “Bolşevik-Leninist” olarak tanımlayan) Troçki’nin bir Bolşevik olmadığını söylüyor? Ya buna ne demeli? Troçkistleşen Lenin’in, Troçkizm adına kendini yenilemiş(!), Troçkizm’i kavramış Lenin’in bu nankörlüğüne ne demeli peki? Yok canım, Lenin Troçki’ye halefim sensin demiş, zaten ölmeden önce Troçki’yi kendi yerine geçirmek için harekete geçmişmiş, bunu yalnızca bir Lenin bir de bay Troçki biliyormuş*; ama ömrü el vermemişmiş; dahası, belki de bunu önlemek için Stalin, Lenin’i zehirlemişmiş; zaten Lenin’in “Vasiyet”i şeytan Stalin ve Stalinist kötü adamlar tarafından partiden gizlemişmiş ve üstelik tahrif edilmişmiş! Evet, iyi bir kanıt! Troçki ve tayfasına yakışır bir kanıtlama yöntemi. Lenin, devrimden uzun yıllar önce, Troçki’nin “temel hatası devrimin burjuva karakterini inkar etmesi ve bu devrimden sosyalist devrime geçişe ilişkin hiçbir açık düşünceye sahip olmamasıdır.” diyerek eleştirirken, Troçki’nin Şubat ve Ekim devrimlerine yaklaşımlarında çok çarpıcı bir şekilde kanıtlandığı gibi, daha baştan Troçki’nin geleceğini okumuş ve aydınlatmıştır. Lenin boşu boşuna ya da durup dururken Troçki’nin “hiçbir zaman Marksizm’in herhangi bir önemli sorunu üzerine sağlam bir görüş”e sahip olmadığını vurgulamamıştır. Kimse, Troçki’nin, Troçkizm’in Marksizm/Bolşevizm düşmanı karakterini Lenin’den daha derin anlayamamıştır.
Yukarıdaki aktarmalardan da net bir biçimde görülebileceği gibi, “eski Bolşevikler”le Lenin arasındaki tartışma, demokratik devrimin gerçekleşip gerçekleşmediğiyle ilgili değildir. Zaten böyle bir devrim gerçekleşmiştir. Ortaya çıkan yeni durum da bunun ifadesidir. Tartışılan şey, gerçekleşmiş olan demokratik devrimin “sonuna kadar” götürülüp götürülemeyeceği, kesintisiz geçişin nasıl gerçekleşeceğidir. Otokrasi yıkılmasına rağmen Bolşeviklerin 1905’de ön gördüğü gibi işçi köylü devrimci demokratik diktatörlüğü ülke çapında iktidarı ele alamamıştır. Bundan dolayı asgari programdaki tedbirler uygulanamamıştır. Bir ikili iktidar doğmuştur. Eski Bolşevikler yeni dönemin olgularını, anlamını bilince çıkaramamışlardır. Eski kavrayışı dogmatikçe ele aldıkları, Leninist kesintisiz geçiş teorisini yüzeysel anladıkları için eski Bolşevikler, Lenin’e karşı çeşitli itirazlar (Menşevizm’in etkisi) ileri sürerler. Lenin ise, kayıtlarını düşer ve devrimin özgünlüğüne dikkat çeker, teorinin mekanik değil, diyalektik materyalist tahlile bağlı kavranıp uygulanmasını ister. Devrimin zaferiyle iktidar el değiştirmiştir. Böylece devrim, ikinci aşamaya yükselmiştir. Asgari programı sonuna kadar uyguladıktan sonra sosyalist devrime geçmek gibi bir perspektif Leninist bir perspektif değildir. Lenin, Troçki’nin nefret ettiği “İki Taktik”ten, kesintisiz geçiş ve demokratik diktatörlüğün bir geçmişi ve bir de geleceği olduğuna dair alıntılar yaparak da yalpalayan yoldaşlarını eleştirir ve canlı bir perspektif sunar. Mesele bundan ibarettir.
Açık ki Lenin, söz konusu analiz ve eleştirileriyle Troçkist “sürekli devrim teorisi”ni benimsemiş falan değil, dahası, sorunu ortaya koyarken, “Çar yok, işçi hükümeti var deseydim” ifadesi ile, “ama böyle demedim” ifadesi ile de düşünce ve değerlendirmelerini vurgular. Lenin, son derece bilinçli bir vurguyla, Troçki’nin sloganına atıfta bulunarak, “Eğer, ‘Çar yok, işçi hükümeti var’ deseydim, böyle bir tehlikeyle karşı karşıya bulunurdum. Ama böyle bir şey demedim, tamamen başka bir şey dedim.” vurgusuyla, bir kez daha, saçma “sürekli devrim” teorisiyle de kendi arasına kalın bir sınır çizgisi çeker. Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş; Troçki’nin de bu hesap. Ama tahrifatçılığın ve demagojinin üstadı Troçki, Lenin’in Şubat Devrimi ile, Nisan Tezleriyle, Ekimle kendisini aşarak Troçkistleştiği sahte iddiasını Lenin yaşarken değil, Lenin’in ölümünden sonra ileri sürmüştür. Bunun tesadüfi olmadığı ve olmayacağı ise son derece açıktır… Stalin, eski Troçkizm ile yeni Troçkizm arasındaki ayrımları ortaya koyar ve şunları söylerken tümüyle haklıdır: “…Yeni troçkizm leninizme karşı militan bir kuvvet olarak çıkmayı göze almıyor, leninizmin ortak sancağı altında çalışmayı ve leninizmi yorumlamak ve iyileştirmek sloganı altında ortaya çıkmayı yeğ tutuyor. Bu, onun zayıflığındandır. Yeni troçkizmin Lenin’in ölümü ile zamandaşlığı, rastlantı sayılamaz. Lenin’in sağlığında bu cüretli adımı atmaya karar vermemişti.” (Troçkizm mi? Leninizm mi?, s. 33)
Lenin’in Şubat Devrimi ile eski görüşlerini terk ettiği, “sürekli devrim teorisi”ni benimsediği, Troçkistleştiği yalanına, Troçkist tarih ve teori çarpıtıcılığına karşı okkalı tokatlardan birisi de Lenin’in 1918’de yazdığı “Proletarya Devrimi ve Dönek Kautsky” isimli ünlü eserinden gelir.
Menşevizm’le, II. Enternasyonal oportünizmiyle, Dönek Kautsyk’le daima iç içe olmuş; politik faaliyetlerinde Bolşevik Parti’ye katılması gibi kısa bir dönemi, o da tümü değil, esasen de 1917-1923 arası kesitte, Lenin yaşarken, Lenin’e rağmen Lenin’e, Leninizm’e, Bolşevizm’e, SBKP’ye başkaldırma cüreti olmadığı dönemde (yıkıcılığının yanı sıra) devrimci işler yapmış Troçki, evet, bir kısa dönem hariç, Menşevizm’le, II. Enternasyonal oportünizmiyle birlikte olmuş Troçki’nin iddiasını yukarda anlatmıştık. Peki, Lenin, sözde Troçkistleşen şu “Bolşevik-Leninist” Lenin, yani buna göre zaten Troçkist olduğu dönemde, 1918 yılında, bakalım ne demiş.
“Kautsky tarafından böyle karmakarışık edilen sorunu, bolşevikler daha 1905'de açıklamışlardır. Evet, tüm köylülük ile birlikte yürüdüğümüz sürece (iLa.), devrimimiz burjuvadır. Biz bunun çok açık bir bilincine sahiptik, 1905'ten bu yana biz bunu yüzlerce ve binlerce kez yineledik; tarihsel sürecin bu zorunlu evresini atlatmaya, ya da onu kararnamelerle ortadan kaldırmaya hiçbir zaman girişmedik. Kautsky'nin bu konu üzerinde bizi ‘bozum etme’ çabaları, fikirlerinin karmakarışıklığından ve 1905'te henüz bir dönek değilken, yazdığı şeyi anımsama korkusundan başka bir şeyi göstermez.
      “Ama 1917'de, daha nisan ayında, Ekim Devrimi ve iktidarın bizim tarafımızdan alınmasından çok önce, biz halka, artık devrimin orada duramayacağını, çünkü ülkenin yol almış, kapitalizmin ilerlemiş olduğunu, görülmemiş ölçülere varan batkının (istensin istenmesin) ileriye, sosyalizme doğru gidişi gerektireceğini açıkça söylüyor ve açıklıyorduk. Çünkü ileri gitmek, savaşın bitkin düşürdüğü ülkeyi kurtarmak, emekçiler ve sömürülenlerin acılarını dindirmek başka türlü olanaksızdı. (iLa.)
      “Her şey tastamam dediğimiz gibi olup bitti. Devrimin gelişmesi düşüncemizin doğruluğunu gösterdi. İlkin, krallığa karşı, büyük toprak sahiplerine karşı, feodaliteye karşı, ‘tüm’ köylülük ile birlikte (ve devrim, o evrede burjuva, burjuva demokratik kalır). Sonra, yoksul köylülük ile, yarı-proletarya ile, bütün sömürülenler ile, zengin köylüler, kulaklar, vurguncular da içinde, kapitalizme karşı; ve devrim bu evrede de sosyalist duruma gelir. Biri ile öbürü arasına yapay olarak bir Çin Seddi çekmek, onları proletaryanın hazırlık ve yoksul köylülerle birlik derecesinden başka bir şeyle ayırmak istemek, marksizmi şaşılacak derecede bozmak, alçaltmak, onun yerine liberalizmi geçirmek demektir. Burjuvazinin feodaliteye göre ilerici niteliği olduğuna tanıklık eden sözde bilimsel kanıtlarla, burjuvazinin sosyalist proletaryaya karşı gerici savunusunu sinsice üzerine alma anlamına gelirdi bu.” (iba.)
“Proletaryanın tüm köylülük ile bağlaşması devrimin burjuva niteliğini gösterir, çünkü tüm köylülük, tecimsel üretim alanı üzerinde bulunan küçük üreticilerden oluşur. Sonra, diye ekliyorlardı o zaman aynı bolşevikler, proletarya tüm yarı-proletaryayı (bütün emekçi ve sömürülenler) kendine yardımcı olarak alır, orta köylülüğü yansızlaştırır ve burjuvaziyi yıkar: Sosyalist devrimi burjuva demokratik devrimden ayıran da budur (1905'te yazdığım İki Taktik broşürüme bakınız, bu broşür 12 Yılda derlemesi içinde yeniden basıldı, Saint-Petersbourg, 1907).” (iLa.)
Breh breh, Lenin neler söylüyor böyle??? Anlaşılan Lenin Troçkistleştiğinin farkında değil! Üstelik 1905’e, Troçki’nin nefret ettiği “İki Taktik”e atıfta bulunuyor her fırsatta! Olacak şey mi!!! Ama olsun, belli ki çok kül yutmaz bay Troçki (kuşkusuz ki şarlatan ardılları da), Lenin bunun farkında olmasa da, Lenin’in Troçkistleştiğinin farkında! Zaten önemli olan da bu değil mi! İşte size Troçki ve Troçkizm’in sözde temiz ahlakı ve mücadele yöntemleri…
Fakat biz devam edelim, bakalım şaşkın(!) Lenin, Troçkistleşmiş(!) Lenin, başkaca neler söylüyor.
“Köylülükle birlikte, burjuva demokratik devrimin sonuna değin; köylülüğün yoksul, proleter ve yarı-proleter bölümüyle birlikte, sosyalist devrime doğru ileri! Bolşeviklerin politikası bu oldu ve tek marksist politika da buydu.” (iba. )
“Bolşevikler burjuva demokratik devrimle sosyalist devrim arasında kesin bir ayrım yapmasını bilmişlerdir: birinciyi sonuna değin götürerek, kapıyı ikinciye açmışlardır. Tek devrimci politika, tek marksist politika.” (iba.)
 Lenin toprakların ulusallaştırılması bağlamında Kautsky’in sahte ve demagojik suçlamalarını teşhir eder ve yanıtlarken, “Bolşevikler Marksizme sadık kaldılar ve burjuva demokratik devrimi ‘atlamaya’ çalışmadılar (hiçbir kanıt sunmadan bizi bununla suçlayan Kautsky’nin iddialarının aksine).” (Seçme Eserler, C. 7, s. 219) der.
Yukarıdaki alıntılardan da berrakça görüleceği gibi, nesnel tarihsel aşamaların üzerinden atlamaya tutkun olan Lenin değil, Troçkizm’dir. Yine açıktır ki Lenin, dönek Kautsky’i tokatlarken bir yandan da Troçki’yi, Troçkizm’i tokatlamaya devam ediyor. II. Enternasyonal oportünistlerini, Kautskyleri yanıtlar ve teşhir ederken, bu yanıtları ile aynı zamanda teorinin, tarihin, deneyimlerin, Lenin’in, Leninizm’in tahrifatçısı Troçki’nin, Troçkizm’in sahtekarlığını da açığa çıkarıp yerden yere vuruyor. Ama Troçki ve Troçkistlerde yüz yok ki astarı yırtılsın. Bu öyle bir yüzsüzlüktür ki, yüzüne tükürdüğünde, “Oh yağmur yağdı!” diye yanıt verir Troçkizm. Ama bu proletaryanın değil, burjuvazinin sınıf karakteri ve ideolojik ve ahlaki nitelikleridir.
 Lenin, “Ekim Devrimi’nin Dördüncü Yıl Dönümü Üzerine” konuşurken, yani sözde Troçkizm’i benimsedikten dört yıl sonra, iki devrim ilişkisi üzerine şunları söyler:
“Fakat burjuva demokratik devrimin kazanımlarını Rusya’nın halklarının sahip olduğu şeylerin sağlam bir parçası yapmak için ilerlemeye devam etmek zorundaydık ve ilerledik de. Burjuva demokratik devrimin sorunlarını, ilerlerken, geçerken, bizim esas ve gerçek, bizim proleter devrimci, sosyalist çalışmanın ‘yan ürünü’ olarak çözdük. Reformlar -bunu her zaman söyledik- devrimci sınıf mücadelesinin bir yan ürünüdür. Burjuva demokratik dönüşümler –dedik ve bunu olgularla ispatladık- proleter, yani sosyalist devrimin bir yan ürünüdür. Geçerken değinelim ki, ‘ikibuçukuncu’ Marksizmin Kautsky, Hilferding, Martov, Çernov, Hillkuit, Longuet, MacDonald, Turati ve tüm diğer kahramanları burjuva demokratik devrim ve proleter sosyalist devrim arasındaki böylesi karşılıklı ilişkiyi anlamak istemiyorlar. Birincisi ikincisine doğru büyür. İkincisi geçerken birincisinin sorunlarını çözer. İkincisi birincisinin eserini pekiştirir. İkincinin birinciyi ne ölçüde aşacağına, mücadele ancak mücadele karar verir.” (Lenin, Seçme Eserler, C. 6, s. 519, iba.)
Lenin’in vurguları açık ve nettir. Lenin ve Leninistler, bu gerçekleri “yüzlerce, binlerce kez” açıklamış, vurgulamışlardır 1905’den beri. Doğrudan doğruya sosyalist devrime dönüşen devrim değil, aşamaların üzerinden atlayan bir devrim teorisi değil, aşamasız devrim değil, “sürekli devrim” değil, tek bir devrimci zincirin iki halkası olan kesintisiz devrim! Şubat Devrimi burjuva demokratik devrim olarak, Ekim Devrimi sosyalist devrim olarak gerçekleşmiştir. Şubat Devrimi Ekim Devrimi’ne dönüşmüştür. Şubat Devrimi’nde çözülmemiş burjuva devrimin görevlerinin çözümü de Ekim Devrimi’ne kalmıştır; sosyalist devrim geri kalan burjuva demokratik devrimin görevlerini de çözmüştür. Ekim Devrimi’nin zaferiyle, proletarya diktatörlüğü eliyle kırlarda burjuva devrimi son sınırına dek götürülmüştür. Burjuva devrimin gerçekleşmediği, Şubatı olmayan bir Ekim Devrimi, Ekim Devrimi’nden yoksun bir Şubat Devrimi tarihsel gerçeklere tümüyle aykırı ve tarihsel gerçeğin yüzsüzce çarpıtılmasından ibarettir. Burjuva devrimin zaferinden doğup büyümemiş, burjuva devrimin sosyalist devrime dönüşmesiyle doğmamış bir Ekim Devrimi, aşamasız devrim olarak Ekim Devrimi, sözde “Leninist-Bolşevik” histiyonik narsist Troçki’nin hezeyanıdır, dizginsiz demagojisidir, fütursuz tarih çarpıtıcılığıdır. “Sekterlik, aydınca bireycilik, ideolojik fetişizm”, işte size Troçki ve Troçkizm. Aşırı hastalıklı narsist bireyci hayal dünyasında ve hezeyanlarında kendisini daima Akropolis’te tahtta otururken ve oradan yeryüzüne bakarken Adorantları gören ya da görmek isteyen tiyatrocu ve sirk cambazı Troçki ve Troçkizm, daima, enternasyonal proletaryanın, dünya devrimin, Ekim Devrimi’nin, sosyalist inşanın ve sosyalist ülkelerin aleyhine savaşmıştır. Temel tarihsel gerçek budur.
DEVAM EDECEK

* “Aynı dönemde, ikinci nöbetten birkaç hafta önce, Lenin benimle ilerde göreceğim işler üzerine uzun bir konuşma yaptı.”, “Konuyu yeniden ele almayı kararlaştırdık”, “…Stalinci fraksiyonu yıkmak ve Lenin’den sonra yerine benim geçmemi sağlayacak koşulları yaratmak” için Lenin’le anlaştık. “Lenin-Troçki Blok’u kafasıyla davransaydım, hiç şüphem yoktur ki zafere ulaşırdım, hem Lenin’in yardımı olmadan.” “ ‘Lenin ve Troçki’ blokunu Lenin’le benden başka bilen yoktu.” (Hayatım, s. 504, 505, 507, 508, iba.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder