22 Şubat 2017 Çarşamba

II. Bölüm... Sosyalist Planlamanın Tasfiyesi



          Sosyalist Planlamanın Tasfiyesi
Dışsal bir hareketi, gerçek bir içsel harekete indirgemek bilimin görevleri arasındadır.”(Marx, Kapital C. III., s. 275)
Revizyonist burjuvazi, “Yeni İktisadi Politika”sına bağlı olarak, sosyalist merkezi planlamayı da tasfiye eder. Bu doğrultudaki ilk adımlar Stalin’in ölümünün hemen ardından, Eylül 1953 MK Oturum Kararları ile atılır. 1954 ve 55 yılında alınan bir dizi kararla bu adımlar pekiştirilir. 55 yılında alınan kararlarla, merkezi planlamaya temel bir darbe indirilerek  “koordine edilmiş planlama” (Kaganoviç) yöntemine geçilir. A. Carlo da “1955’te eski üretim planlaması değiştirildi.” (age., s. 82) saptamasını yapar. Revizyonist burjuvazinin 56’da iktidarı gasp etmesiyle merkezi planlama daha da sınırlanır. Bazı merkezi bakanlıklar dağıtılır, bölgesel düzeyde yeniden örgütlenir. Konuyla ilgili Brejnev döneminde yeniden yazılan “SBKP Tarihi”nde şunları okuyoruz:
“XX. Kongreden sonra başlayan dönem, Partinin yönetici rolünün daha da güçlendirilmesiyle karakterize ediliyordu. Ağır sanayi ve tarımı geliştirecek, emekçilerin refahını arttıracak, Parti ve Sovyet demokrasisini geliştirecek yeni büyük işlere girişildi.”
“Ekonomiye önem vermeye devam eden Parti, örgüt bakımından yönetimini iyileştirme çareleri arıyordu. Sanayinin yönetilmesinde işkolu ilkesinden işyeri ilkesine geçilmesi, administratif ve ekonomik bakımdan temel sayılan bölgelerde Halk Ekonomisi Sovyetleri (Sovnarhoz) düzenlemesi önerildi. Bununla, sanayi yönetme alanındaki yeni biçimlerin iktisat yönetimini üretime yaklaştırmalar, yerli inisyatiflere daha da geniş ufuklar açmaları, değişik ekonomik kolların gelişmesinde kurumculuk engellerini kaldırmaları bekleniyordu.
“Halk Ekonomisi Sovyetleri düzenleme önerileri, Merkez Komitesinin şubat oturumunda (1957) görüşüldü…Halk ekonomisi Sovyetlerin faaliyetlerini organize etme alanında Gosplan ve Goskontrol (Devlet planı ve devlet denetimi) organlarının oynayacağı role özellikle önem veriliyordu. Aynı yılın Mayıs ayında SSCB Yüksek Sovyeti, Halk Ekonomisi Sovyetleri düzenleme konusunda kararname kabul etti. Buna karşılık-Sovyetler Birliği ve ayrı ayrı cumhuriyetler çapındaki-bazı bakanlıklar dağıtıldı. İdarelerindeki işletmeler, Halk Ekonomisi Sovyetlerine aktarıldı.
“Fakat sanayi yönetimindeki bu değişiklikler-bazı olumlu sonuçlarına rağmen-beklenen meyveleri vermedi. Yönetimde işkolu ilkesinden işyeri ilkesine geçilmesi başka başka ekonomik bölgeleri işletmelerin arasındaki var olan ekonomik bağların kopmasına, bilimle üretim arasındaki ilişkilerin hafiflemesine neden oldu.” (s. 488-489-490)
“Sanayi kollarının bir merkezden yönetimi hafifleyince ve yeteri kadar yeni teknik uygulanmayınca, sanayide genel üretim artış tempoları yavaşlayıverdi… Sanayinin işyeri ilkesine göre yönetilişi-İktisat Halk Ekonomisi Sovyetleri aracılığıyla-kol kol gelişimi engellendiği gibi, ülkenin ayrı ayrı bölgelerinde bulunan işletmeler arasındaki üretim bağlarının da sağlamlaşmasına yardım etmiyordu. Bu yönetim biçimi, sanayi yönetimini parçaladı. Planlamadaki konular, işletmelere normal biçimde malzeme sağlanmasını, birçok hallerde de sermaye yatırımlarının doğru dürüst uygulanmasını engelliyordu.” (s. 511)
“Sosyalist iktisat faaliyeti ilkeleri, SBKP Merkez Komitesinin Eylül Oturumu (1965) kararlarında daha da geliştirildiler. Eylül oturumu ‘Sanayiin yönetimini iyileştirme, planlama işini mükemmelleştirme ve sanayi üretimini ekonomik bakımdan hızlandırma’ sorunlarını eleştirdi. A.N. Kosigin bu konuda rapor okudu.
“Oturum ekonomik reform yapılmasını (sözü edilen reformlar, ünlü Liberman reformlarıdır-bn.) kararlaştırdı. Devlet plancılığını iyileştirmek, işletmelerin ekonomik girişkenliğini ve bağımsızlığını arttırmak, üretim topluluklarında faaliyetlerin sonuçlarına karşı maddi ilgiyi ve sorumluluğu arttırmak reformun hedefleri arasına girmektedir. Oturum şu sonuca vardı: Sanayi kollarında yönetimin iyileştirilebilmesi ve bilimsel-teknik ilerleyişin hızlandırılabilmesi için, halk ekonomisinin en önemli kolları için ülke ya da cumhuriyet çapındaki bakanlıkların açılması gerekir.
“Sanayii kol kol yönetme biçimine geçmek, eski sisteme-Halk Ekonomisi Sovyetlerinden var olan sisteme-dönmek değildi…” (s. 515)
Revizyonist burjuvazi, sosyalist merkezi planlamayı, “putlaştırmaya”, “planın putlaştırılmasına”, “bürokratizme”, “aşırı merkeziyetçiliğe”, “dogmatizme” karşı mücadele, “Lenin’e dönüş”, “Stalin’in çarpıttığı ekonomi teorisini aşma”, “tabandan planlama”, “demokratikleştirme”, “işletme bağımsızlığını geliştirme”, “merkezi direktiflerle ekonomi yönetimin eskidiği” vb. gibi slogan ve demagojiler sisi altında tasfiye etti. Merkezi planlamanın direktif biçimindeki teori ve pratiği büyük bir oranda tasfiye edilerek, büyük bir oranda bağlayıcı olmaktan çıkarılmış ve sözde yol gösterici bir planlamaya dönüştürülmüştür.
“Bu, SBKP MK’sının eylül 1965’teki genel kongresinde iyice açıklık kazandı. Kruşçev’in küçük değişiklikler ve münferit deneylerle başlamış olduğu şey, şimdi tüm ekonomi için açıkça saptanmaktaydı: karın azamileştirilmesi kapitalist ilkesini, ekonominin itici ilkesi haline getirilmesi. Kosigin, bu genel kongrede yaptığı tarihi konuşmasında, bu güne değin geçerliliğini korumuş olan, ‘Ekonomi Reformu’ temellerini açıkladı.
“ ‘Planlamanın mükemmelleştirilmesi’ ve ‘işletmelerin ekonomik bağımsızlıklarının ve inisiyatiflerinin genişletilmesi’ bahanesi altında Kosigin, merkezi planlamanın rolünü sert bir biçimde sınırladı ve direktör ve idarecilerin ‘inisiyatiflerine’ geniş bir hareket sahası bahşetti. O zamana kadar ki 40, 50 plan rakamı yerine şimdi, yalnızca 8 plan rakamı merkezi olarak verilmekteydi. ‘Ekonomik faaliyetin diğer karakteristikleri’, diyordu Kossigin, ‘işletme tarafından bağımsız olarak, üst organların tahsisi olmadan planlanacaktır.’ Hatta eskilerde en önemli rakam olan ‘brüt üretim’ bile gizlice karalandı ve yerine, ‘meta üretimi genişliği’ konuldu. Yani şimdi üretim planı ancak, ürünler tüketicilere satıldıklarında gerçekleştirilmiş sayılmaktadır. Böylece işletmeler, büyük ölçüde talebin hür iradesine bağımlı kılındılar. Bunun yanı sıra, ‘kar ve karlılık’ şeklindeki plan hedefi, merkezi bir rol üstlendi. ‘Çalışanların sayısı’ ve ‘emeğin verimliliği’ gibi plan hedeflerinin bertaraf edilmesiyle işletmelere, karı yükseltmek amacıyla işçilerin işten çıkarılmaları, çalışma hızının yükseltilmesi gibi her türlü ıslahatları yapmalarına imkân verildi.” ( W. Dickhut, SBKR, II. Kitap, s. 38)
“1965 reformları…olağan küçük reformların çok ötesine geçmiş ve planın içeriğini piyasa ekonomisi yönünde değiştirmiştir.” (A. Carlo, age., s. 50)
Konu hakkında Korkut Boratav ise şunları söyler:
“1963-1968 yıllarını Doğu Avrupa ülkeleri ve SSCB’nin planlama sistemleri ve ekonomileri için bir dönüm noktası kabul etmek doğru olacaktır. Gerçekten de bu yıllar içerisinde sözü edilen ülkelerin hepsinde planlama yöntemleri ‘iktisadi reform’ adı altında sunulan bir dizi tedbir ve yenilikle köklü değişikliklere uğramış; şimdiye kadar ‘geleneksel model’ diye adlandırdığımız planlama sisteminin bir kalemde değilse bile giderek tasfiyesi üzerinde temel ve hayati bir karar alınmıştı.” (Sosyalist Planlamada Gelişmeler, s. 231, iba. Savaş Yay.)
“1965 reformlarının, bütün ülkelerde aynı yönde ve benzer tedbirler ve değişiklerden oluşması ve peşpeşe meydana gelmesi dikkat çekicidir….” (age, s. 232, italikler yazara ait-iya.)
“1965 reformları, önceki yenilik denemelerinin bir sentezini yapma ve böylece tutarlı yeni modellere ulaşma yönünde sistematik bir çabayı temsil eder ve bu yönüyle 1950’lerin kısmi reformlarından ayrılır.” (age., s. 234)
“…Reformların bu konudaki ‘asgari müşterek’leri, merkezden fiziki olarak tahsisi planlanan girdilerin sayısının azalması, işletmeler arası dolaysız bağların, sözleşmelere dayanan piyasa ilişkilerinin genişlemesidir.” (age., s. 233)
“1962 yılında Liberman’ın Pravda’da yayınlanan bir makalesi ve makaleyi izleyen tartışma daveti ile başlamıştır. Liberman bu yazısında, işletmelere verilen plan hedeflerinin azaltılmasını, üretim planlarının tespitinde işletmeler arası dolaysız temasların aktif rol oynamasını, temel başarı göstergesinin kar haddi olmasını, primlerin planlanmış karlara ulaşılması halinde azamileştirilmesini öneriyordu.” (age., s. 240, iya.)
“ ‘Yarı-resmi’ denebilecek kadar kuvvetli bir destekle ortaya atılan reform tezlerinin tartışılması da esas olarak pratik ayrıntılar etrafında olmuş ve bazı yeni unsurlar ve değişikliklerle ‘Liberman öneriler’ 1965 Sovyet reformunun genel çerçevesini oluşturmuştur.” ( age., s. 240-241)
“Sovyet reformu, merkeziyetçi sistemden uzaklaşma bakımından en ileri giden model olmamakla birlikte; eski uygulama ve yöntemlerden temelden ayrılarak iktisadi hayat üzerinde derin etkiler bırakmıştır.” (age., s. 246)
“ ‘1965 reforumları’ diye adlandırdığımız değişikliklerin, bütün ülkelerde ademi-merkeziyetçi modeller doğrultusunda olduğunu söyledik. Bu terime, daha önceki bölümlerde kullandığımız kriterler vasıtasıyla kesin anlamını verecek olursak, reformların, plan uygulanmasında direktiflere dayanan merkeziyetçi modelden, parametrelere dayanan ademi-merkeziyetçi bir modele geçişi temsil ettiği söylenebilir.” (age., s. 258, iya.)
Sovyetlerde 1965 reformuyla birlikte “İşletmelere yönelik plan direktiflerinin sayısı azaltılarak sekiz unsura indirilmiştir…” (age., s. 252)
Boratav’ın kişisel değerlendirmeleri bir yana, bizce, “1965 reformları” üzerindeki çalışması da, gerçekte, sosyalist planlı ekonominin giderek tasfiye edildiğini göstermektedir. Boratav, sürecin kapitalizme doğru ilerlediğini kabul etmekle birlikte, sosyalizmin henüz tasfiye edilmediğini düşünmekte, bunun için sürecin henüz tamamlanmadığını savunmakta ve bu tezini de “klasik” kapitalist piyasa ekonomisinin tipik işleyiş ve görünümlerinin çıplak olarak ortaya çıkmamasına ya da belki de, daha doğru bir anlatımla, sürecin bu bakımdan olgunlaşmamış olmasına dayandırmaktadır.
Bu düşünceyi ifade eden ana teori ve tezleri ilgili yerlerde ele aldığımız için, işin bu yanını sadece hatırlatıp geçmekle yetiniyoruz.
“ ‘İktisadi yönetimdeki bu kusurlar, planlamayı daha fazla karmaşıklaştırarak, ayrıntılılaştırarak ve merkezileştirerek değil, ekonomik insiyatif ve işletmelerin bağımsızlığını geliştirilerek bertaraf edilmelidir … İşletmelere daha geniş inisyatifler verilmeli; merkezi planlamanın kılı kırk yaran idari vesayetiyle sınırlandırılmamalıdır.’(Liberman)”
“ ‘Stalin… iktisadi yönlendirme araçlarının yerine açıkça yasayla idareyi koydu… Mali kaynakların işletmeler tarafından kullanılmasına yönelik düzenleme, aşırı ve çok ayrıntılı olduğu noktalarda kaldırılmalı ve işletmelere bu kaynaklarla manevra yapmaları için daha büyük olanaklar verilmelidir.’(Gatovski)”
“ ‘Bu normlar (devlet planlama otoritesi tarafından belirlenen-WBB) büyük oranda geçersiz olmuşlardır; işletme yönetimlerinin inisiyatifini felç eden kılı kırk yaran idari vesayete dönüşmüşlerdir…Direktif normlarına bağlı, modası geçmiş ekonomik yönetim biçimlerini atma zamanı gelmiştir’(Trapeznikov).” (Aktaran W.B. Bland, SBKR, s. 27)
“ ‘Reformun özü, merkezi planlamanın ulusal ekonomik kalkınmanın en genel göstergelerinin formülasyonu üzerinde yoğunlaşmasından ibarettir; böylece işletmelerin bağımsızlığı artar.’ (Rumyantesv)”
“ ‘Bakanlıklar ve daireler tarafından tespit edilen işletmelere dönük plan görevlendirmelerinin sayısı, işletmelerin ekonomik bağımsızlığının ve insiyatifinin genişletilmesi için en aza düşürülmüştür.’ (Yerfimov)” (Aktaran age., s. 29)
“ ‘Bu işletmeler (‘reforme edilmiş’ sisteme göre çalışan işletmeler-WBB), şimdi kendi üretim planlarını bizzat hazırlıyorlar.’(Sokolov, Nazarov ve Kozlov)”
“ ‘Yeni yönetim sistemi…talebin tespitinde ve ürün çeşitlerinin belirlenmesinde işletmelerin haklarını genişletmiştir.’(Rumyantsev)”
“ ‘Ekonominin yönetilmesine özel yaklaşım,…işletmelere, mallarının çeşitlerinin somutlaştırılmasında eşit haklar…tanınmasıyla ortaya konmuştur…’
“ ‘Bunları (iktisat planlarını-WBB) öncelikle tespit edenler, işletmelerin bizzat kendileridir. Dahası bunlar yüksek ve iyi kanıtlanmış plan olmalılar.’ (Buniç)”
“ ‘İşletmelerin ve kuruluşların Beş Yıllık Planları, kendi faaliyetlerini planlamalarının temeli oldular.’ (Gatovski)”
“ ‘İşletmeler, gerek fiziksel miktar ve gerekse toplam satış değeri … ve gerekse diğer ekonomik göstergeler bakımından hangi kapsamda malların üretileceğine… kendileri karar verirler’ (Braginski).” (Aktaran age., s. 30-31)
“Beş Yıllık Planın hazırlanması fiilen imkansızdır.’ (Komin 1972)”
“ ‘Planın yerine getirilmesinin nesnel bir değerlendirmesini yapmak olanaksızdır… Gerçekte, dolaşımın planlanması hiçbir zaman tamamlanmış biçime ulaşamaz… Bu, ancak planlama döneminin sonu ile birlikte tanımlanabilir… Bütün değer göstergeleri  ve onlarla uyumluluk içinde olan somut gösterge ve fiyatlar bazında ulusal bir iktisat planı hazırlamak imkansızdır… Beş Yıllık Plan, değer göstergelerine göre hazırlandığında esasen anlamını yitiriyor.’ (Kotov)” (Aktaran age., s. 31)
 “ ‘İşletmelerin geniş bağımsızlığa sahip olduğu koşullarda merkezi bir planlama, artan belirsizlik ve ekonomik süreçlerinin olasılıkçı tahmini karakteriyle belirlenmiş olan bir ekonominin yönetimi için yöntemler geliştirme zorunluluğuyla da karşı karşıyadır.’ (Rumyantsev) ” (Aktaran age., s. 32)
“Ekonomik yönetiminin direktiflere dayalı eskimiş biçimlerinin ıskartaya çıkartılma zamanı gelmiştir… İktisadi etkileme, kapitalist ülkelerde bile başarıyla uygulanmaktadır… Bütün mali ve ekonomik kaldıraçların devletin elinde olduğu bizim koşullarımızda, ekonomik etkileme tedbirleri daha etkili olacaktır…
 “ ‘… Sosyalist devlet… iktisadi manivelalar sisteminin yardımıyla ulusal ekonomiyi ve her tekil işletmeyi yönlendirir.’ (Kosyaçenko) ” (Aktaran age., s. 32-33)
“ ‘Üretici işletmeler ve ticari işletmeler arasındaki anlaşmalar daha fazla yaygınlaştırılmalıdır.’ (Kosigin)” (Aktaran age., s.46)
Açık ve somut veriler göstermektedir ki, sosyalizmi tasfiye programı, doğası gereği, sosyalist merkezi planlamanın da tasfiyesini getirmiştir. Merkezi planlama bağlayıcı olmaktan çıkarılmıştır. Merkezi plana bağlı zorunlu üretim sekiz kalemle sınırlanmış, gerisi yerel işletmelerin özgür iradesine bırakılmıştır. Kar için üretim kapitalist ekonomik yasasının işlemesine bağlı olarak işletmeler kar, daha fazla kar için seferber edilmiş, merkezi revizyonist burjuva planlama kar için üretimi teşvik etmenin aracı, kaldıracı haline getirilmiştir.
Açık ki Brejnev-Kosigin önderliği ile sosyalist planlama tasfiye edilmiştir. Böyle bir sitemin kapitalizm olduğu gün gibi açık değil mi? Evet, oldukça açıktır. Sosyalist planlama ve yönetimi, sosyalizmin temel ekonomik yasasına bağlıdır ve sosyalizmin ekonomik gelişme yasalarından biri olan “orantılı-planlı-gelişme yasası” tarafından yönlendirilir ve üretimin kar için teşvikini değil, emekçilerin gereksinimlerini azami derecede tatmini için teşvikini ve merkezi planın bağlayıcı olmasını şart koşar; tıpkı Stalin ve sosyalizm döneminde olduğu gibi.
DEVAM EDECEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder