Translate

22 Mart 2020 Pazar

KAPİTALİZM, CORONA VİRÜS, TEKNOLOJİ VE DEVLETLER
İçimiz dışımız Corona virüs (Covid-19) oldu. Dünyanın gündemi Corona virüs. Büyük bir tedirginlik, güvensizlik her yanı sarmış. Virüs büyük bir hızla küresel alanda yayılıyor. Ülkeler peşpeşe acil durum, olağanüstü hal ilan ediyor. Burjuva medya bilinçli tarzda panik havasını körüklüyor. Proletarya ve halklar korkunun, paniğin, güvensizliğin, çaresizliğin girdabına sürülerek burjuva devlet, kurtarıcı devlet olarak lanse ediliyor. Başta sağlık sektörü, temel tüketim maddeleri üreten sektör, teknoloji sektörleri olmak üzere tekeller pazar paylarını arttırmanın hesabı içinde... Alman devleti başta gelmek üzere burjuva devletler devasa fonlarla tekelleri fonlamaya başladı.
Corona virüs üzerine uzman olan da olmayan da ateşli makaleler yazıyor, TV'lerde ahkam kesiyor; soğandan muskaya kadar çözüm önerileri sunuyor. Süper zenginler özel doktorlarıyla korunaklı alanlara çekilirken altta kalanın canı çıksın deniyor. Irkçı, gerici, faşist propaganda aygıtı Sosyal Darvinizmi, Malthusçuluğu, küresel Big Brother toplumunun inşaasını, kaderciliği çözüm olarak ileri sürüyor. 
 
Dinci gericilik ''Kutsal kitaplarda bildirilen'' kıyamet gününün yaklaştığını iddia ederek insanlığı dine davet ediyor. Uluslararası tekellerin, burjuva devletlerin, neoliberal gericiliğin yardıma çağırdığı Ortaçağ gericiliği bir çözüm gücü olarak lanse ediliyor.
Komplo teorileri ortalıkta uçuşuyor vb.
Salgına karşı tedbir adına, toplumsal ve bireysel tecrit önerilerek ve dayatılarak, toplum atomize edilerek, egoizm kışkırtılarak sosyal dayanışma parçalanmak, birlikte hareket imkanları daraltılmak, olası küresel devrimci öfke patlamasının önüne geçilmek isteniyor. 
 
Evet, uluslarararası tekeller ve burjuva devletler kapitalizme karşı büyüyen haklı ve meşru tepkilerin patlamasından korkuyor. Önlenebilecek salgınları önleyemeyen, zamanında alınması gereken tedbirleri almayan ve alamayan kar için üretim sistemine karşı dünya proletaryası ve halkların, ilerici bilim insanlarının ve güvende olmayan insanlığın tepki ve öfkesinin giderek büyüdüğünün onlar da farkında. Sağlık sektörünü (de) özelleştiren, piyasallaştıran, aşırı karın hizmetine koşan burjuva devletler dünyası ve neoliberal politikalar haklı olarak büyüyen öfkenin hedefinde ve hedefinde de olmaya devam edecektir. İtalya'da onlarca kentte sokağa çıkarak protesto gösterilerine başlayan işçiler örneğinde olduğu gibi kitle hareketlerinin gelişmesi ve geliştirilmesi ve uluslararası birlik ve dayanışmanın büyütülmesi yaşamsal önemdedir...
Corona virüs salgını bir olgu. Salgına karşı zamanında harakete geçilmediği de bir diğer olgu...
Dünya nüfusunun % 1'nin dünya nüfusunun % 99'nun servetinden daha fazla zenginliği elde tuttuğu, beş milyar insanın yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşadığı, bir milyar insanın kronik işsizliğin pençesinde kıvrandığı, iki trilyon doların silahlanmaya harcandığı dünyamız gerçeğinde Corona salgını dünyamızın ezilen, sömürülen emekçilerini, yoksulları artan oranda tehdit ediyor. Göçmenler, evsizler, sosyal güvenceden yoksun yüzmilyonlar öfke ve umutsuzluk içinde kıvranıyor. Yoksul ülkeler daha yüksek risklerle yüz yüze. Bu tablo, emperyalist dünya sisteminin zavallılığını, çürümüşlüğünü, tarihsel ve toplumsal gelişmenin önünde acilen yıkılması gereken karakterini de gösteriyor.
Emperyalist-kapitalist dünya ve propagandistleri Corona salgını ve benzeri salgınlar ile kapitalist üretim tarzı bağıntısını, neoliberal politikaların yıkıcı gerçeklerini gözlerden gizleyerek sözde çözüm önerileri sunuyor; burjuva devletler sınırlı tedbirlerle, teknik önlemlerle Corona salgınına karşı önlemler almaya çalışıyor. Dünya proletaryası ve halklar ise manipüle edilerek gönüllü kulluğa davet ediliyor.
Uluslararası tekeller ve burjuva devletler salgın hastalıkları payandalayarak ''insanlık, toplum, gelecek ve güvenlik'' adına ekonomik, siyasal baskı ve saldırılarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Sermayenin ve sermaye devletlerinin siyasal, toplumsal denetimi güçlendiriliyor. Burjuva demokrasisine dayanan devletlerin militarizme, faşizme doğru gösterdiği eğilime ve saldırganlığa, faşist devletlerin artan terörizmine gerekçe yaratılıyor. ''İsrail hükümeti, terörizmle mücadele için geliştirilen bir teknolojiyi, virüs kapanları izlemek için devreye sokacağını açıkladı.'' haberinden de görülebileceği gibi teknolojik denetim, gözetim ve yönetimin zorunluluğu ''terörizme karşı mücadele'' stratejisi ile meşrulaştırılmaya çalışılıyor.. Geniş kitleler ''Otoriter devlet''in gerekliliğine ikna edilmeye çalışılıyor. ''Özgürlük mü güvenlik mi'' ikilemi yaratarak ''Milli güvenlik devleti'', ''güçlü devlet'', ''Big Brother devlet'' politikasına daha geniş kitlelerin desteği alınmak isteniyor. Tekeller ve devletleri, virüs salgınını kullanarak ezilenler dünyasına karşı her salisya etkin ideolojik ve psikolojik savaş yürütüyor. Proletarya ve halkların kapitalizme mahkum olduğunun altını çiziyor.
Fakat tüm bunlara karşın mızrak çuvala sığmıyor. Emperyalist dünya sistemi, kapitalist üretim tarzı sorgulanıyor. Kapitalizmin insanlığın sorunlarına çözüm getiremediği gerçeği, yıkıcı karakteri ve işlerliği her geçen gün daha fazla gün ışığına çıkıyor. Corona salgınının bu sorgulamayı daha da geliştireceği açıktır. ''Başka bir dünya mümkün'' haykırışları her geçen gün yükseliyor. ''İklimi değil, sistemi değiştir'' örneğinde olduğu gibi kendiliğinden anti-kapitalist hareket büyüyor...
DEVAM EDECEK
Hasan OZAN İLTEMUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder