KAPİTALİZM, CORONA VİRÜS, TEKNOLOJİ VE DEVLETLER
İçimiz dışımız Corona virüs (Covid-19) oldu.
Dünyanın gündemi Corona virüs. Büyük bir tedirginlik,
güvensizlik her yanı sarmış. Virüs büyük bir hızla küresel
alanda yayılıyor. Ülkeler peşpeşe acil durum, olağanüstü hal
ilan ediyor. Burjuva medya bilinçli tarzda panik havasını
körüklüyor. Proletarya ve halklar korkunun, paniğin,
güvensizliğin, çaresizliğin girdabına sürülerek burjuva
devlet, kurtarıcı devlet olarak lanse ediliyor. Başta sağlık
sektörü, temel tüketim maddeleri üreten sektör, teknoloji
sektörleri olmak üzere tekeller pazar paylarını arttırmanın
hesabı içinde... Alman devleti başta gelmek üzere burjuva
devletler devasa fonlarla tekelleri fonlamaya başladı.
Corona virüs üzerine uzman olan da olmayan da ateşli
makaleler yazıyor, TV'lerde ahkam kesiyor; soğandan muskaya kadar
çözüm önerileri sunuyor. Süper zenginler özel doktorlarıyla
korunaklı alanlara çekilirken altta kalanın canı çıksın
deniyor. Irkçı, gerici, faşist propaganda aygıtı Sosyal
Darvinizmi, Malthusçuluğu, küresel Big Brother toplumunun
inşaasını, kaderciliği çözüm olarak ileri sürüyor.
Dinci gericilik ''Kutsal kitaplarda bildirilen'' kıyamet
gününün yaklaştığını iddia ederek insanlığı dine davet
ediyor. Uluslararası tekellerin, burjuva devletlerin, neoliberal
gericiliğin yardıma çağırdığı Ortaçağ gericiliği bir çözüm
gücü olarak lanse ediliyor.
Komplo teorileri ortalıkta uçuşuyor vb.
Salgına karşı tedbir adına, toplumsal ve bireysel
tecrit önerilerek ve dayatılarak, toplum atomize edilerek, egoizm
kışkırtılarak sosyal dayanışma parçalanmak, birlikte hareket
imkanları daraltılmak, olası küresel devrimci öfke patlamasının
önüne geçilmek isteniyor.
Evet, uluslarararası tekeller ve burjuva devletler
kapitalizme karşı büyüyen haklı ve meşru tepkilerin
patlamasından korkuyor. Önlenebilecek salgınları önleyemeyen,
zamanında alınması gereken tedbirleri almayan ve alamayan kar için
üretim sistemine karşı dünya proletaryası ve halkların, ilerici
bilim insanlarının ve güvende olmayan insanlığın tepki ve
öfkesinin giderek büyüdüğünün onlar da farkında. Sağlık
sektörünü (de) özelleştiren, piyasallaştıran, aşırı karın
hizmetine koşan burjuva devletler dünyası ve neoliberal
politikalar haklı olarak büyüyen öfkenin hedefinde ve hedefinde
de olmaya devam edecektir. İtalya'da onlarca kentte sokağa çıkarak
protesto gösterilerine başlayan işçiler örneğinde olduğu gibi
kitle hareketlerinin gelişmesi ve geliştirilmesi ve uluslararası
birlik ve dayanışmanın büyütülmesi yaşamsal önemdedir...
Corona virüs salgını bir olgu. Salgına karşı
zamanında harakete geçilmediği de bir diğer olgu...
Dünya nüfusunun % 1'nin dünya nüfusunun % 99'nun
servetinden daha fazla zenginliği elde tuttuğu, beş milyar insanın
yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşadığı, bir milyar
insanın kronik işsizliğin pençesinde kıvrandığı, iki trilyon
doların silahlanmaya harcandığı dünyamız gerçeğinde Corona
salgını dünyamızın ezilen, sömürülen emekçilerini,
yoksulları artan oranda tehdit ediyor. Göçmenler, evsizler, sosyal
güvenceden yoksun yüzmilyonlar öfke ve umutsuzluk içinde
kıvranıyor. Yoksul ülkeler daha yüksek risklerle yüz yüze. Bu
tablo, emperyalist dünya sisteminin zavallılığını,
çürümüşlüğünü, tarihsel ve toplumsal gelişmenin önünde
acilen yıkılması gereken karakterini de gösteriyor.
Emperyalist-kapitalist dünya ve propagandistleri Corona
salgını ve benzeri salgınlar ile kapitalist üretim tarzı
bağıntısını, neoliberal politikaların yıkıcı gerçeklerini
gözlerden gizleyerek sözde çözüm önerileri sunuyor; burjuva
devletler sınırlı tedbirlerle, teknik önlemlerle Corona salgınına
karşı önlemler almaya çalışıyor. Dünya proletaryası ve
halklar ise manipüle edilerek gönüllü kulluğa davet ediliyor.
Uluslararası tekeller
ve burjuva devletler salgın hastalıkları payandalayarak
''insanlık, toplum, gelecek ve güvenlik'' adına ekonomik, siyasal
baskı ve saldırılarını meşrulaştırmaya çalışıyor.
Sermayenin ve sermaye devletlerinin siyasal, toplumsal denetimi
güçlendiriliyor. Burjuva demokrasisine dayanan devletlerin
militarizme, faşizme doğru gösterdiği eğilime ve saldırganlığa,
faşist devletlerin artan terörizmine gerekçe yaratılıyor.
''İsrail hükümeti, terörizmle mücadele
için geliştirilen bir teknolojiyi, virüs kapanları izlemek için
devreye sokacağını açıkladı.'' haberinden de görülebileceği
gibi teknolojik
denetim, gözetim ve yönetimin zorunluluğu ''terörizme karşı
mücadele'' stratejisi ile meşrulaştırılmaya çalışılıyor..
Geniş kitleler ''Otoriter devlet''in gerekliliğine ikna edilmeye
çalışılıyor. ''Özgürlük mü güvenlik mi'' ikilemi yaratarak
''Milli güvenlik devleti'', ''güçlü devlet'', ''Big Brother
devlet'' politikasına daha geniş kitlelerin desteği alınmak
isteniyor. Tekeller ve devletleri, virüs salgınını kullanarak
ezilenler dünyasına karşı her salisya etkin ideolojik ve
psikolojik savaş yürütüyor. Proletarya ve halkların kapitalizme
mahkum olduğunun altını çiziyor.
Fakat tüm bunlara karşın mızrak çuvala sığmıyor.
Emperyalist dünya sistemi, kapitalist üretim tarzı sorgulanıyor.
Kapitalizmin insanlığın sorunlarına çözüm getiremediği
gerçeği, yıkıcı karakteri ve işlerliği her geçen gün daha
fazla gün ışığına çıkıyor. Corona salgınının bu
sorgulamayı daha da geliştireceği açıktır. ''Başka bir dünya
mümkün'' haykırışları her geçen gün yükseliyor. ''İklimi
değil, sistemi değiştir'' örneğinde olduğu gibi kendiliğinden
anti-kapitalist hareket büyüyor...
DEVAM EDECEK
Hasan OZAN İLTEMUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder