UKH, SSCB VE SOSYALİST BLOKTAKİ KAPİTALİZMİN RESTORASYONU ANALİZLERi YAPMADI MI!!!
İddia bu. Bu iddia tarihsel gerçekleri fütursuzca yok saymaktadır. Dahası bilerek ve isteyerek tarihsel gerçekleri ve birikimleri, yürütülen devasa ideolojik mücadeleyi görmezden gelmektedir. Tarihi bilmeyen ya da yeterince bilmeyen devrimci ve komünist güçleri, özellikle de genç devrimcileri manipüle etmeyi, komünist hareketi küçük burjuva bir harekete dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bu iddiaya dayanan sözde eleştiriler, ne yenidir ne de ilk defa komünist hareketin saflarında boy verip gelişmiştir. Aslında karşımızda tipik bir oportünizm ve inkarcılık olgusu durmaktadır. Bu inkarcı, tasfiyeci oportünizm, kaynağını, Marksizm-Leninizm karşıtı tarihsel akımlardan ve 1989-91 dönemeci ile dibe vuran dünya devrimiyle eş zamanlı ayağa kalkan tasfiyeci çöplükten almaktadır.
Tasfiyecilik, gerek coğrafyamızda gerekse de dünya çapında yenilgi ve gericiliğin ürünüdür. Yenilgi ve gericiliğin, tasfiyeci fırtınanın girdabına kapılarak burjuva ideolojisine teslim olan pekçok devrimci-demokratik ve komünist örgüt derin ve kapsamlı bir tarzda tasfiyeci teori ve pratiklere sürüklendi. Marksizm-Leninizm'den, proletaryadan, devrimden kesilen umutların ağır yükü altında çok sayıda devrimci ve komünist yapı ve geniş bir devrimci kadro bu zeminde post-modernizm, ''Batı-Marksizmi'', post-Marksizm, Troçkizm vbg. akımlardan etkilenerek ya dağıldı ya da bu bataklığa gömüldü. Marksizm-Leninizm'e, Uluslararası Komünist Hareket'e, Ekim Devrimi'ne, III. Enternasyonal'e, Stalin'e, sosyalizm deneyimlerine, Enver Hoca'ya, Mao Zedung'un devrimci dönemine yazılan tasfiyeci gerici iddianameler ve kesilen mahkumiyetler bu sürecin özellikleridir.
Geçmiş tarihin hata ve zaafları, yetersizlikleri diyalektik materyalist yöntemle, Leninist eleştiri ve özeleştiri hattında değerlendirilerek aşılacağına, metafiziğe, idealizme, ampirizme, pozitifizme, agnostisizme, kaba materyalizme ve subjektif idealizme sığınılarak tek yanlı bir biçimde reddiye yazıldı. Sözkonusu teoriler, uzun yıllar önce, üstelik Birlik Devrimi'nin üzerinden henüz birkaç yıl geçmişken, komünist harekette de etkili olmaya başladı. Sözkonusu anti-Marksist Leninist düşünceler oportünist bağlaşma ve uzlaşma tarzı üzerinde parti yayınlarında da özgürce yayılmaya, dünya komünist işçi hareketinin komünist devrimci devasa birikimine sürekli saldırmaya başladı. Ki bu tasfiyeci ideolojik saldırı tek renkli olmadığı gibi oportünizm ve inkarcılığın değişik eğilimlerinin bağlaşmasına dayanarak gelişti, geliştirildi. Bu ideolojik saldırıyla dünya komünist hareketinin tarihsel birikimlerine reddiye yazıldı. SSCB'de 1956 dönemeci ile başlayan kapitalizmin yeni bir yoldan inşası gerçeğine ve evrimine ilişkin dünya devrimci ve komünist hareketinin yaptığı çalışmaların da hiçe sayılmasında somutlaştı.
Leninizm'in, Ekim Devrimi'nin, Lenin ve Stalin önderliğindeki komünist tarihin dizginsizce çarpıtılması dünya burjuvazisinin ana misyonu oldu. Dünya proletaryasına, halklara, devrim ve sosyalizm kavgasına karşı her renkten saldırının odağında hep Marksizm-Leninizm, SSCB ve sosyalist kamp, Stalin, III. Enternasyonal oldu. Kapitalist/revizyonist sistemin dağılışı da bu gerçeği ortadan kaldırmadı, aksine, ''sosyalizmin yenilgisi'', ''dogmatizme karşı mücadele'', ''mezhepçi Marksizme karşı mücadele'', ''yaratıcı Marksizm'', ''eski ideolojik ayrımların önemsizleşmesi'', ''Marksizm bir çeşitliliktir'' vs. adı altında sayısız biçimler alan burjuvazinin ideolojik saldırıları, tarih çarpıtıcılığı yine aynı temel ve hedef üzerinden sistematik tarzda geliştirildi ve geliştirilmektedir.
Emperyalist dünya sistemini kurtarmayı, 21. yüzyılda daha sert patlak vermesi kaçınılmaz olan dünya devrimine karşı barikat örmeyi, yolundan saptırmayı hedefleyen burjuva ve küçük burjuvanin sınıf bilinçli temilcileri, hangi renge ve tona bürünürse bürünsün, nihai olarak bu temelde ve çerçevede birleşmektedirler. SSCB ve sosyalist kampta gerçekleşen kapitalizmin restorasyonu ve dağılan kapitalist/revizyonist sistem tarihsel gerçeği, sosyalist sistemden geriye kalan (AEP ve) ASHC'nin yenilgisi ve tasfiyesiyle ve devrimci-demokratik Çin'in giderek devrimci niteliğini kaybetmesiyle, dünya kapitalizmiyle bütünleşmesiyle birleşen süreç, bu amaçla sınırsızca çarpıtılarak sömürülmeye devam etmektedir.
Güvendiğimiz dağlara kar yağdı, ne aptalmışız ki aklımızı kullanmasını bilmedik, ''uluslararası ideolojik merkezlere'' bağlı davrandık ama artık akıllı davranıp, geçmişe reddiye yazacağız; yüzümüzü 150-200 yıldır değişik biçimlerde süregelen teori ve tezlere, akımlara dönerek aklımızı kullanmasını öğreneceğiz. ''Dogmatik'' değil, ''yaratıcı Marksist'' olacağız, Marksizmi Marksizm'den, Marksizmi Leninizm'den, Marksizmi ''Stalincilikten'', Marksizmi dogmatizmden arındıracağız, tarihin çöplüğüne atılmış, bu çöplükten beslenenlerin yeni söylemle güncelleştirdikleri teori ve pratikleri rehber alacağız; bunu da yenilik, yaratıcı açılımlar olarak pazarlayacağız ve böylece devrime, sosyalizme önderlik(!) edeceğiz dediler. Tabii ki bunu açıktan yapanlar olduğu gibi, Marksist, sosyalist vs. literatürün arkasına gizlenerek yapanlar da hiç eksik olmadı. Ki asıl tehlikeli olanlar da işte bu ikincilerdir. Birincilerin az ya da çok açık pazarladığı şeyi, ikinciler kılıflayarak pazarladılar ve pazarlamaya da devam etmektedirler. Onlara göre, 20. asrın sosyalizmi iflas etmiş, Marksizm-Leninizm zaman aşımına uğramıştır. 21. yüzyılın sosyalizmini, 21. yüzyılın Marksizmini kurmak gerekiyor. Bunun sihirli anahtarı da kendi ellerindedir.
Gerçekte yenilik, yaratıcılık adına pazarlanan teori ve politikalar, sözde sosyalizm eleştirileri, içerik olarak Bernstein'den, Kautsky'den, II. Enternasyonal oportünizminden, Pannekok, Bordiga, Lucas, Karl Korsch, Troçki, Buharin'den, Frankfurt Okulu, ''Batı Marksizmi'', Titoculuktan, değişik formları ile modern revizyonizmin iddialarından öte yeni bir şey yok. SSCB, Lenin, Stalin, III. Enternasyonal sözde eleştirilerine ve sözde yenilik falan adına çıkarıldığı ileri sürülen ''dersler''e bakın bu gerçekleri göreceksiniz...
Kuşkusuz ki bunlar tesadüfi değildi, değildir. İşte bu ideolojik saldırının ve tahrifatın bir biçimi de SSCB'de ve sosyalist kamptaki kapitalizmin restorasyonunun ''salt revizyonist sapma''yla, ''Kruşçevci darbeyle'', ''3-5'' revizyonistle vb. izah edildiği; bunun diyalektiğe, materyalizme aykırı olduğu; oysa SSCB'nin hiçbir zaman sosyalist olmadığı, zaten emperyalizmin bir ya da bir kaç halkasının kırılmasıyla sosyalizmin kurulamayacağı; dahası, proletarya diktatörlüğünün bile ayakta kalmasının mümkün olmayacağı vbg saldırılarda somutlaşmaktadır. Kuşkusuz ki burjuvazinin ve yedeğindeki akımların ve bu cepheye yedeklenenlerin saldırıları salt bu noktayla sınırlı değil, aksine, teori, program, strateji, taktik, örgüt, çalışma tarzı gibi derin ve geniş bir bütünlüğe sahiptir.
''SSCB'de Kapitalizmin Restorasyonu, Sosyalizmin Sorunları, Tarihi Dersler'' (2011, Ceylan/Akademi Yayıncılık) kitabımızda biz, bu kapsamlı sorunları başlı başına inceledik ve bu tür saçma sapan iddia ve saldırıların gerçek yüzünü de ortaya koyduk. Biz bu makalemizde burjuvazinin ideolojik saldırısının iz düşümü olan kapitalizmin restorasyonun zaten incelenmediği, dişe dokunur bir şey ortaya konulmadığı iddiasını kısaca ele almakla yetineceğiz. Oysa gerçekleri unutturma ve sözde yaratıcılık, 21. yy. sosyalizmi vs. adına yürütülen operasyonun ısrarla teşhir edilmesi gerekmektedir. Tüm yetersizliklerine ve hatalarına karşın UKH, Enver Hoca-AEP, Mao Zedung-ÇKP tarafından yapılan çalışmalar ve yürütülen ciddi bir ideolojik mücadele tarihsel gerçeği vardır. Bu tarihsel gerçek unutturulmak isteniyor. Türkiye'de 12 Eylül askeri faşist darbesiyle, küresel alanda özellikle de 89-91 dönemeci ve sonrası ortaya çıkan kuşaklar arasındaki tarihsel kopukluk gerçeği, bu görevi daha da önemli kılmaktadır. Yalnız uluslararası sermaye ve temsilcileri değil, yolunu şaşırmış, burjuva bataklığa saplanmış zihniyet, kişi, akımlar da bu kopukluğu tepe tepe kullanmaktadır.
Konu bağlamında bu amaçla bazı kaynakları hatırlatmak ve okura bu kaynakları da incelemesini önermek doğru olacaktır.
Bu çalışmaları yetersiz bulabiliriz. Eleştirebiliriz. Katılmayabiliriz de. Fakat olduğu kadarıyla ortaya çıkmış birikime reddiye yazmak, belleklerden silmek kimsenin hakkı olamaz. Bu bağlamda yayınladığımız kitapta*, sosyalizmin tarihsel deneyimlerine eleştirel yaklaşarak gerekli dersler çıkarılmaya çalışılmıştır. Kitapta, sosyalizmin inşaası ve kapitalizmin restorasyonu sürecinde UKH'nın görebildiğimiz zaafları üzerinde de özenle durulmuş, diğer yandan diyalektik materyalizmle, tarihsel materyalizmle, Marksizm-Leninizm'le bağı içinde sosyalizmin ve UKH'nın başarı ve kazanımlarına da ısrarla sahip çıkılmıştır.
Bu kitap, sözkonusu bağlamda iç ve uluslararası komünist hareketin düşüncelerinin eleştirel geliştirilmesini, yeni derslerle derinleştirmesini ifade etmektedir. Bu kitabımız, öncünün saflarında ortaya çıkarak partiyi silahsızlandıran değişik renkten tasfiyeci oportünist ideolojilerin kapsamlı eleştirisini de içermektedir. Sosyalizmin sorunları bağlamında araştırmalar, tartışmalar için iç yaşama sunulan kitap listesinde kitabımıza yer verilmemesi ise tasfiyeci yönelimle bağlıydı. Böyle bir tartışma sürecinde revizyonist, reformist, oportünist vb. kaynakların da incelenmesi ve bir kısmının önerilmesi de anlaşılır bir durumdur ama bunu yapanların, Türkiye ve Dünya Komünist Hareketi'nin öteden beri savunageldiği düşünceleri temsil eden, çok sayıda kaynağa dayanarak Marksizm-Leninizm karşıtı pekçok teori ve siyasi çizgiyi, sapmayı eleştiren, eleştirel dersler çıkaran bir çalışma ve kitabı sansürlemesi ya da yok sayması çifte standartçı oportünizmin zayıf karakterine de açıkça işaret etmekteydi.
Kuşkusuz ki, yeni belgeler gün ışığına çıktıkça bu vb. çalışmalar daha da derinleşecektir. Bu kapsamda yapılmış olan çalışmaların son noktayı oluşturduğunu düşünmek saçma olacaktır. Nitekim bu alanda ortaya çıkan ve çıkacak yeni belgeler yaşamsal önemdedir...
Kruşçevci modern revizyonist karşı-devrimin 1956'da iktidarı ele geçirmesiyle UKH saflarında derin sarsıntılar yaşanmış ve UKH giderek saflaşmıştır. Bu gelişme ve ayrışma sürecinin karakterini kavramak dünü, bugünü, geleceği kavramak bakımından tarihsel bir dönemeç noktasıdır. Sözkonusu sürecin giderek derinleşen, sertleşen, genişleyen bir ideolojik mücadele ekseninde biçimlenmesi anlaşılır ve kaçınılmazdı. Sözkonusu olan şey, Marksizm-Leninizm'le burjuva ideolojisi, proletarya ile burjuvazi, sosyalizm ile kapitalizm, devrim ile reformizm arasındaki mücadeleydi. 56 dönemecini dünya burjuvazisi, ''Batı Marksizmi'', Troçkizm vb. bir bayram sevinci ile karşıladı ve Marksizm-Leninizm, devrim ve sosyalizm karşıtı ideolojik saldırılar tarihin hiçbir döneminde görülmedik derinlik ve kapsama kavuştu. Günah keçisi Stalin'di. Kızıl maskeli karşı devrim ve yeni tip burjuvazi sosyalizmi tasfiye eylemini ve süreci Stalin düşmanlığı üzerinden geliştirdi. Bu dönemeçle başlayan UKH'nın krizi iç saflaşmaya karşın adeta yapısallaşarak ve 89-91 dönemeci ile yeniden dibe vurarak gelişti...
Kapitalizmin restorasyonu konusunda ciddi bir çalışma yapılmadığı, durumun 3-5 revizyonistle izah edildiği iddialarına karşın özellikle şu kitapların incelenmesini öneriyoruz;
Kruşçevciler, Enver Hoca, Yurt Kitap;
AEP Tarihi C. II, III, Yurt Kitap;
Modern Revizyonizmle Mücadele, Enver Hoca, Günce Yayınları, 1976;
Leninist Parti ve Kadrolar, Enver Hoca, Sun Yayıncılık;
Avrupa Komünizmi Anti-Komünizmdir, Enver Hoca;
Emek Partisi Ve Anti-Revizyonist Mücadele, Enver Hoca, Yöntem Yayınları;
Uluslararası Komünist Hareketin Genel Çizgisi Hakkında POLEMİK, 1963, Inter Yayınları);
Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşiniz! (Dünya Komünist Hareketi İçindeki İdeolojik Tartışmada Mao Tse-Tung Çin'in Görüşünü Ortaya Koyan Resmi Belgeler; 1962-1963);
SSCB'de Kapitalizmin Restorasyonu C. I, II, III Willy Dickut;
Sovyetler Birliği Ve Doğu Avrupa NERDEN NEREYE, Sun Yayıncılık
Sovyetler Birliğin'de Kapitalizmin Restorasyonu, William Bill Bland;
SSCB'de Sosyalizmin Zaferi ve Kapitalizmin Yeniden İnşası Sorunları, İbrahim Okçuoğlu, 2011, Akademi Yayın;
Sosyalizmden Geri Dönüş Sorunu, H. Yeşil, 2015, Dönüşüm Yayınları.
Hasan OZAN İLTEMUR
* SSCB'DE KAPİTALİZMİN RESTORASYONU, SOSYALİZMİN SORUNLARI, TARİHİ DERSLER, AKADEMİ KURAM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder