10 Şubat 2021 Çarşamba

NE DE ŞATAVATLI BİR SLOGAN; ''21. YÜZYILIN SOSYALİZMİ!''

 ''21. yüzyılın sosyalizmi'' nakaratı pek popüler. Çok da çekici bir slogan. Çekici hale gelen sloganlar, doğru ya da yanlış, verilmek istenen mesajın başarılı bir şekilde hedef kitleye ulaştığı anlamına gelir. Sloganlar, bir ''şey''i kısa, özlü, çarpıcı dile getirir. Sloganların çarpıcılığının önemi reddedilemez. Fakat sınıflı bir toplumda yaşıyoruz, sınıflara üstü ya da dışı bir dünyada değil. İşte bu gerçek unutulduğunda, sloganların parıltısı insanı cezbeder ve tutsak alır, tıpkı ''Yaratıcı Marksizm!'' gibi, tıpkı ''Marksizmin Rönesansı!'' gibi, tıpkı ''Ezilenlerin Marksizmi'' gibi, tıpkı ''Ezilenlerin feda bölüğü!'' gibi.

''21. yüzyılın sosyalizmi'' sloganı için de aynı şey geçerli. Pek parıltılı bir slogan. ''20. yüzyılın sosyalizmi''nden kesilmiş umutlar ve yeni arayışlar, bu ''postliberal'' sloganın çekim gücünü çarpıcı hale getirmiştir. Yani 90'lı yılların yenilgi ve gericilik fırtınası, devrim ve sosyalizmden kesilmiş umutlar, dünya komünist işçi hareketine ve sosyalizm tarihine yazılan reddiye, bu şatafatlı sloganın ''yenilenme'' vs. adına tasfiyeciliğin ideolojik-politik bayrağı haline gelmesini sağlamıştır.


2000'li yıllarda dünya çapında kendiliğinden anti-kapitalist hareketin gelişmesi, Venezüella'da Chavez iktidarı ve ''Bolivarcı devrim'', Latin Amerika'da 2000'li yıllarda ''sol'' tandaslı partilerin peşpeşe seçimleri kazanması ile birlikte (Bolivya, Venezuella, Ekvator, Urugay, Brezilya, Uaraguay, El Salvador, Nikaragua) bu parıltılı slogan daha keskin ışıldamaya başladı. Isa'yı tarihin en büyük sosyalisti ilan eden, Hristiyan sosyalizmini yücelten Chavez, 2005 yılında Porto Alegra'da yapılan Dünya Sosyal Formu'nda yaptığı konuşmada, Venezuella deneyimini ''21. yüzyılın sosyalizmi'' olarak ilan etmişti. Chavez ne kadar sosyalistse, ''21. yy sosyalizmi'' teori ve sloganı da o kadar sosyalizmdir. Chavezlileşmek proletarya sosyalizmi değil, ''adil'', ''demokratik'' ulusal kapitalizm savunuculuğudur. Sosyal reformizmin propagandasıdır. Burjuva ve küçük burjuva sosyalizmi yüceltilmesidir. Hatırlanırsa, Yunanistan’da Çipras seçimle iktidara geldiğinde “21. Yüzyıl Sosyalizmi bizim vizyonumuzdur” açıklamasını yapmıştı... Rafael Correa, Evo Morales gibi liderler de ''21. yüzyılın sosyalizmi''nin savunucularıdır. Kuşkusuz ki bu liderlerde ve çizgide sosyalizm aramak boş bir çabadır. Bu liderler politik olarak ilerici-demokratik çizgide yer alan liderlerdir.


Sınıflı bir dünyada, uzlaşmaz sınıf karşıtlıklarıyla parçalanmış bir dünyada sloganlar da bu dünyanın karmaşık dinamiği içinde sınıflar mücadelesinin nesnel mantığına uygun biçimlenir. Dolayısıyla sloganlar, son tahlilde bir sınıf içeriğine sahiptir. Bu sınıfsal karakter bilince çıkarılmadığı koşullarda parıltılı sloganlar dünyasında yitip gitmek kaçınılmaz olur. Tıpkı ''21. yy sosyalizmi'' sloganı ve propagandasında olduğu gibi.


Her sloganın bir arka planı vardır. Yani görüntü ile gerçek birebir örtüşmez. Marks'ın dediği gibi, eğer görüntü ile gerçek bire bir örtüşseydi bilime gerek kalmazdı. Her sloganın teorik arka planı, ideolojik-siyasal içeriği mutlaka eleştirel incelenmelidir. Komünist ideolojik-siyasi eleştirinin zembereğinden geçmeyen her okuma olsa olsa insanı burjuva ve küçük burjuva dünyanın bataklığan götürür; tıpkı ''21. yüzyılın sosyalizmi'' sloganının benimsenmesinde olduğu gibi.


Denebilir ki, tamam da biz bu sloganı post-modernistlerin, post-Marksistlerin yüklediği içeriği yükleyerek değil ''Marksist'' anlamda kullanıyoruz. Tamam da Marksist-Leninist literatüre ''çor mu sokmuş!'' neden buraya dayanmıyorsun? Bu literatürün yeni olanı yeterince dile getirecek kavramları yoksa, buyrun Bilimsel Komünizmin/Marksizm-Leninizm'in içeriğine göre ve onu geliştirecek tarzda sloganlarını da üret ama post'lu akımların şatafatlı slogan ve kavramlarına niye sığınıyorsun; üstelik sözde ''Yaratıcı Marksizm'' adına! Peki amaç ''Üzüm mü yemek bağcı mı dövmek!'' Nerede kaldı proletaryanın burjuvazi ve küçük burjuvazi karşısındaki ideolojik, siyasal bağımsızlığı?! Neden küçük burjuvaziyi taklit etmede bu kadar iştahlı ve açsın?! Bu rastlansal mı yoksa, Marksizm-Leninizm'den sapmanın veya kopmanın mı ifadesidir! Hay ''21. yüzyıl sosyalizmi'' diyen dilinizi eşşekler ısırsın.


Bu sloganın içeriği yeni değil, ''yeni'' olan onun biçimleridir, parıltılı ifadelerle pazarlanmasıdır. Bu içerik, Marksizm-Leninizm karşıtlığıyla, proletarya sosyalizminin tasfiyesiyle ve başta SSCB olmak üzere sosyalizmin tarihsel tecrübesinin mahkum edilmesiyle şekillenmiştir. Bu teori ve slogan, enternasyonal proletaryanın devrim ve sosyalizme önderlik etmesini, proleter devrimin zaferini, Leninist parti teorisini, III. Enternasyonal'i, Stalin'in ''Stalinizm'' olarak lanse edilip (iftiraların eşliğinde) açıktan açığa mahkum edilmesine dayanıyor. Proletaryanın temel alınmasının, sınıfın öncü rolünün, sınıfın devrimde hegemonya kurmasının reddidir; ''işçicili''ğin terkedilerek yerine ezilenlerin, ezilenlerin kimlik politikasının, ''çokluk'' teorisinin geçirilerek bayraklaştırmasıdır.


Bu teori ve slogan, ''iflas etmiş 20. yüzyılın sosyalizmi'', ''hegemonizm''in mahkum edilmesi kılıfıyla proletarya hareketine dayanan öncü partiyi reddetmektedir. Yerine toplumsal kimliklerin eşitlikçi ilişkilere dayanan gevşek, özerk, birleşik politik ''önder''liklerin geçirilmesini savunmaktadır. ''Dikey tavrın ortadan kaldırılması''yla, ''Yeni devrimci öznenin'' inşası ve sosyal demokratik ''demokratik sosyalizm'' teori ve pratiğinin propagandasıdır. Kapitalizmi yıkmadan içerden dönüştürme, sözde demokratikleştirme projesidir. Emperyalizm ve kapitalizmi yıkmadan ulusal kapitalist gelişme çizgisinde, kapitalizmi ''insanileştirme''yle, ''kâr mantığına değil, hümanist ve dayanışma temelli mantığa sahip alternatif bir projeye''yle sözde sosyalizmi inşa etme teori ve siyasetidir.


Bu teori ve siyasi çizgiye, slogana damgasını basan şey, ''sol liberalizm''dir. Açıkça vurgulanıyor, ''Hümanist toplum'', ''devleti dönüştürmek: Aşağıdan inşa. Bu aynı zamanda 21. yüzyıl sosyalizminin temelidir.'' 21. yüzyıl sosyalizmi, Chavezciliktir. Chavez, İsa’nın çağrısının da sosyalizme benzediği iddiasına sarılmış, Venezüella’nın kapitalizminden kademeli olarak ayrıldığının altını çizerek “Hiç şüphem yok ki İsa’nın projesi de sosyalizm yolundaydı, çünkü insanlığı paranın önüne koydu ve sosyal değerler sermayenin değerlerinin önündeydi” demektedir. Teori ve programı, politikası ÇUŞ ve neo-liberalizm karşıtlığına dayanan demokratik kapitalizm ya da demokratik sosyalizm savunuculuğunda ise yeni olan bir şey yoktur. Yenilgi ve gericilik yıllarının ağır yıkımı, umudu tükenmişleri Çavezci ''21. yüzyılın sosyalizmi'' çizgisine çekmiştir.


Neden Marksizm-Leninizm, proletarya sosyalizmi değil de ''21. yy sosyalizmi'' ve ideolojisi?


Neden 20. yy sosyalist inşanın başarılı tarihsel deneyimlerini temel alırken, zaaflarının eleştirel aşılması, teori ve pratiğin zenginleştirilerek 21. yüzyılı kazanmak için mücadele etmek değil de, ''21. yüzyıl sosyalizmi'' ideolojisi, kavramları, sözde açılımları?


Evet, neden?


Neden her şeye sıfırdan başlamak gerekiyor?


Neden tarihsel deneyimin topyekün reddi? Ne zamandan beri bu, ''Marksizm'' olmuştur? Ne zamandan beri bu zırvalıklar, bilimsel sosyalist eleştiri olarak kabul edilmiştir? Bu neyin inkarıdır böyle? Neden felsefi idealizme dayanarak ideal şemalar çizilip tarih buna uymadığı için tarih değildir ya da bu sosyalizmin, Ekim Devrimi'nin, SSCB ve sosyalist kampta sosyalizmin inşaası tarihi baştan aşağı suç ve yıkımdan ibaret görülmektedir? Fakat bu, dünya gericiliğinin öteden beri propagandasını yaptığı şeyler değil miydi!!!


Dünya komünist işçi hareketinin, proletarya sosyalizmin tarihine, Marksizm-Leninizm'e reddiye yazmak, o tarihi baştan sona mahkum edip öcü göstermek dünya burjuvazisinin ve paralı kalemşörlerinin kesintisiz işi değil midir? Bu hep böyle olmadı mı? Peki aynı yolun yolcuları olan zat-ı muhteremler, sözde zihniyetler kimin emireri ya da savunucusu acaba?!


Bu vb. sorular sorulmadan, eleştirel sorgulanmadan nasıl oluyor da parıltılı sloganlar Marksizmmiş gibi propagandası yapılıyor? Neden Marksizm-Leninizm ideolojisinin ışığında değil de, ''21. yy sosyalizmi'' teorisini yapan Heinz Dieterich, Marta Harnecker vbg. aydınların teorisinin ışığında sosyalizm teori ve pratiği geliştirilmek isteniyor?


''Marksizm'', ''sosyalizm'' adına ''yaratıcı'', ''yeni'' açılımlar yapanların burjuva akademi dünyasında unvan ve kürsü sahibi entelektüeller olması rastlantısal mı!!!


Cavezci politik hareketin ilerici-demokratik hareketini politik olarak desteklemek ile, onun teorik-siyasi çizgisini benimsemek, şiddete dayanan devrimi, proletarya sosyalizmini, Marksizm-Leninizm'i, sosyalizmin tarihsel tecrübesini yadsıyan, reddeden sloganlarının bayrağını dalgalandırmak iki farklı şeydir. Dünya burjuvazisi de, sosyal demokrasi de, Troçkizm de, postMarksizm de vb. dünya komünist işçi hareketinin tarihini, sosyalizmin tarihsel deneyimini açıkça mahkum etmektedir. Cavezcilik teorisyenleri, Troçkizm'i yüceltirken Leninizm'e cepheden saldırmaktadırlar; bu saldırılarını aynı zamanda ''Stalinizm''e karşı mücadele adına geliştirmektedirler.


''21. yüzyılın sosyalizmi'' teori ve pratiğini benimseyen ve propaganda edenler, özellikle de küçük burjuva aydınlardır. Bu slogan ve çizgiyi giderek benimsemiş ya da benimseme sürecini yaşayan çevreler ise, yenilgi, hayal kırıklığı, yitirilmiş güven ve umutsuzluğun bataklığında ''Marksist'' yenilenme adına sözkonusu teoriyi, sloganları benimsemiştir ya da üstü kapalı savunmaktadırlar. Bu tablo ve sonuç, elveda Marksizm, Marksizm-Leninizm, proletarya, proleter devrimler, Stalin diyenlerin, yenilgiye teslim olmuş olan parti, örgüt ve çevrelerin, bireylerin çığlığıdır. Bu küçük burjuva çığlık sayısız biçimlerde ortaya çıkabilir ama son tahlilde dayandığı temel budur. Sosyalizmin geçici yenilgisi, kapitalist/revizyonist sistemin hızla çözülerek çöküşü, uluslararası tekellerin neoliberal saldırısı, dünya devriminin dibe vuruşu, UKH'nın dağılışı, güç dengelerinin yeniden biçimlenişi, işte ''21. yy sosyalizmi'' çığırtkanlığı da bu enkazın altında kalan, şoka giren, kaotik ortamlarda yolunu bulamayan, son tahlilde ''Yaşasın kapitalizm!'' demekten başka bir çıkışın olmadığına inanların yoludur. Bu olumsuz çığlıktan öğreneceğiz ama ona kapılmayacağız. Teori ve pratiğin sorunlarını somut tarihsel koşullar içerisinde çözerek asgari ve azami hedefler doğrultusunda yürüyeceğiz. Bu, ''yenik solcu''nun işi değildir. ''Komünist Manifesto''yu ''Ezilenlerin Bildirisi'' ilan eden kafadan ne köy olur ne de kasaba. Şu veya bu ölçekte devrimciliğe bağlı kalmak istese de Marksizm-Leninizm'e inancını yitirmiş oportünist unsurların da işi değildir.

Hasan OZAN İLTEMUR




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder