22 Nisan 2019 Pazartesi

Bir muhalifin pişmanlığı: Alexander Zinoviev Stalin ve SSCB'nin dağılması üzerine” *

Alexander Zinoviev (1922-2006) bir Rus filozofu, sosyolog, matematikçi ve yazardı, Sonradan anti- Sovyetliği ve anti- Stalinistliği için özür dileyen, Sovyetler Birliği'nde olağanüstü bir muhalif olayıdır.

Gençliğinde, 1939'da Joseph Stalin'e suikast tertipine karıştığı iddiasıyla tutuklandı. Zinoviev, Moskova Devlet Üniversitesi Mantık bolumu bölümü baş profesörü olarak, "muhalif" şöhreti kazandı.

Alexander Zinovyev anti Stalinizmi ve Stalin'e karşı suikast düzenlemeye yönelik tutuklanmasıyla ilgili olarak şunları söyledi;

“Ben zaten daha on yedi yaşında onaylanmış anti-Stalinistdim... Stalin'i öldürme fikri düşüncelerimi ve duygularımı doldurdu …. Saldırının 'teknik' olasılıklarını inceledik …. Hatta pratik yaptık. Eğer 1939'da beni ölüme mahküm etselerdi, kararları adil olurdu. Stalin'i öldürmek için bir plan yapmıştım; Bu bir suç değilmiydi? Stalin hala hayatta iken, şeyleri farklı gördüm, ama bu yüzyıla geri baktığım zaman, Stalin'in bu yüzyılın en büyük kişiliği, en büyük politik dahisi olduğunu söyleyebilirim. Birisi hakkında bilimsel bir tavır benimsemek, kişinin kişisel tutumundan oldukça farklıdır.”

2005 yılında ki, bir röportajda, Stalin'in suikastı hedefleyen bir komplonun üyesi olduğu sürece, 1939'daki tutuklanmasının haklı olduğunu söyledi. 

1978'de Sovyetler Birliği'ni terk etti - 1999'a kadar Batı Avrupa'da yaşadı.

Hem SSCB de sosyalist sistemde ve hemde Batı Avrupa nin kapitalist sisteminde yaşama fırsatına sahip olan, Zinovyev, Sovyetler Birliğinde (1989-1991) karşı devrimci olaylarından sonra düşüncelerinde bir U-dönüşü yaptı. O, önceki anti Sovyet duruşu için derinden pişman oldu ve hatta bunun için Rus halkından onu affetmesini istedi.

Kitaplarından birinde şunları söylüyordu:

“… Komünizm Rusya için çok organikti ve Rusların yaşam tarzına ve psikolojisine öylesine güçlü bir şekilde girmişti ki Komünizmin yıkımı, Rusya'nın ve Rus halkının tarihi bir insan olarak yok edilmesine eşdeğerdi. […] Bir anlamda, [Batılı soğuk savaşçıları] komünizmi hedef aldılar, fakat Rusya'yı öldürdüler ”. (Alexander Zinoviev, Russkaya tragediya (aslen 2002 yılında yayınlandı), AZ, Nesostoyavshiisya proekt , Moskova: Astrel '2009, s.409).

Yaşamının çoğu boyunca nefret ettiği Joseph Stalin'e gelince, 1993'te şöyle demişti:

“Onu insanlık tarihindeki en büyük kişilerden biri olarak görüyorum. Rusya'nın tarihinde o, benim görüşüme göre, hatta Lenin de daha büyükdü. Stalin'in ölümüne kadar anti-Stalinistim, ama onu her zaman çok zeki bir kişilik olarak gördüm . ”

Zinovyev bir komünist ya da bir Marksist-Leninist değildi. Ancak SSCB'de sosyalizmin yıkılmasından sonra, sosyalist sistemin başarılarının sadık bir destekçisi oldu. Problemlerine ve verimsizliğine rağmen , sosyalist sistemin kapitalizmin barbarlığından çok daha insani olduğunu fark etti.

Fransız Figaro dergisinde (1999) yaptığı röportajdan bazı ilginç yorumlar:

Soru: Yani, komünizm ile mücadele Rusya'yı yok etmek için bir komploydu?

ZINOVIEV: Kesinlikle. Bunu söylüyorum çünkü utanç verici bulduğum bu eylemin bir zamanlar istemsiz bir suç ortağıydım. Batı Rus felaketini istedi ve programladı. Belgeleri okudum ve Rusya’nın yıkımına doğru ideolojik mücadele kılığında giren araştırmaya katıldım. Bu, benim halkımı ve ülkemi yok edenlerin kampında artık kalamayacağım derecede dayanılmaz bir hale geldi. Batı benim için bir yabancı değil, ama ben onu bir düşman imparatorluğu olarak görüyorum. 

* * *

“Doğu Avrupa'da komünizmin çöküşünden sonra, Batıda vatandaşların sosyal hakları üzerine büyük bir saldırı başlatıldı. Bugün çoğu Avrupa ülkesinde iktidarda olan sosyalistler, sosyal güvenlik sisteminin parçalanması, kapitalist ülkelerde sosyalist olan her şeyi yok etme siyasetini takip ediyorlar. Batıda artık sıradan vatandaşları koruyabilecek bir politik güç yok. Siyasi partilerin varlığı salt bir formalite. Zaman geçtikçe (aralarında) daha az ve daha az farklılık gösterecekler. Balkanlar'daki savaş, demokratik olmanın dışında her şeydi. Bununla birlikte, savaş, bu tür girişimlere tarihsel olarak karşı olan sosyalistler tarafından gerçekleştirildi. Bazı ülkelerde iktidarda olan çevreciler, NATO bombalamalarının neden olduğu çevresel felaketi memnuniyetle karşıladılar. Hatta, bombaları yükleyen askerlerin özel koruyucu tulum giymelerine rağmen, tükenmiş uranyumu içeren bombaların çevre için tehlikeli olmadıklarını iddia etmeye bile cesaret ediyorlardı. Böylece demokrasi, Batı'nın sosyal yapısından yavaş yavaş yok oluyor. Totalitarizm her yere yayılıyor çünkü uluslarüstü yapı yasalarını bireysel devletler üzerine dayatıyor. Bu demokratik üstyapı emir verir, yaptırımlar uygular, ambargolar düzenler, bombalar atar, açlığa sebep olur. Clinton bile buna itaat ediyor. Mali totalitarizm, siyasal iktidarı zaptetti. Duygular ve merhamet, soğuk mali totalitarizme yabancıdır. Mali diktatörlükle kıyaslandığında, politik diktatörlük insancıldır. En acımasız diktatörlüklerde direnme mümkündü. Bankalara karşı isyan imkansız. ”

Batılı bir vatandaş, komünist propaganda döneminde bir Sovyet vatandaşından çok daha fazla beyni yıkanıyor. İdeolojide temel şey fikirler değil, onların dağıtım mekanizmalarıdır. Örneğin Batı medyasının kudreti, Vatikan'ın gücünün zirvesindeyken propaganda mekanizmasından karşılaştırılamaycak kadar çok daha büyüktür. Ve sadece sinema, edebiyat, felsefe değil - kültürün yaygınlaşmasında kullanılan tüm etki ve mekanizma kolları, en geniş anlamıyla, bu yönde çalışır. En ufak bir dürtüde, bu alanda çalışan herkes, benzer uyumla karşılık veriyorki, tüm emirlerin tek bir iktidar kaynağından geldiğini düşünmemek imkansız”.

“Sovyetler Birliği'nde aktif nüfusun% 10-12'si ülkedeki yönetim ve idare alanında çalıştı . ABD'de bu sayı % 16 ila% 20'dir. Ancak SSCB planlı ekonomisi ve bürokratik aygıtların yükü nedeniyle eleştirildi.

Komünist Parti Merkez Komitesinde iki bin kişi çalıştı. Komünist Parti aygıtı 150 bin işçiye ulaştı. Bugün Batı'da, sanayi ve bankacılık sektörlerinde daha fazla insanın çalıştırıldığı ,düzinelerce, hatta yüzlerce işletme bulursunuz .

Sovyet Komünist Partisi'nin bürokratik yapısı Batı nın büyük uluslarası şirketlerinin personeli ile karşılaştırıldığında, önemsiz derecede küçükdü.

Çeviri ve derleme
Erdoğan A
10 Ekim 2018

Kaynak
In Defense of Communism ©.

Bu yazı Marksist Leninist Değerlendirmeler sitesinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder