İşletme Bağımsızlığının Kar İçin Üretim Yasasına Bağlı
Geliştirilmesi
1965
reformları ile her işletmenin üretim
fonları kurması ve sürekli büyütmesi
kararlaştırılır. Üretimi geliştirme fonları, kardan, amortisman payından ve
fazla teçhizatın satılmasından oluşturulacaktı. İşletmelerin bağımsızlığını
güvenceye almak, kendi kendisini tamamen finanse etmesi ilkesini
pratikleştirebilmek için bu uygulama geliştirildi. Bu aynı zamanda, sosyalizm
döneminde, devletin bedava olarak kendi işletmelerine dağıttığı üretim araçları
ve mali imkanlarla yatırım yapma ve yatırımları geliştirme ve bunu da bağlayıcı
bir merkezsel planlamanın inisiyatif ve denetimi altında gerçekleştirme uygulamasının tasfiyesiydi. Bu uygulama,
kendine yeterlilik, işletme muhasebesi, üretim verimliliğini yükseltme, karı
azamileştirme “reformu”nun doğal bir sonucuydu. “’Genişletilmiş sosyalist
yeniden üretim için kar, yaşamsal önemi olan kaynaktır.’ (Gatovski) ”
politikasının bir gereğiydi.
“ ‘Üretimi geliştirme fonunun kurulması,
yatırım amaçları için hazır olan işletme mali olanaklarında büyük bir artışına
neden olmuştur. 1964’te 120 milyon rubleden 1967’de 4 milyar rubleye çıkmıştır;
yani 33 mislinden daha fazla bir artış.’ (A. N. Kosigin)”
“ ‘1966 ve
1970 arasında işletme üretim geliştirme fonunun olanakları ortalama olarak altı
misli artmıştır.’ (N. Y. Drogişinsky)” (Aktaran age., s. 145)
“’Bir işletme
yönetimi, kendi gelişme fonlarıyla veya banka kredileri olarak yatırımlarda
bulunmak istiyorsa, karı ve verimliliği yükselten alternatifler için karar
verecektir… En güçlü karlılığı teminat altına alan versiyon için karar
verecektir.’ (Kaçaturov)”
“’Devasa
yatırım hacmi nedeniyle verimliliğe büyük önem verecektir; yani, her yatırım
birimi başına en iyi karı teminat altına alan en uygun inşa eğilimini
seçecektir.’ (Plotnikov)” (Aktaran age., s. 149)
Burada
merkezi planın tasfiye edilmiş
olduğunu ve kar için, en fazla karlı
olan sektörlerde vb. yatırım politikasına göre davranma burjuva sınıf tavrını bir kez daha görüyoruz.
Yeni
uygulamayla, işletmelerin başlıca
kaynağını kar ve daha fazla kar oluşturuyordu. Yeni dönemde artık
işletmeler “…olanaklar (yatırımlar-yazar) sadece istisnai durumlarda bütçeden
temin ediliyor.’ (Batirev)” du. (Aktaran age., s. 143-44) Yeni dönemde
yatırımlar iki biçimde tanımlanıyordu. Birincisi,
merkezileştirilmiş yatırımlardır; bu kategorideki yatırımlar devlet merkezi
tarafından yapılıyordu. İkincisi ise
merkezileştirilmemiş yatırımlardır; bu kategorideki yatırımlar işletmelerin kendi
öz kaynaklarına dayanan ve merkezi plan dışında kalan ve işletmeler tarafından
yapılan yatırımlardır. Bu ikinci kategorideki yatırımlar tümüyle “bağımsız
işletme”nin kendi imkânlarına dayanıyordu. 1969–70 arasında bütün yatırımların
% 80’i merkezileştirilmiş yatırımlardan oluşurken, % 20’si merkezileştirilmemiş
yatırımlardan oluşuyordu. Yeni burjuvazi, şimdilik % 20 düzeyinde olan bu
oranın “reformun derinleştirilmesiyle” artacağını vurgulamaktaydı. Ki
merkezileştirilmiş yatırımların % 78.8’i, yani toplam yatırımların % 58.8’i de işletmelerin devlet merkezine giden karından gerçekleştiriliyordu.
“
‘İşletmeler, ihtiyaç fazlası teczihatın ve diğer maddi değerlerin satımı ile
elde edilen paranın kullanılmasında daha geniş yetkileri kullanabilme
yeteneğine sahip oluyorlar.’ (Kosigin)”
“’İşletme,
mülkün ve üretici sermayenin satımında… daha büyük ekonomik haklara sahip
olacak.’ (Gatovski)” (Aktaran age., s. 63)
“’İşletmelere
fazlalık üretken sermayenin satımı için, görece olarak oldukça kapsamlı
yetkiler verilmiştir ve bu satıştan elde edilen gelirler, gelişme fonuna
akmaktadır..’ (Buniç)”
“ ‘…devlet,
işletmenin mükeffeleyitleri için sorumlu olmadığı gibi, işletme de devletin
mükellefiyetleri için sorumlu değildir.’”
(Aktaran age., s. 64)
Hukuksal
olarak işletme “sosyalist devlet
işletmesi” olarak tanımlanmaya devam edilir; ama işletmeler fiilen kendi
özgünlüğünde bağımsız işletme olarak işler ve zaten “ekonomik reform”larla
birlikte işletmelerin bağımsızlığı sürekli geliştirilir ve bu sözde sosyalist
devlet işletmeleri “bağımsız işletme” olarak tanımlanır; revizyonist burjuvazi
ise SB’de işletmelerin bağımsız işletme olmadığı iddialarını, “burjuva iftira” olarak niteler.
“ ‘Başka bir
burjuva konsept…sosyalist işletmelerin ekonomik bağımsızlığını reddediyor…Bu
savın kesin asılsızlığını ispatlamak zor değildir.’ (Kavina) ” (Aktaran age.,
s. 65)
Tablo açık ve
net değil mi!
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder