8 Eylül 2021 Çarşamba

TROÇKİZMİN BALTASI, MAHİR SAYIN, SAVRAN... BİRİNCİ BÖLÜM


BİRİNCİ BÖLÜM

I

SYKP'ye ait ''Siyasi Haber'' sitesinde ''Troçki Cinayeti Dosyası'' yayınlandı. Yazılan yazılar kapsamlı bir tarzda değerlendirilebilir ama biz, belli bir çerçevede sorunu ele almakla yetineceğiz. Dosyanın başlığı her ne kadar ''Troçki Cinayeti'' olarak atılmışssa da gerçekte, doğal ve kaçınılmaz olarak, bir bütün olarak Marksizm-Leninizm, Ekim Devrimi, sosyalist inşa ve dünya devriminin teorik ve politik perspektifleri tartışılıyor. Dosyanın temel içeriğini belirleyen şey, Marksizm-Leninizm'in, Lenin ve Stalin'in SSCB'sinin, sosyalist inşanın reddidir. Dosya, fırsattan istifade Stalin üzerinden Bolşevizm'in baştan aşağı çarpıtılması üzerinde şekillenmiş. Dünya burjuvazisinin ve yedeğindeki akımların bilinen ideolojik saldırısı, demagoji ve manipülasyonu ''Dosya'' aracılığıyla güncelleniyor. Kuşkusuz ki ''Dosya''ya yazılarıyla katılan her yazar aynı kagegoriye koyulamaz. Ancak biz bununla ilgili değiliz. Beynini, yüreğini, belkemiğini Troçkizm'in oluşturduğu teori ve propagda ve manipülasyonla ilgiliyiz.

Şöyle yazmıştık;

''Revizyonist/kapitalist sistem ve kampın çözülerek dağılmasıyla birlikte, Troçkistler, tarihin Troçki’yi ve teorisini haklı çıkardığını gürültülü bir biçimde ilan ettiler. Onlara göre, revizyonist/kapitalist kampın dağılışıyla, 'Stalinizm' iflas ederek çökmüş, Stalin, tarih tarafından tartışmasız bir şekilde mahkum edilmiştir. 'Marksizm’in dogmatikleştirilmesi de olan Stalinizm'’in bu yenilgisi , 'yaratıcı Marksizm’in önündeki barikat'ları kaldırmıştır. Artık arena Troçkizm için temizlenmiştir. Şimdi gün, Troçkizm’in günüdür…'' (SSCB'de Kapitalizmin Restorasyonu, Sosyalizmin Sorunları, Tarihi Dersler, s. 345, Troçkizm ve IV. Enternasyonal'in Eleştirisi, 1911, Akademi/Kuram, Akademi Yayın)


Ancak Troçkistler umduğunu bulamadı, ideolojik etki alanı özellikle de dolaylı, yarı-dolaylı gelişse de kendileri de çöken kapitalist/revizyonist sistemin altında kaldılar.

''Çöküş''ten sonra Anti-Stalinist kampanya doruk yaptı. Anti-komünist, anti-Stalinist fırtına hala esmeye devam etmektedir.


Bu kampanyanın dün olduğu gibi bugün de merkezinde dünya burjuvazisi, sosyal-demokrasi ve Troçkizm bulunmaktadır. Post-modern, post-Marksist liberal akım geliştirilen propagandanın versiyonları olarak süreçle iç içe. Marksizm-Leninizm'e karşı mücadele, hala, ezici bir oranda ''Anti-Stalinizm'' bayrağı altında sürdürülüyor; burjuvazi ve yedeğindeki akımlar ''Anti-Stalinizm'' adı altında yürütülen ideolojik, politik, psikolojik hareketin daha etkili olacağını düşünüyor. Uluslararası Troçkizm, ''Stalinizm'in ölümü''nü ilan ettiği, ''Troçkizm kazandı'' iddiasına karşın hala Lenin'i doğrudan karşısına almaya cüret edememektedir (en azından büyük çoğunluğu ve en etkili olan Troçkist çevreler). Hala Lenin savunucusu gözükmeye, Troçki'yi ''Leninist-Bolşevik'' olarak lanse etmeye devam etmektedir. Savran gibiler zaten öteden beri bu kervanda.


II

Troçki Ekim Devrimi'nden önce Marksizm'den etkilenmiş bir devrimcidir. Marks'ı anlayamadığı gibi Lenin'i de hiçbir zaman anlamamış tarihsel bir figürdür. Ekim Devrimi'nde önce olduğu gibi Ekim'den sonra da Marksizm-Leninizm'le mücadele etmek onun ideolojik-siyasi karakteri olmuştur.

O, Ekim Devrimi'ne katıldıktan sonra partinin önderliğinde, parti çizgisi ve direktifleri ekseninde iş yaptığı oranda proletar devrimin zaferine önemli katkılar yapmış bir figürdir de. Fakat siz bakmayın Troçki'nin ve yandaşlarının ''Leninist-Bolşevik'' olduğu iddiası ve propagandasına. Daha önce herhangi bir biçimde kendisini Leninist, Bolşevik olarak tanımlamayan, dahası buna açıkça karşı çıkan Troçki, ''Stalinizme karşı mücadele'' silahını kuşanınca, kendisini sahtekarca Lenin'in halefi, Leninist-Bolşevik olarak lanse etme gereksinimi duymuştur. Bu manevra Makyavelist karaktere sahip, duruma göre manevra yapma, durumun teorisini yapma yeteneğine sahip Troçki ve Troçkizm'in karakteristik özelliklerindendir.


Dolayısıyla Troçkist Sungur Savran'ın, ''Trotskiy, Stalin’in öldürttüğü son Bolşeviktir. Ondan önce hepsini temizlemiş bulunuyordu. Bunu anlamak çok önemli. Trotskiy cinayetinin anlamı ancak böyle kavranabilir.'' (Troçki Dosyası, Savran, ''Trotskiy suikastı: Bolşevizme son darbe'') derken yaşamını Bolşevizm'e karşı mücadeleye adamış, Bolşevizm'e ve Bolşevizm'in önderliğinde kurulan sosyalizme, sosyalist inşaya karşı savaşmış, Bolşevizm karşısında her girdiği mücadeleden yenilgiye uğrayarak çıkmış, giderek dünya burjuvazisinin saflarına iltihak ederek proletarya diktatörlüğünü ve sosyalizmi yıkmak için savaşmış Troçki'yi aklamak peşindedir. Troçki geçtik Bolşevik olmayı, Ekim öncesi de Ekim sonrası da yaşamını Bolşevizm'e karşı mücadeleye adamış birisidir.


Mahir Sayın da şunları yazmış;

''Uzun yıllar Bolşeviklerle çatışmasına rağmen Ekim Devrimi’nin en parlak yıldızlarından biri olmayı başaran, Lenin’in Stalin’e karşı duruş için vekalet verdiği Troçki’nin katli sorununu sosyalizm mücadelesinin bütününden ayrı olarak değerlendirmek mümkün değildir. Zira onun başını yaran balta ile sosyalist kuruluşun başını yaran balta aynı şeydir. Meselenin özü de, cinayetin kasıt unsurunu oluşturan sosyalizmin kuruluşu konusudur. Bu açıdan bu cinayet üzerine söz ederken cinayetin işleniş mekanizmasını da sosyalizmin kuruluşu konusundaki bakış açılarının somut ifadelerinden biri çerçevesinde görmek gerekir.'' (Troçki Dosyası, Sayın, ''Sosyalizmin kafasına inen balta ve Troçki’nin katli'', bba.)


Sayın belli ki, ya Lenin'in Troçki'ye ''Stalin'e karşı duruş için vekalet'' verdiğine inanıyor ya da ideolojik etkisine kapıldığı Troçkizm'in demagojisine inanır hale gelmiş. Bu sözleri büyük bir rahatlık içinde yazan Sayın, Lenin'in Stalin'e karşı vekalet verdiğini gösteren bir belge sunamıyor. Sayın'ın Troçki'nin sahte propagandasının hiçbir belgeye dayanmadığını bilmediğini düşünmek ise saflık olur. Keza Troçki'nin ''başını yaran baltanın'' ''sosyalist kuruluşun başını yaran balta'' ile aynı balta olduğu iftirası ile, proletarya diktatörlüğünü ve sosyalizmi yıkan Kruşçevci kızıl maskeli karşı devrimi, yeni tip burjuvaziyi ve kapitalizmin restorasyonunu aklamaktadır. Sayın küçük burjuva kurnazı bir tutumla faturayı Stalin'e keserek, böylece bir de buradan Troçkizm'e kan taşımaya çalışmaktadır. Bu, onun nesnel gerçeğidir.


Troçki bir Bolşevik mi? Savran'ın iddia ettiği gibi ''balta'' Bolşeviklerin ve Bolşevik Troçki'nin başına mı inmiş? Birlikte bakalım;


Troçki Lenin'in Ekim Devrimi ile Troçkistleştiğini savunuyor. Troçki kendisini Ekim Devrimin'in lideri olarak lanse ediyor. Troçki, Lenin ölmeden önce kendisini halefi ilan ettiğini ancak bunu partiye ilan etme olanağı bulamadan öldüğünü iddia ediyor. Kuşkusuz ki hepsi birbirinden büyük yalanlar. Kanıt yok, belge yok. Troçkizm'in karakteristik özelliklerinden birisi de bir yalanı bir kez değil, milyon kez tekrarla o gerçek kabul edilir özelliğidir. Bu Troçkist demagojinin ustalaştığı bir yetenektir.


Kitabımızda şöyle yazmıştık;

''1917 burjuva demokratik devriminin patlak verip zafere erişmesinden sonra, Nisan‘a doğru, Troçki, parti program ve disiplinini kabul ettiğini açıklayarak, partiye katılmak için başvurur. Stalin’in önerisiyle, Troçki ve dar aydın çevresi parti tüzüğünün gereklerine bağlı olarak RSDİP (B)’e kabul edilir. Lenin ve Parti, Partiye katılan Troçki’ye MK’da görev verir. Özel bir rol oynamamakla birlikte, Troçki, burjuva demokratik devrimin sosyalist devrime dönüşmesi ve sonrasında devrime önemli hizmetler sunar. Ama O, gerçekte Bolşevizm’i ve Partiyi biçimsel bakımdan benimsemiştir. Devrimciliği, maceracı ruhu, kariyerizm hastalığı, ordusuz general olması, devrim yıllarında Partiye katılmasını getirmiştir. Tarihsel deneyim, Troçki’nin Bolşevizm’i ve Bolşevik Parti’yi sadece biçimsel olarak kabul ettiğini olanca açıklığı ile (daha sonraki yıllarda) berrak bir tarzda kanıtlayacaktı. Ayrıca vurgulamak ve hatırlatmak gerekir: Lenin 'Vasiyet'inde, Troçki’nin bir Bolşevik olmadığını açık ve kesin bir tarzda belirtir. Lenin’in ölümünden sonra kendisini Lenin’in temsilcisi ve doğal mirasçısı, giderek hakkı yenmiş mazlumu oynayan ve kendisini de böyle lanse eden ve yandaşları tarafından da böyle lanse edilen Troçki’nin ve Troçkizm’in bu sahtekarlığını görmek bakımından Lenin’in 'Vasiyet'i daima anımsanmalıdır.''


''Troçki’ye, IV. Enternasyonal’e ve Troçkistlere göre, gerçekte çağımızda Marksizmini geliştiren Lenin değil, Troçki’dir. Lenin bir dehadır ama Troçki kadar da değil! Çağımızın Marksizm’i Leninizm değil, Troçkizm’dir. Troçki, kendisinin örgütlenme sorunlarında vb. yanıldığını ama Lenin’in de devrim teorisinde yanıldığını ileri sürer. Troçki, 1905 yılında yayınlanmış olan 'Sonuçlar ve Olasılıklar' broşürünün 1919 yılında yayınlanması dolayısıyla yazdığı 'Yeni Baskısına Önsöz'de, Ekim Devrimi’nin 'sürekli devrim' teorisini kanıtladığını,' temel çizgileriyle '15 yıl' öncesinden Ekimle pratik olarak kanıtlanan teoriyi ortaya koyduğunu ileri sürer. (Rusya’da Sürekli Devrim Sonuçlar ve Olasılıklar, s.13)


Troçki ve Troçkistler, Leninizm’i ikiye ayırırlar: Ekim Devrimi’nden önceki Leninizm ve Ekim Devrimi’nden sonraki Leninizm. Yine bu ayrıma bağlı olarak, Ekim’den önceki Leninizm’i oportünizm ve Menşevizmin bir biçimi olarak ilan ederken, Ekim’den sonraki Leninizm’i Troçkizm olarak lanse ederler. Bunu da Troçkizm’e özgü revizyonist tahrifat ve demagoji eşliğinde yaparlar. Yani Troçki ve Troçkizm her dönemde, Leninizm’e-Bolşevizm’e-Marksizm’e karşı sınır tanımayan bir burjuva saldırganlıkla şekillenmiştir; hem Ekim öncesi hem de Ekim sonrası. Ekim öncesi Lenin’e, Leninizm’e karşı açıkça ve küstahça mücadele ederken, Ekim’den sonra bu mücadeleyi, doğrudan Lenin’e ve partiye karşı o gün öne çıkan sorunlar üzerinden açıktan geliştirirken, Lenin’in ölümünden sonra, bu savaşımını, 'Leninist-Bolşevik' kamuflajına bürünerek, 'Stalinizme', 'tek ülkede sosyalizm gerici teorisine', 'bürokrasiye' karşı mücadele sloganları, demagojisi ve manipülasyonu eşliğinde yürütmüştür ve geliştirmiştir.


Troçki, 'Rus Devriminin Üç Kavranışı' başlıklı makalesinde ise, şöyle yazar:

'Farklılıklar devrimin genel perspektifine ve oradan çıkan stratejiye ilişkindi. Menşevizmin perspektifi iliğine kadar yanlıştı: Proletaryaya büsbütün değişik bir yol izliyordu. Bolşevizmin perspektifi tam değildi: Mücadelenin genel yönünü doğru olarak gösteriyor ama aşamalarını yanlış karakterize ediyordu. Bolşevizmin perspektifinin yetersizliği 1905’te ortaya çıkmadıysa, bu, yalnızca devrimin daha ileri gelişim göstermemesindendi. Ama 1917 başında Lenin, partinin eski kadrolarına karşı doğrudan bir mücadele içinde, perspektifini değiştirmeye zorlandı.” (age, s. 137)''

Troçki budur işte.

''Sahtekar Troçki’ye ve ardıllarına inanacak olursak, Ekim Devrimi, Troçki’nin 15 yıl öncesinde ortaya koyduğu teoriyi doğruladığı gibi, Lenin de 15 yıl sonra, Partiye ve eski Bolşevik kadrolara karşı mücadele içinde, eski fikirlerini değiştirerek, Troçki’nin 'sürekli devrim' teorisini benimsemiş(tir). Yani böylece Lenin’in eski fikirlerini terk ederek Troçkistleştiğini dillendirir. Doğal olarak bu durumda, en büyük olan Lenin değil, Troçki’dir, Troçkizm’dir ve Ekim Sosyalist Devrimi’nin lideri de Troçki’dir. Kendisine ve yardakçılarına inanacak olursak, zaten Ekim Ayaklanması’nın mimarı da Troçki’ydi… Bu değerlendirmeye göre Lenin, 15 yıl sonra Troçki’nin teorisini, Troçkizm’i benimseyerek kendisine gelmiş! Üstelik Lenin’nin, kendi 'Vasiyeti'nde, net sözlerle, Troçki’nin bir Bolşevik olmadığını açık ve kesin bir tarzda vurgulayarak Partiyi özellikle uyarma gereksinimi duyduğu halde!!! Fakat bu gerçeğe karşın Troçki, Lenin’in ölümünün ardından kendisini, Lenin sadık izleyicisi, doğal mirasçısı, hakkı kötü adam Stalin ve 'Stalinistler' tarafından yenmiş, mağdur edilmiş mazlum rolünü, üstelik sınırsız bir iki yüzlülükle kendisini 'Leninist-Bolşevik' olarak lanse ederek, oynamaya devam etmiştir. Şu yüzsüzlüğe, şu demagoji ve manipülasyona bakın siz hele! Ama Troçkizm aynı zamanda bu demektir zaten.


İlkesizlik, demagoji, gerçeklerin aşırı çarpıtılması, siyasal sahtekarlık vb. Troçkizm’in tipik özelliklerinin bir kısmıdır sadece. Okuyucunun bir an için bile olsun bu gerçeği unutmaması gerekir. Tahrifatçılığın ve demagojinin üstadı Troçki ve Troçkistler Lenin’in Şubat Devrimi ile, Nisan Tezleriyle, Uzaktan Mektuplar’la, Ekimle kendisini aşarak Troçkistleştiği sahte iddiasını Lenin yaşarken değil, Lenin’in ölümünden sonra ileri sürmüştür. Bunun tesadüfi olmadığı ve olmayacağı ise son derece açıktır… Stalin, eski Troçkizm ile yeni Troçkizm arasındaki ayrımları ortaya koyarken şunları söylerken tümüyle haklıdır: '…Yeni troçkizm leninizme karşı militan bir kuvvet olarak çıkmayı göze almıyor, leninizmin ortak sancağı altında çalışmayı ve leninizmi yorumlamak ve iyileştirmek sloganı altında ortaya çıkmayı yeğ tutuyor. Bu, onun zayıflığındandır. Yeni troçkizmin Lenin’in ölümü ile zamandaşlığı, rastlantı sayılamaz. Lenin’in sağlığında bu cüretli adımı atmaya karar vermemişti.' (Troçkizm mi? Leninizm mi?, s. 33, Sol Yay.)

Troçki,  'sürekli devrim anlayışının' Ekim Devrimi ile doğrulandığını,'Sovyet düzeninin ilk yıllarında bunu hiç kimse inkar etmiyordu; tersine bu gerçek bir dizi resmi yayında kabul gör'üyordu, 'Ama Sovyet toplumunun durgun ve kemikleşmiş doruklarında Ekim’e karşı bürokratik gericilik baş gösterdiğinde, daha baştan yöneldiği şey, tarihte ilk proleter devrimini ötekilerden daha tam olarak yansıtan ve aynı zamanda onun eksik, sınırlı ve kısmi karakterini açıkça ortaya koyan bu teori oldu.  Böylece tepki yoluyla, Stalinizmin temel dogması olan tek ülkede sosyalizm teorisi ortaya çıktı.' (age, s. 137) iddiasını ileri sürüyor.

Sözde ''Bolşevik-Leninist'' Troçki budur işte.


''Troçki, kendisinin örgütlenme sorunlarında, Lenin’in ise devrimin karakteri, itici güçleri, stratejisi, iktidarın karakteri, perspektifleri konusunda yanıldığını; Lenin’in Şubat ve Ekim devrimlerinin deneyleri sayesinde ancak Troçki’yi kavrayabildiğini; böylece Lenin’in 1917 ile birlikte 'sürekli devrim teorisi'ni benimseyerek yenilendiğini saptar. Yani, Lenin büyük adamdır ama, Troçki kadar da değil kuşkusuz! Ki bu Troçki’nin 'klasik' bir taktiğidir. Örneğin 'Lenin' üzerine yazdığı kitaba bakınız; laf ola beri gele 'niyeti'yle yazılmış, Lenin’i vermekten uzak mı uzak bir kitap; aslında düpedüz kötü niyetle yazılmış bir 'yapıt'. (Bkz. Troçki, Lenin, Suda Yayınları, Birinci Baskı: Ekim 1975; internetten PDF olarak indirebilirsiniz.) 'Lenin' adını taşıyan bu kitapta görünüşte Lenin anlatılıyor gerçekte ise Troçki’nin ne denli büyük adam olduğu, Lenin’in bile ulaşamadığı sözde büyüklüğü anlatılıyor iğrenç bir üslupla.

Bu demagojiyi, manipülasyonu, yalan fırtınasını ve taktiğini Troçki’nin 'Hayatım' adlı kitabında da görebilirsiniz, hem de son derece tiksinti verici bir tarzda! Sözde de olsa Lenin’i över göründüğü yerlerde bile kendini yüceltir, Lenin’den daha üstün büyük adam olduğunu anlatır sürekli. Troçki ve Troçkistler bu konuda Lenin’e dayanarak tek bir kanıt gösterememektedirler ve gösterememişlerdir de; üstüne üslük, tam aksi yöndeki sayısız açık seçik kanıtı da yok saymışlardır paşa keyiflerince. Ama pardon, bir kanıtları var. Nerde mi? Troçki’nin 'Hayatım' kitabında. Nasıl mı? Anlatalım: Yoffe, Troçki’nin yakın bir dostudur. Yoffe, intihar eder. İntihar etmeden önce Japonya’da büyük elçidir. Ardından, ülkeye döndükten sonra, 'imtiyazlar komitesi'nde Troçki’nin yardımcısı olarak görev yapar. 'Partideki bunalım' ona çok dokunur. 'En dayanamadığı şey kalleşlikti'r. 'Yoffe’yi en çileden çıkaran şey, sürekli devrim teorisine yöneltilen kampanyaydı.' 'Yoffe bana (yani Troçki’ye-bn.) Lenin’le, galiba 1919’da sürekli devrim teması üzerine yaptığı bir konuşmayı anlatmıştı. Lenin, '' ‘Evet, Troçki haklıydı demişti.’” (Hayatım, s. 563) İyi kanıt değil mi! Ve Yoffe, Troçki’nin açıklamasına göre, intihar ederken kendisine bıraktığı mektupta demiş ki, 'Tuttuğunuz yolun doğruluğunda bir an bile şüphe etmedim ve bilirsiniz ki yirmi yıldan beri, ‘sürekli devrim’ zamanından bu yana sizinle beraber yürüdüm…. 1905’den beri politikada her zaman siz haklı çıktınız ve size kendi kulaklarımla duyduğum şeyi kaç kere söyledim: Lenin, 1905’te bile haklı olanın kendisi değil siz olduğunu söylemiştir. Ölüm halindeyken yalan söylenmez, işte size bunu bir defa daha söylüyorum.” (Hayatım, s. 566, italikler mektupta var)


Alın size işte kapı gibi kanıt, daha belanızı mı arıyorsunuz!!! Troçki efendi bu keyfi yöntemi her ihtiyaç duyduğunda kullanır, çünkü bundan öte herhangi bir kanıtı yoktur. Her şeyi çarpıtacak, demagoji yapacak, şunu bunu tanık gösterecek; onların ağzından işte Lenin, şuna Troçki haklı çıktı, ben yanıldım, çok geç de olsa, sayın yüce Troçki sayesinde doğru yolu bularak kendime geldim vs. vs. dedirtecek. Anlaşılan o ki, şu Lenin profesyonel üç kağıtçı, Troçki’nin haklı olduğunu başkalarına söylüyor ama nedense sadece Troçki’ye bunu itiraf edemiyor; herhangi bir açıklamasında ya da kitabında da Troçki haklıydı, ben ve biz Bolşevikler yanıldık diyemiyor. İşte size Troçki’nin Lenin’i teşhir etme, yıpratma operasyonunun bir diğer yöntemi; makyavelist Troçki, Lenin düşmanlığında sınır tanımıyor, adına da 'Stalinizm' vs. diyor. Troçki, Ekim Devrimi’nden önce Lenin’e sayısız biçimde 'sürekli' hakaret eder; örneğin, kendisi de bir Troçkist olan ve üç ciltlik Troçki biyografisinin yazarı Isaac Deutscher, şöyle der: 'Hiçbir Menşevik Lenin’e bu kadar sert bir şekilde çatmamıştır. Lenin ‘korkunç’, ‘ahlaksız’, ‘demagog’, ‘şapşal avukat’dır. ‘Kötü niyetli ve ahlak bakımından iğrençtir.’” (Troçki, C. I, s. 120) Ekim’de Parti’ye katıldıktan sonra Troçki, yöntem değiştirmiştir, ama yukarıda verdiğimiz örnekten de görüleceği gibi, huylu huyundan vazgeçmiyor.


Peki, Lenin, 'Vasiyet'inde (kendisini Lenin’in doğal varisçisi gören ve kendisini 'Bolşevik-Leninist' olarak tanımlayan) Troçki’nin bir Bolşevik olmadığını söylüyor? Ya buna ne demeli? Troçkistleşen Lenin’in, Troçkizm adına kendini yenilemiş(!), Troçkizm’i kavramış Lenin’in bu nankörlüğüne ne demeli peki? Yok canım, Lenin Troçki’ye halefim sensin demiş, zaten ölmeden önce Troçki’yi kendi yerine geçirmek için harekete geçmişmiş, bunu yalnızca bir Lenin bir de bay Troçki biliyormuş; ama ömrü el vermemişmiş; dahası, belki de bunu önlemek için Stalin, Lenin’i zehirlemişmiş; zaten Lenin’in 'Vasiyet'i şeytan Stalin ve Stalinist kötü adamlar tarafından partiden gizlemişmiş ve üstelik tahrif edilmişmiş! Evet, iyi bir kanıt! Troçki ve tayfasına yakışır bir kanıtlama yöntemi. Lenin, devrimden uzun yıllar önce, Troçki’nin 'temel hatası devrimin burjuva karakterini inkar etmesi ve bu devrimden sosyalist devrime geçişe ilişkin hiçbir açık düşünceye sahip olmamasıdır.' diyerek eleştirirken, Troçki’nin Şubat ve Ekim devrimlerine yaklaşımlarında çok çarpıcı bir şekilde kanıtlandığı gibi, daha baştan Troçki’nin geleceğini okumuş ve aydınlatmıştır. Lenin boşu boşuna ya da durup dururken Troçki’nin 'hiçbir zaman Marksizm’in herhangi bir önemli sorunu üzerine sağlam bir görüş'e sahip olmadığını vurgulamamıştır. Kimse, Troçki’nin, Troçkizm’in Marksizm/Bolşevizm düşmanı karakterini Lenin’den daha derin anlayamamıştır,''


Bakın ''Lenin'in halefi'', Mahir Sayın'ın ise ''Lenin’in Stalin’e karşı duruş için vekalet verdiği''ni söylediği Troçki neler söylemiş bu konuda;


Aynı dönemde, ikinci nöbetten birkaç hafta önce, Lenin benimle ilerde göreceğim işler üzerine uzun bir konuşma yaptı.”, “Konuyu yeniden ele almayı kararlaştırdık”, “…Stalinci fraksiyonu yıkmak ve Lenin’den sonra yerine benim geçmemi sağlayacak koşulları yaratmak” için Lenin’le anlaştık. “Lenin-Troçki Blok’u kafasıyla davransaydım, hiç şüphem yoktur ki zafere ulaşırdım, hem Lenin’in yardımı olmadan.” “‘Lenin ve Troçki’ blokunu Lenin’le benden başka bilen yoktu.” (Hayatım, s. 504, 505, 507, 508, bba.)


Bu açıklamanın hiçbir kanıtı olmadığını, tek ''kanıt''ın yalnızca Troçki'nin kendi açıklaması olduğu açıktır. Savran da Sayın da bu gerçeği iyi bilir fakat Leninizm karşıtlığı onları bu noktada da birleştirmektedir. Sorunun özü ve özeti buradadır.


Açık ki, Stalin'in, yukarıda aktardığımız analizinin, eski Troçkizm ile yeni Troçkizm arasındaki ayrımları ortaya koyarken yaptığı analizin ne denli doğru olduğunu görmemek için insanın kör ve sağır ya da Bolşevizm/Leninizm düşmanı olması gerekir.


''Lenin’in ölümü üzerine anılarını yazan Gorki, Lenin’le bir görüşmesinde geçen şu sözleri boşu boşuna tarihe kaydetmiyor: “Sustu ve sonra kısık sesle ve keyifsizce devam etti: ‘Fakat buna rağmen bizimkilerden biri değil! Gerçi bizimle birlik, fakat, bizimkilerden değil. Haris biri. Onda kötü bir şeyler var’...” Lenin Troçki’yi elbette ki çok iyi tanıyordu…


1917 Şubat Devrimi’nden sonra, (o da yalpalaya yalpalaya, kendini ağırdan satma da içinde olmak üzere bir dizi faktörün ve dar çıkarcılığın, kişisel ikbal avcılığının hesapları da dâhil, ardından) kayıtsız şartsız partinin program ve tüzüğünü kabul ederek Bolşevik Parti’ye katılmasına rağmen, daha sonra açığa çıktığı gibi, O bu teorisini ve eski düşüncelerini Bolşevik Parti’ye katıldıktan sonra da partiye ve sosyalizme karşı yürüttüğü yıkıcı mücadeleler eşliğinde ısrarla sürdürmüştür.


Temel tarihsel gerçek şudur: Troçki, hiçbir zaman bir Bolşevik olmamıştır, partiye katılırken de Bolşevizm’i-Leninizm’i özümseyerek değil, olağanüstü koşullarda, biçimsel kabulle katılmıştır. Lenin bu gerçeği yeni dönemin öz deneyimlerinden bir kez daha görmüştür. Troçki’nin kişiliğini de herkesten çok daha iyi bildiği içindir ki, kendisini “Bolşevik/Leninist” olarak ve Lenin’in hakkı yenmiş halefi olarak pazarlayan Troçki’nin bu saçma iddiasının aksine, bir Bolşevik olmadığını “Vasiyet”inde özellikle dillendirme ve vurgulama gereksinimi duymuştur. Lenin’in özellikle de “Vasiyet”inde bu gerçeği dile getirmesinin ne anlama geldiğini, partide ne gibi sonuçlara yol açacağını göremediğini iddia etmek, tam bir saçmalıktan ve Marksizm-Leninizm düşmanlığından ibaret bir propagandadır.


Okur, daha sonra sahtekârca kendisini Bolşevik-Leninist olarak pazarlamaya çalışan Troçki’nin Şubat Devrimi’nden sonra Ekim’e doğru Lenin’in partisine katılmasının öyküsünü bir de (gerçeği büyük bir oranda yansıtmamakla, dahası oldukça kötü bir şekilde çarpıtmakla birlikte)  I. Deutscher’den de okuyabilir. Burada bu öyküye başlı başına girecek değiliz. Ancak kısaca da olsa, şu Troçki’nin “Bolşeviklik” iddiası bakımından I. Deutscher’in kitabında verdiği bazı bilgileri aktarmakta ve özetlemekte yarar görüyoruz.


Hikâyesini geçiyoruz; I. Deutscher’in anlatımına göre Troçki’ye partiye katılması önerilir. Ancak Troçki teklife hemen yanıt vermez. “Troçki bir süre bağımsız bir politikacı olarak kal”ır. İnanacak olursak, Lenin Troçki’ye “verdiği cevapta, Bolşevik Partisindeki değişim üzerinde durdu. Bolşevik Partisinin ‘enternasyonalist’ bir görüş kazandığını ve ‘Bolşeviklikten çıktığını’ söyledi. (Yani Lenin ve Partisi Troçkizm’i kabul ederek Troçkistleşmiş; kuşkusuz ki okkalı bir yalan! bn.) Böylelikle, siyasal bakımdan Lenin ile tamamıyla anlaşmış durumdaydılar; Lenin’in hemen işbirliği için öne sürdüğü teknik teklifleri de kabul etmektedirler; ancak, Bolşevik Partisi bu kadar büyük bir değişikliğe uğradıktan sonra hem kendisinden hem de arkadaşlarından kendilerine Bolşevik demeleri istenemezdi. ‘Ben kendime Bolşevik diyemem. Eski kalıplara bağlı kalmak doğru değil.’ Örgütlerin yapacakları ortak bir kongrede yeni bir ad taşıyacak olan yeni bir parti halinde birleşmek daha doğru olurdu.” (Troçki, Silahlı Sosyalist C. I, s. 308, bba.)

Demek ki Troçki’nin Lenin’in ölümüyle birlikte ileri sürdüğü “Bolşevik/Leninist” iddiası tam bir sahtekârlıkmış, sahtekârlıktır.


Ekim Devrimi öncesi Troçkizm, Rusya proletaryasının tarihinde ciddi bir yer tutmaz. Kural olarak da (kendine özgü bukalemun oportünist kıvraklığıyla) Menşevizm’in safında yer alır. Menşevizme en uzak göründüğü nokta da bile bu böyledir. Ekim öncesi, politik mücadele tarihinde ciddi bir yer tutmamakla birlikte Troçki(zm), Bolşevizm’in (Leninizm’in) amansız bir düşmanıdır; her cephede olduğu gibi, Leninist proleter devrim teorisine ve bu teorinin Rusya koşullarına uyarlanması olan

kesintisiz devrim çizgisine karşı da saldırıya geçer.

Ekim öngününde, Troçki'nin partiye, yani Bolşevik Parti'ye katılmadan önce yaşanan süreci ve gelişmeleri biraz daha yakından inceleyelim.



Lenin, enternasyonalistlerle birleşme sorununu, “Enternasyonalistlerin Birleşmesi Sorunu Üzerine” makalesinde işler. Makale,  Mayıs 1917’de Pravda’da yayınlanır. Lenin makalesinde, “Partimizin ulusal konferansı, şu kararı aldı: gerçekten enternasyonalizm zemininde duran grup ve akımlarla yakınlaşma ve birleşme, bunların sosyalizme küçük burjuva ihanet politikasından kopmaları koşuluyla (iba.) gereklidir.” Lenin ve partisi, böyle bir birleşmenin zorunlu ve mutlak ön koşulu olarak sosyalizme küçük burjuva ihanetten başka bir şey olmayan sosyal yurtseverlikten, merkezci oportünizmden ilkeli ve bütünlüklü kopuşu şart koşmaktaydı. Çünkü birleşmenin muhatabı konumunda olan Enternasyonalistler (Troçki, Martov vb.) hala “orta yolcu sapmalar gösteriyorlardı.” Lenin, makalesinde, alınan parti kararına bağlı olarak “Mejrayonzi” çevresiyle de birleşmeye istekli olduklarını vurgular. Birleşme için önerilerini de açıklar. Lenin, aynı makalesinde, “Martov’un yandaşı Menşevikler ‘Anavatan savunucuları’ndan kopma”sı koşuluyla birleşmekten yana olduğunu ilan eder. Birleşmeden önce, “Tartışmalı sorunlar üzerine tartışma özgürlüğü” bağlamında “sorunların” “ ‘Prosveşçeniya’ dergisinde özgür tartışmayla” sağlanmasını ister. (Bkz. Lenin, S. E., C. 6, s. 131, İnter Yayınları) Okuyucuya Lenin’in makalesini incelemesini öneririz.

Kendine tapınan, kendisini doğanın, toplumun, tanrının benzersiz ve asla da aşılamayacak mucizesi olarak, dahası Tanrı’nın ta kendisi olarak gören ve lanse eden megaloman histoyik narsist Troçki, tarihin her döneminde ve dönemecinde “ulaşılmaz”, “efsane” insanı oynamış, tipik bir bireyci aydın olarak manevralarını da kendi bireysel konumunu güçlendirmeye göre düzenlemiştir. Ekim Devrimi’ne kısa bir süre kala partiye katılırken de aynı şey, geçerlidir. Ortacı, merkezci oportünist Troçki’nin şu Bolşeviklik iddiası bakımından tutumunu yukarıda, Deutscher’den aktarmıştık. Bu konuda, Lenin’in yukarıda üzerinde durduğumuz makalesinin notunda (Not 35) şu yazılanları hep birlikte okumak da ayrıca aydınlatıcı olacaktır.

Bolşeviklerle birlik sorunu, bu örgütün 23 (10) Mayıs 1917’de yaptığı ve Bolşevik Parti MK’sından Lenin, Zinovyev ve Kamenev’in katıldığı bir konferansta ele alındı. Lenin tarafından Konferans’a sunulan birlik üzerine karar, kısa bir süre önce yurtdışından Rusya’ya gelmiş ve bu örgüte (Orta Yol Örgütü-bn.) katılmış olan Troçki karşı çıktı. Troçki’nin bu konferans’ta yapmış olduğu konuşmaların önemli noktaları üzerine Lenin’in notları, bugüne kadar korunmuştur. Bu notlardan, Troçki’nin birleşme için, Bolşevikler,  ‘Mejrayonzi’ ve Menşevik Enternasyonalistlerin (Martov Grubu, Bkz. Not 36) birlikte ‘geniş temelde bir parti kongresi’ toplamaları koşulunu ileri sürdüğü anlaşılıyor. Troçki, birleşmeye Bolşeviklerin Mayıs (Nisan) 1917 Parti Konferansı’nda alınan kararların esas oluşturmasını kabul ediyor, fakat Bolşevikler birleşirken ‘Bizden, (yani Troçki ve ‘Mejrayonzi’den) Bolşevizmin kabul edilmesini beklememelidirler’ diyordu, zira o Bolşevik kararları ‘Bolşevizm enternasyonalleştiği ölçüde’, sadece bu ‘ölçüde’ kabul etmekteydi. ‘Bolşevikler –diye haykırıyordu- kendilerinin Bolşevikliğine son verdiler ve ben kendimi Bolşevik olarak adlandıramam.’”

Demek ki Troçki, partiye girerken, daha baştan Bolşevikliği zaten kabul etmemiştir, hiçbir zaman da Bolşevik olmamıştır. Partiye katılırken savunduğu eski görüşlerini sadece görünüşte “kapının eşiğinde bırak”mıştır. Zaten “Bolşevizm”, “Leninizm” ifadeleri, teori ve pratiği Troçki’nin, Troçkizm’in dilinde daima aşağılama, horlama, küfür amacıyla kullanılmıştır. Troçki’nin Lenin’in ölümünün ardından bu kavramların ardına gizlenmesi, kendini ısrarla Bolşevik/Leninist olarak sunması ise, Troçkizm’in güçsüzlüğünün, hiçliğinin, sınır tanımayan burjuva ikiyüzlülüğünün, aşırı çürümesinin ifadesidir; Lenin’e, Stalin’e, Bolşeviklere, SBKP (B)’ye, SSCB’ye, III. Enternasyonal’e karşı gerici ve karşı-devrimci yıkıcı çalışmalarını örtülemek gereksiniminin ürünüdür. Troçki’nin bu yönelimi, “Stalinizme karşı mücadele” adı altında Leninizm’in yerine Troçkizm’i geçirme operasyonuyla bağlıdır. Azgın Leninizm düşmanlığı demek olan Troçkizm, bu gerici zehirli amacına ulaşmak ve gerçek yüzünü gizlemek için Stalin’i Lenin ve Leninizm düşmanı olarak göstermeye özellikle çalışmıştır. Troçki’nin, bir dönem küfür amacıyla kullandığı “Bolşevik”, “Leninist” kavramlarının ardına geçip kendisini “Bolşevik-Leninist” ilan etmesi tarihin bir ironisidir.

Birleşme görüşmeleri sırasında Lenin’in Troçki’ye verdiği söylenen ve bilakis Troçki ve Troçkistler tarafından imal edilmiş sahte mi sahte yanıt (“Bolşevik Partisinin ‘enternasyonalist’ bir görüş kazandığını ve ‘Bolşeviklikten çıktığını’”) bir yana, gerçek durum şudur: “Arkasında birazcık da olsa ciddi bir grup bulunmayan ve ordusu olmayan, kendi başına buyruk bir siyasi olarak Bolşeviklere gelen Trocki, böyle bir durumda safrasını dolaba tıkmaktan ve Bolşevikleri izlemekten başka bir şey yapabilir miydi? Elbette hiç bir şey yapamazdı!” (Stalin, Eserler C. 6, s, 316)


Troçki’nin ordusuz bir general, pazarlık gücü olmayan bir şahsiyet olduğunu Deutscher’in verdiği şu bilgilerden de görebiliriz: Troçki, Şubat Devrimi’nin zaferinden sonra Amerika’dan Rusya’ya gelir. “Troçki’yi tam aradıkları şef sayarak tebrik eden siyasal grup, Orta-Yol Örgütü oldu. Rusça bu gruba kısa olarak Mezrayonka deniyordu.” (Ki bu örgütün resmi adı “Bölgeler Arası Birleşik Sosyal Demokratlar Örgütü”dür. Bu grup kendisini “fraksiyonlar dışı” olarak tanımlıyordu.) “…Bolşevik ve Menşevik olmayanlardan kurulu geçici bir topluluktu bu. Etkisi Petrogad’ın birkaç işçi bölgesinden öteye geçmiyordu. Bu bölgelerde bile Bolşevizmin hızla gelişmesi karşısında gerilemek zorunda kalmıştı.” “Ama örgütleri bağımsız bir hareket yaratamayacak kadar güçsüz ve dardı. Troçki yurda döndüğü sırada grup kendi geleceğini tartışıyor, Bolşevik ve öteki sol gruplara katılmayı düşünüyordu.” (Troçki, Silahlı Sosyalist, C. I, s. 304-305, iba.) “Troçki ve arkadaşları ise, ordusu olmayan büyük generaller durumundaydılar.” (age., s. 307)

İşte tablo bu.


Troçki’yi ABD dönüşü önderleri olarak karşılayan ve alkışlayan grup, 1913’te kurulmuş, Troçki’nin de destek verdiği Marksizm’den, Bolşevizm’den etkilenmekle birlikte ortacı oportünist küçük burjuva dar bir aydın çevresinden ibarettir. Troçki (ve Orta Yol çevresi), Bolşevik Parti’ye hemen katılmamıştır. Önce ortamı koklamış, acaba kime katılalım tartışması yapmıştır. Bu, ilginç bir durumdur. Yani Bolşevik Parti’yi sadece katılabilecekleri partilerden birisi olarak göz önünde tutmuşlardır. Bolşeviklerin dışında olan belli başlı etkin sol partiler ise, anarşistler, esas olarak da Menşevikler ve Sosyalist Devrimcilerdir. Demek ki Troçki ve çevresi bu partileri de (Menşevik ve S-D) hesaba katmaktaydılar; kuşkusuz ki öncelikle de Menşevikleri. “Troçki, Ekim Devriminden üç ay kadar önce, ancak Menşeviklerin kesin olarak yenilgiye uğradıklarından emin olduğu zaman, Menşevik kamptan Bolşevik kampa geçiverdi. Ayrıca devrimden hemen sonra meydana gelen olaylardan açıkça anlaşıldığı gibi, Troçki devrim sorunlarına yaklaşımını temelde zerrece değiştirmiş değildi. Yalnızca kendisine üstünlük sağlayacak alanı değiştirmişti.” (Jack T. Murphy, Stalin, s. 197, Üçüncü Baskı, Bilim ve Sosyalizm Yayınları)


Troçki, profesyonel bir kalpazandır. Ardılları da öyle! Marksizm-Leninizm’e, Lenin’e karşı mücadelelerini (megaloman Troçki’nin izinde) sahte ve uydurma “Stalinizme karşı mücadele” kılıfı giydiren sözde “devrimci Marksist” vs. Troçkistler, bir yandan Troçki’nin bildik yalanlarını, tahrifatlarını, demagoji ve manipülasyonunu dizginsizce sürdürürken, öte yandan da dünya devrimine, devrim ve sosyalizm kavgasına karşı, Troçkizm çizgisi temelinde, aşırı devrimci laflarla örttükleri azgın burjuva gerici savaşımlarını yeniden ve yeniden üreterek yol almaya devam etmektedirler. Hala sözde Lenin’den bahsetseler de, bir 20’li, 30’lu vb. yıllarda olduğu gibi ateşli değiller bu konuda uzun yıllardır. Ama her halükarda Marks’ı, Lenin’i, Leninizm’i vurabilmek için Lenin adını ve “Stalinizm” düşmanlığını kullanmaya gereksinim duyuyorlar. Her zamanki gibi bu gerici çalışmalarını yürütebilmek için, büyük şeytan ilan ettikleri Stalin’e, “Stalinizm” dogmasına gereksinim duyuyorlar. Çünkü bu örtüyü yüzlerinden çekip attıklarında, yüzlerindeki kızıl şal kalkacak, dolaysız bir şekilde Leninizm düşmanı, Ekim Devrimi’nin kazanımlarının, Bilimsel Komünizmin nefret dolu muhalifleri oldukları, dünya burjuvazisiyle organik bağlı “sol”cu Truva atı oldukları çırılçıplak ortaya çıkacaktır. Bundan dolayıdır ki, dil ucuyla da olsa, Lenin’den bahsetmeye hala devam ediyorlar ve edeceklerdir.


Troçkistlerin burjuvaziye özgü sınır tanımaz ikiyüzlülüğünü, Troçki Lenin kıyaslamalarında da görmekteyiz.  Onlar, görünüşte Lenin’i yüceltirken, hile yüklü bir üslupla, Troçki’yi yücelerden yüce bir yere oturtmaktadırlar. Üstelik sözde yaptıkları Lenin yüceltmelerinde, gerçekte, profesyonel hilebazlar olarak, sürekli bir şekilde Lenin’in ne kadar yetersiz olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadırlar. Troçkist bataklığın dilini bilmeyen, çözemeyen, çözmemiş olan insanları, böylece karanlık dünyalarına çekebilmektedirler. Zaten onlara göre, çağımızın Marksizm’i olarak bir Leninizm’den bahsedilemez. 1956 modern revizyonist karşı devrim sürecinden bu yana, hele özellikle de revizyonist/kapitalist sistem ve kampın çözülerek dağılışından sonra, bu konuda da, daha cesur davranabilmekte, Lenin’in yerine Troçki’yi, Leninizm’in yerine Troçkizm’i geçirebilmekte; Leninizm tanımının Lenin’i Marks’tan, Marksizm’den kopardığı (!) için yanlış ve Lenin’e haksızlık (!) olacağını ileri sürebilmektedirler. Uluslararası Troçkist akımın gitgide artan oranda Troçki adına, Troçkizm adına ortaya çıkması, artan oranda Lenin, Leninizm “eleştirisi” yapabilmeleri, halkımızın deyişiyle, “hayırlı” bir gelişmedir. Fakat bilmeliyiz ki, Troçkizm, biçimsel de olsa, Lenin adının arkasına sığınmaya, Leninizm’e saldırılarını “Stalinizm” düşmanlığıyla maskelemeye devam edecektir. Belli tarihsel evrelerden geçerek uluslararası sermayeye, uluslararası karşı devrime iltihak etmiş Troçki’nin, Troçkizm’in başka bir şansı da yoktur. Onun varlık sebebi “Stalinizm” düşmanlığı üzerinde, “Stalinizm” düşmanlığı ile kamufle edilmiş sinsi bir Marksizm-Leninizm düşmanlığı üzerinde yükselmektedir. Günün 24 saati ve her saniye yaptıkları Stalin düşmanlığı, Lenin’e, çağımızın Marksizm’i olan Leninizm’e düşmanlıklarını, doğrudan ve bütünüyle Lenin’i karşılarına alamadıkları için  “Stalinizm”le örtüleme operasyonudur. Aksi durumda, takke düşecek, kel görünecektir! Troçki de, dünya burjuvazisi de, IV. Enternasyonal de, günümüzün Troçkistleri de bunun çok iyi bilincindedirler.

Geçmeden, Troçkist yazarların kitaplarını, broşürlerini, yazılarını okuyanlar bilir, Troçkist propaganda, gına getirecek denli Troçki’nin basit, ilkel düşüncelerinin, iğrenç iddia ve saldırılarının tekrarından ibarettir. Hiçbir yaratıcılıkları yok. Zaten Troçkizm’in en yaratıcı, en yetenekli, en zeki ve çok yönlü beyni Troçki’dir; onu aşabilen de yok; ki onun da yaratıcılığı, ilkel, basit, eklektik, gerici ve şirret bir yaratıcılıktan ibaretti. Ama bu bakımdan derin bir yaratıcılığa sahip olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Troçkizm’in “sol” yaygaracılığı, sinsi taktikleri, ideolojik etki yaratabilme ve sızma yeteneği asla küçümsenmemelidir. Bu alandaki yaratıcılıkları oldukça gelişkindir. (Bunu, örneğin, incelemekte olduğumuz kesintisiz devrim ve iktidar sorunundaki oportünist düşüncelerden de görebilmekteyiz.) Troçkizm’in hemen arkasında dünya sermayesinin kudretinin yattığı, her an hatırlanmalıdır. Sosyal emperyalist kampın çöküşünün yarattığı derin ideolojik ve siyasi kargaşadan da özel olarak beslendikleri; dünya burjuvazisinin, dünya emperyalizmini ve gericiliğini mezara gömecek Leninist, “Stalinist” bir devrimcilik yerine, bütün enerjisini dünya emperyalizmini yaşatmaya hasretmiş görüntüde “antikapitalist” Troçkist bir “sürekli devrim”cilik geliştirmeye özel olarak yoğunlaştığı asla unutulmamalıdır. Troçkizm’in özgün tarihsel evrimi, dünya sermayesiyle perde arkasındaki organik bağları, içerisinden geçtiğimiz özgün tarihsel konjonktürün tablosu, ona şimdilik bazı özel avantajlar sunmaktadır bir geleceği olmasa da. Bu gerçekler asla gözden yitirilmemelidir.

Lenin boşu boşuna ya da durup dururken Troçki’nin “hiçbir zaman Marksizm’in herhangi bir önemli sorunu üzerine sağlam bir görüş”e sahip olmadığını vurgulamamıştır. Kimse, Troçki’nin, Troçkizm’in Marksizm/Bolşevizm düşmanı karakterini Lenin’den daha derin anlayamamıştır.'' Ve kimse Lenin'den sonra Troçkizm'in gerçeğini Stalin kadar derinlemesine anlayamamıştır...

Lenin döneminde Leninizm'i, Stalin döneminde ''Stalinizm''i, 56 sonrası revizyonist/kapitalist kampı, daha sonra Küba, Kuzey Kore, Çin'i yıkma strateji ve taktikleri ''Batı emperyalizmi''nin çıkarları doğrultusunda yürüten Troçkizm'de devrimciliğin D'si, Leninizm'in L'si, Marksizm'in M'si bulunmamaktadır. Troçkist sol çığırtkanlık sadece bu gerçekleri örtüleme, manipüle etmek için yaşamakta ve savaşmaktadır. Troçkizm'in varlık koşulu budur.

DEVAM EDECEK

Not; Bu eleştiri yazısı, ''SSCB'de Kapitalizmin Restorasyonu, Sosyalizmin Sorunları, Tarihi Dersler'' (1911, Akademi/Kuram, Akademi Yayın) ve ''Kesintisiz Devrim ve İktidar Sorunu'' (2014, Sınırsız Kitap ve Yayıncılık) başlıklı kitaplarımdan geniş aktarmaları içermektedir. Bu iki kitapta Troçkizm sorunu da kapsamlı incelenmiştir.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder