Sosyalist
Planlamanın Tasfiyesi
“Dışsal
bir hareketi, gerçek bir içsel harekete indirgemek bilimin görevleri
arasındadır.”(Marx, Kapital C. III., s. 275)
Revizyonist
burjuvazi, “Yeni İktisadi Politika”sına bağlı olarak, sosyalist merkezi planlamayı
da tasfiye eder. Bu doğrultudaki ilk adımlar Stalin’in ölümünün hemen ardından,
Eylül 1953 MK Oturum Kararları ile
atılır. 1954 ve 55 yılında alınan bir dizi kararla bu adımlar pekiştirilir. 55
yılında alınan kararlarla, merkezi planlamaya temel bir darbe indirilerek “koordine edilmiş planlama” (Kaganoviç)
yöntemine geçilir. A. Carlo da “1955’te eski üretim planlaması değiştirildi.”
(age., s. 82) saptamasını yapar. Revizyonist burjuvazinin 56’da iktidarı gasp
etmesiyle merkezi planlama daha da sınırlanır. Bazı merkezi bakanlıklar
dağıtılır, bölgesel düzeyde yeniden örgütlenir. Konuyla ilgili Brejnev döneminde yeniden yazılan “SBKP
Tarihi”nde şunları okuyoruz:
“XX.
Kongreden sonra başlayan dönem, Partinin yönetici rolünün daha da
güçlendirilmesiyle karakterize ediliyordu. Ağır sanayi ve tarımı geliştirecek,
emekçilerin refahını arttıracak, Parti ve Sovyet demokrasisini geliştirecek
yeni büyük işlere girişildi.”
“Ekonomiye
önem vermeye devam eden Parti, örgüt bakımından yönetimini iyileştirme çareleri
arıyordu. Sanayinin yönetilmesinde işkolu ilkesinden işyeri ilkesine geçilmesi,
administratif ve ekonomik bakımdan temel sayılan bölgelerde Halk Ekonomisi
Sovyetleri (Sovnarhoz) düzenlemesi önerildi. Bununla, sanayi yönetme alanındaki
yeni biçimlerin iktisat yönetimini üretime yaklaştırmalar, yerli inisyatiflere
daha da geniş ufuklar açmaları, değişik ekonomik kolların gelişmesinde
kurumculuk engellerini kaldırmaları bekleniyordu.
“Halk
Ekonomisi Sovyetleri düzenleme önerileri, Merkez Komitesinin şubat oturumunda
(1957) görüşüldü…Halk ekonomisi Sovyetlerin faaliyetlerini organize etme
alanında Gosplan ve Goskontrol (Devlet planı ve devlet denetimi) organlarının
oynayacağı role özellikle önem veriliyordu. Aynı yılın Mayıs ayında SSCB Yüksek
Sovyeti, Halk Ekonomisi Sovyetleri düzenleme konusunda kararname kabul etti.
Buna karşılık-Sovyetler Birliği ve ayrı ayrı cumhuriyetler çapındaki-bazı
bakanlıklar dağıtıldı. İdarelerindeki işletmeler, Halk Ekonomisi Sovyetlerine
aktarıldı.
“Fakat sanayi
yönetimindeki bu değişiklikler-bazı olumlu sonuçlarına rağmen-beklenen
meyveleri vermedi. Yönetimde işkolu ilkesinden işyeri ilkesine geçilmesi başka
başka ekonomik bölgeleri işletmelerin arasındaki var olan ekonomik bağların
kopmasına, bilimle üretim arasındaki ilişkilerin hafiflemesine neden oldu.” (s.
488-489-490)
“Sanayi
kollarının bir merkezden yönetimi hafifleyince ve yeteri kadar yeni teknik
uygulanmayınca, sanayide genel üretim artış tempoları yavaşlayıverdi… Sanayinin
işyeri ilkesine göre yönetilişi-İktisat Halk Ekonomisi Sovyetleri
aracılığıyla-kol kol gelişimi engellendiği gibi, ülkenin ayrı ayrı bölgelerinde
bulunan işletmeler arasındaki üretim bağlarının da sağlamlaşmasına yardım
etmiyordu. Bu yönetim biçimi, sanayi yönetimini parçaladı. Planlamadaki
konular, işletmelere normal biçimde malzeme sağlanmasını, birçok hallerde de
sermaye yatırımlarının doğru dürüst uygulanmasını engelliyordu.” (s. 511)
“Sosyalist
iktisat faaliyeti ilkeleri, SBKP Merkez Komitesinin Eylül Oturumu (1965)
kararlarında daha da geliştirildiler. Eylül oturumu ‘Sanayiin yönetimini
iyileştirme, planlama işini mükemmelleştirme ve sanayi üretimini ekonomik
bakımdan hızlandırma’ sorunlarını eleştirdi. A.N. Kosigin bu konuda rapor
okudu.
“Oturum
ekonomik reform yapılmasını (sözü edilen reformlar, ünlü Liberman
reformlarıdır-bn.) kararlaştırdı. Devlet plancılığını iyileştirmek,
işletmelerin ekonomik girişkenliğini ve bağımsızlığını arttırmak, üretim
topluluklarında faaliyetlerin sonuçlarına karşı maddi ilgiyi ve sorumluluğu
arttırmak reformun hedefleri arasına girmektedir. Oturum şu sonuca vardı:
Sanayi kollarında yönetimin iyileştirilebilmesi ve bilimsel-teknik ilerleyişin
hızlandırılabilmesi için, halk ekonomisinin en önemli kolları için ülke ya da
cumhuriyet çapındaki bakanlıkların açılması gerekir.
“Sanayii kol
kol yönetme biçimine geçmek, eski sisteme-Halk Ekonomisi Sovyetlerinden var
olan sisteme-dönmek değildi…” (s. 515)
Revizyonist
burjuvazi, sosyalist merkezi planlamayı, “putlaştırmaya”, “planın
putlaştırılmasına”, “bürokratizme”, “aşırı merkeziyetçiliğe”, “dogmatizme”
karşı mücadele, “Lenin’e dönüş”, “Stalin’in çarpıttığı ekonomi teorisini aşma”,
“tabandan planlama”, “demokratikleştirme”, “işletme bağımsızlığını geliştirme”,
“merkezi direktiflerle ekonomi yönetimin eskidiği” vb. gibi slogan ve demagojiler
sisi altında tasfiye etti. Merkezi planlamanın direktif biçimindeki teori ve
pratiği büyük bir oranda tasfiye edilerek, büyük bir oranda bağlayıcı olmaktan çıkarılmış ve sözde yol gösterici bir planlamaya dönüştürülmüştür.
“Bu, SBKP
MK’sının eylül 1965’teki genel kongresinde iyice açıklık kazandı. Kruşçev’in
küçük değişiklikler ve münferit deneylerle başlamış olduğu şey, şimdi tüm
ekonomi için açıkça saptanmaktaydı: karın azamileştirilmesi kapitalist
ilkesini, ekonominin itici ilkesi haline getirilmesi. Kosigin, bu genel
kongrede yaptığı tarihi konuşmasında, bu güne değin geçerliliğini korumuş olan,
‘Ekonomi Reformu’ temellerini açıkladı.
“
‘Planlamanın mükemmelleştirilmesi’ ve ‘işletmelerin ekonomik bağımsızlıklarının
ve inisiyatiflerinin genişletilmesi’ bahanesi altında Kosigin, merkezi
planlamanın rolünü sert bir biçimde sınırladı ve direktör ve idarecilerin
‘inisiyatiflerine’ geniş bir hareket sahası bahşetti. O zamana kadar ki 40, 50
plan rakamı yerine şimdi, yalnızca 8 plan rakamı merkezi olarak verilmekteydi.
‘Ekonomik faaliyetin diğer karakteristikleri’, diyordu Kossigin, ‘işletme
tarafından bağımsız olarak, üst organların tahsisi olmadan planlanacaktır.’
Hatta eskilerde en önemli rakam olan ‘brüt üretim’ bile gizlice karalandı ve
yerine, ‘meta üretimi genişliği’ konuldu. Yani şimdi üretim planı ancak,
ürünler tüketicilere satıldıklarında gerçekleştirilmiş sayılmaktadır. Böylece
işletmeler, büyük ölçüde talebin hür iradesine bağımlı kılındılar. Bunun yanı
sıra, ‘kar ve karlılık’ şeklindeki plan hedefi, merkezi bir rol üstlendi.
‘Çalışanların sayısı’ ve ‘emeğin verimliliği’ gibi plan hedeflerinin bertaraf
edilmesiyle işletmelere, karı yükseltmek amacıyla işçilerin işten
çıkarılmaları, çalışma hızının yükseltilmesi gibi her türlü ıslahatları yapmalarına
imkân verildi.” ( W. Dickhut, SBKR, II. Kitap, s. 38)
“1965
reformları…olağan küçük reformların çok ötesine geçmiş ve planın içeriğini
piyasa ekonomisi yönünde değiştirmiştir.”
(A. Carlo, age., s. 50)
Konu hakkında Korkut Boratav ise şunları söyler:
“1963-1968
yıllarını Doğu Avrupa ülkeleri ve SSCB’nin planlama sistemleri ve ekonomileri
için bir dönüm noktası kabul etmek
doğru olacaktır. Gerçekten de bu yıllar içerisinde sözü edilen ülkelerin hepsinde planlama yöntemleri ‘iktisadi
reform’ adı altında sunulan bir dizi tedbir ve yenilikle köklü değişikliklere
uğramış; şimdiye kadar ‘geleneksel model’ diye adlandırdığımız planlama
sisteminin bir kalemde değilse bile giderek tasfiyesi üzerinde temel ve hayati
bir karar alınmıştı.” (Sosyalist Planlamada Gelişmeler, s. 231, iba. Savaş
Yay.)
“1965
reformlarının, bütün ülkelerde aynı yönde
ve benzer tedbirler ve değişiklerden
oluşması ve peşpeşe meydana gelmesi
dikkat çekicidir….” (age, s. 232, italikler yazara ait-iya.)
“1965
reformları, önceki yenilik denemelerinin bir sentezini yapma ve böylece tutarlı
yeni modellere ulaşma yönünde sistematik bir çabayı temsil eder ve bu yönüyle
1950’lerin kısmi reformlarından ayrılır.”
(age., s. 234)
“…Reformların
bu konudaki ‘asgari müşterek’leri, merkezden fiziki olarak tahsisi planlanan
girdilerin sayısının azalması, işletmeler arası dolaysız bağların, sözleşmelere
dayanan piyasa ilişkilerinin genişlemesidir.” (age., s. 233)
“1962 yılında
Liberman’ın Pravda’da yayınlanan bir makalesi ve makaleyi izleyen tartışma
daveti ile başlamıştır. Liberman bu yazısında, işletmelere verilen plan
hedeflerinin azaltılmasını, üretim planlarının tespitinde işletmeler arası
dolaysız temasların aktif rol oynamasını, temel başarı göstergesinin kar haddi
olmasını, primlerin planlanmış karlara ulaşılması
halinde azamileştirilmesini öneriyordu.” (age., s. 240, iya.)
“
‘Yarı-resmi’ denebilecek kadar kuvvetli bir destekle ortaya atılan reform
tezlerinin tartışılması da esas olarak pratik ayrıntılar etrafında olmuş ve
bazı yeni unsurlar ve değişikliklerle ‘Liberman öneriler’ 1965 Sovyet
reformunun genel çerçevesini oluşturmuştur.” ( age., s. 240-241)
“Sovyet
reformu, merkeziyetçi sistemden uzaklaşma bakımından en ileri giden model
olmamakla birlikte; eski uygulama ve yöntemlerden temelden ayrılarak iktisadi
hayat üzerinde derin etkiler bırakmıştır.” (age., s. 246)
“ ‘1965
reforumları’ diye adlandırdığımız değişikliklerin, bütün ülkelerde
ademi-merkeziyetçi modeller doğrultusunda olduğunu söyledik. Bu terime, daha
önceki bölümlerde kullandığımız kriterler vasıtasıyla kesin anlamını verecek
olursak, reformların, plan uygulanmasında
direktiflere dayanan merkeziyetçi modelden, parametrelere dayanan ademi-merkeziyetçi bir modele geçişi temsil
ettiği söylenebilir.” (age., s. 258, iya.)
Sovyetlerde 1965 reformuyla birlikte “İşletmelere
yönelik plan direktiflerinin sayısı azaltılarak sekiz unsura indirilmiştir…”
(age., s. 252)
Boratav’ın kişisel değerlendirmeleri bir yana,
bizce, “1965 reformları” üzerindeki çalışması da, gerçekte, sosyalist planlı
ekonominin giderek tasfiye edildiğini göstermektedir. Boratav, sürecin
kapitalizme doğru ilerlediğini kabul etmekle birlikte, sosyalizmin henüz
tasfiye edilmediğini düşünmekte, bunun için sürecin henüz tamamlanmadığını
savunmakta ve bu tezini de “klasik” kapitalist piyasa ekonomisinin tipik
işleyiş ve görünümlerinin çıplak olarak ortaya çıkmamasına ya da belki de, daha
doğru bir anlatımla, sürecin bu bakımdan olgunlaşmamış olmasına dayandırmaktadır.
Bu düşünceyi
ifade eden ana teori ve tezleri ilgili yerlerde ele aldığımız için, işin bu
yanını sadece hatırlatıp geçmekle yetiniyoruz.
“ ‘İktisadi
yönetimdeki bu kusurlar, planlamayı daha fazla karmaşıklaştırarak,
ayrıntılılaştırarak ve merkezileştirerek değil, ekonomik insiyatif ve
işletmelerin bağımsızlığını geliştirilerek bertaraf edilmelidir … İşletmelere
daha geniş inisyatifler verilmeli; merkezi planlamanın kılı kırk yaran idari
vesayetiyle sınırlandırılmamalıdır.’(Liberman)”
“ ‘Stalin…
iktisadi yönlendirme araçlarının yerine açıkça yasayla idareyi koydu… Mali
kaynakların işletmeler tarafından kullanılmasına yönelik düzenleme, aşırı ve
çok ayrıntılı olduğu noktalarda kaldırılmalı ve işletmelere bu kaynaklarla
manevra yapmaları için daha büyük olanaklar verilmelidir.’(Gatovski)”
“ ‘Bu normlar
(devlet planlama otoritesi tarafından belirlenen-WBB) büyük oranda geçersiz
olmuşlardır; işletme yönetimlerinin inisiyatifini felç eden kılı kırk yaran
idari vesayete dönüşmüşlerdir…Direktif normlarına bağlı, modası geçmiş ekonomik
yönetim biçimlerini atma zamanı gelmiştir’(Trapeznikov).” (Aktaran W.B. Bland,
SBKR, s. 27)
“ ‘Reformun
özü, merkezi planlamanın ulusal ekonomik kalkınmanın en genel göstergelerinin
formülasyonu üzerinde yoğunlaşmasından ibarettir; böylece işletmelerin
bağımsızlığı artar.’ (Rumyantesv)”
“
‘Bakanlıklar ve daireler tarafından tespit edilen işletmelere dönük plan
görevlendirmelerinin sayısı, işletmelerin ekonomik bağımsızlığının ve
insiyatifinin genişletilmesi için en aza düşürülmüştür.’ (Yerfimov)” (Aktaran
age., s. 29)
“ ‘Bu
işletmeler (‘reforme edilmiş’ sisteme göre çalışan işletmeler-WBB), şimdi kendi
üretim planlarını bizzat hazırlıyorlar.’(Sokolov, Nazarov ve Kozlov)”
“ ‘Yeni
yönetim sistemi…talebin tespitinde ve ürün çeşitlerinin belirlenmesinde
işletmelerin haklarını genişletmiştir.’(Rumyantsev)”
“ ‘Ekonominin
yönetilmesine özel yaklaşım,…işletmelere, mallarının çeşitlerinin
somutlaştırılmasında eşit haklar…tanınmasıyla ortaya konmuştur…’
“ ‘Bunları
(iktisat planlarını-WBB) öncelikle tespit edenler, işletmelerin bizzat
kendileridir. Dahası bunlar yüksek ve iyi kanıtlanmış plan olmalılar.’ (Buniç)”
“
‘İşletmelerin ve kuruluşların Beş Yıllık Planları, kendi faaliyetlerini
planlamalarının temeli oldular.’ (Gatovski)”
“ ‘İşletmeler,
gerek fiziksel miktar ve gerekse toplam satış değeri … ve gerekse diğer
ekonomik göstergeler bakımından hangi kapsamda malların üretileceğine…
kendileri karar verirler’ (Braginski).” (Aktaran age., s. 30-31)
“Beş Yıllık
Planın hazırlanması fiilen imkansızdır.’ (Komin 1972)”
“ ‘Planın
yerine getirilmesinin nesnel bir değerlendirmesini yapmak olanaksızdır… Gerçekte,
dolaşımın planlanması hiçbir zaman tamamlanmış biçime ulaşamaz… Bu, ancak
planlama döneminin sonu ile birlikte tanımlanabilir… Bütün değer göstergeleri ve onlarla uyumluluk içinde olan somut
gösterge ve fiyatlar bazında ulusal bir iktisat planı hazırlamak imkansızdır…
Beş Yıllık Plan, değer göstergelerine göre hazırlandığında esasen anlamını
yitiriyor.’ (Kotov)” (Aktaran age., s. 31)
“ ‘İşletmelerin geniş bağımsızlığa sahip
olduğu koşullarda merkezi bir planlama, artan belirsizlik ve ekonomik
süreçlerinin olasılıkçı tahmini karakteriyle belirlenmiş olan bir ekonominin
yönetimi için yöntemler geliştirme zorunluluğuyla da karşı karşıyadır.’ (Rumyantsev)
” (Aktaran age., s. 32)
“Ekonomik
yönetiminin direktiflere dayalı eskimiş biçimlerinin ıskartaya çıkartılma
zamanı gelmiştir… İktisadi etkileme, kapitalist ülkelerde bile başarıyla
uygulanmaktadır… Bütün mali ve ekonomik kaldıraçların devletin elinde olduğu
bizim koşullarımızda, ekonomik etkileme tedbirleri daha etkili olacaktır…
“ ‘… Sosyalist devlet… iktisadi manivelalar
sisteminin yardımıyla ulusal ekonomiyi ve her tekil işletmeyi yönlendirir.’
(Kosyaçenko) ” (Aktaran age., s. 32-33)
“ ‘Üretici işletmeler
ve ticari işletmeler arasındaki anlaşmalar daha fazla yaygınlaştırılmalıdır.’
(Kosigin)” (Aktaran age., s.46)
Açık ve somut
veriler göstermektedir ki, sosyalizmi tasfiye programı, doğası gereği,
sosyalist merkezi planlamanın da tasfiyesini getirmiştir. Merkezi planlama
bağlayıcı olmaktan çıkarılmıştır. Merkezi plana bağlı zorunlu üretim sekiz
kalemle sınırlanmış, gerisi yerel işletmelerin özgür iradesine bırakılmıştır.
Kar için üretim kapitalist ekonomik yasasının işlemesine bağlı olarak işletmeler
kar, daha fazla kar için seferber edilmiş, merkezi revizyonist burjuva planlama
kar için üretimi teşvik etmenin aracı, kaldıracı haline getirilmiştir.
Açık ki
Brejnev-Kosigin önderliği ile sosyalist planlama tasfiye edilmiştir. Böyle bir
sitemin kapitalizm olduğu gün gibi açık değil mi? Evet, oldukça açıktır.
Sosyalist planlama ve yönetimi, sosyalizmin temel ekonomik yasasına bağlıdır ve
sosyalizmin ekonomik gelişme yasalarından biri olan “orantılı-planlı-gelişme
yasası” tarafından yönlendirilir ve üretimin kar için teşvikini değil,
emekçilerin gereksinimlerini azami derecede tatmini için teşvikini ve merkezi
planın bağlayıcı olmasını şart koşar; tıpkı Stalin ve sosyalizm döneminde
olduğu gibi.
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder