MARKSİZM-LENİNİZM VE DEVRİMCİ ROMANTİZM
''Marksizmin oportünist çarpıtmasında diyalektiğin
eklektik çarpıtması, yığınları en büyük kolaylıkla aldatan
çarpıtmadır; eklektizm, yığınlara aldatıcı bir doygunluk
verir; sürecin bütün yönlerini, bütün gelişme eğilimlerini,
bütün çelişik etkileri vb. hesaba katıyormuş gibi görünür;
ama aslında, toplumun gelişmesi üzerine hiçbir tutarlı ve
devrimci düşün vermez.'' (Lenin)
I
''Devrimci
romantizm'' nedir? Devrimci romantizm Marksizm-Leninizm'in bir
bileşeni midir? Marksizm-Leninizm romantik bir öğreti midir?
Devrimci romantizm komünist çalışma tarzının bir bileşeni
midir? Komünistler ya da Marksist Leninist Komünistler devrimci
romantikler mi?!
Herhangi
bir komünist parti devrimci romantizmin yolunu mu izlemeli? Gençlik
devrimci romantizmle mi Marksizm-Leninizm bilinç ve ruhuyla mı
eğitilmelidir?
Komünist
amaçlara bilimsel tutkulu bağlılık ve feda ruhu devrimci
romantizm mi?
Politik
mücadelede olduğu gibi sanat ve edebiyat mücadelesinde de bir
komünist parti ve komünistler ''devrimci romantizm''in yolunu mu
Marksizm-Leninizm'in yolunu mu izlemeli?
Evet,
hangisini?
Marks'tan
Lenin'e ustalarımız devrimci romantikler miydi? Ekim Devrimi
romantik bir devrim miydi? III. Enternasyonal partileri devrimci
romantik partiler miydi? Onlar komünistlerin ve komünist
partilerin, teori ve pratiklerinde, çalışma tarzında devrimci
romantikler olmalarını, bu yolu izlemelerini mi önerdiler?
Önerdiği iddia ediliyorsa nerde bunun kanıtları, belgeleri? Evet,
nerede?
Peki
devrimci romantizm sınıflar üstü bir olgu mudur? Olmadığı
söylenecekse hangi sınıf ve tabakaların damgasını taşır?
Sınıflı bir toplum ve sınıflar mücadelesi gerçekliğinde
devrimci romantizm ya da romantik devrimcilik nerede konumlanır ve
hangi sınıf ve tabakaların bayrağı olabilir?Proletaryanın
bilimsel devrimci komünist amaçları karşısında enternasyonal
proletaryaya neleri öğütler, neleri taşır, hangi amaçların
temsilcisi olmayı önerir?
Bir
komünist, ''Bir
marksist, sınıflar arası ilişkilerin tahlilinde gerçek zemini
terk etmemelidir.'', ''bir marksist, bir durumu değerlendirmek için,
olabilecek olandan değil, gerçek olandan hareket eder.'' diyen
Lenin, devrimci Narodnizmi romantizmle, ütopizmle eleştirirken
yanlış mı yaptı?
''Politikada
romantizme yer yoktur'' diyen Engels yanlış mı yaptı?
Marks,
romantik yöntemi, perspektifi eleştirirken, ''Bunlar şeylerin en
yüzeysel görünüşlerinden derlenen günlük önyargılardan
oluşurlar. Ardından da, bu yanlış ve basmakalıp içeriğin,
esrarlı bir ifade tarzıyla 'yüceltilmesi' ve ululaştırılması
işi kalıyor.”, bu, ''yaşamın her alanında görülen
romantizmin tipik bir örneğidir.'' derken yanlış mı yapıyordu?
Lenin,
''gerçek devrimciler, çoğu kez devrim sözcüğünü büyük
harfle yazmaya, devrime nerdeyse tanrısal bir erek gibi paye
vermeye, kendilerinden geçmeye... başlayınca hapı yutmuşlardır.''
derken yanlış mı yapıyordu?
Marx,
''… Devrimde, özsel olarak, gerçek ilişkilerin yerine, irade
konuyor...'' derken romantik, ütopik düşünce ve akımlarla
arasına kalın sınır çizgisi çektiği açık değil mi?
Marksizm'in
doğuş ve gelişmesi, proletaryanın sınıfsal teori ve pratiği
olarak tarih sahnesine çıkışı aynı zamanda devrimcisi de içinde
olmak üzere romantizm akımıyla da hesaplaşma ve aşma süreci
değil miydi?
Sosyalizmin
bir bilime dönüşmesi, ütopik ve romantik sosyalizmle (burjuva ve
küçük burjuva sosyalizmiyle) kopuşarak Bilimsel Sosyalizm'e
sıçradığı reddedilebilir mi?
Gerek
Türkiye komünist hareketinin doğuşu gerekse de Birlik Devrimi
küçük burjuva sosyalizmiyle, ütopik ve romantik küçük burjuva
devrimciliğiyle kopuş ve aşma sürecinin eseri değil mi? 68
kuşağında, 71 devrimci hareketinde devrimci olan ne varsa devralan
ya da devraldığını düşünen ve bu mirası da komünist
devrimcilik temelinde eleştirel aşan bir komünist partisinin,
68-71 hareketinin romantizmine dönmesi mi gerekiyor? Eğer
dönülmeyecekse, ideolojik-siyasal-örgütsel alanlarda bütünsel
bir eleştiri hareketi olarak küçük burjuva demokratik devrimci
romantizmi de açık ve net bir şekilde ideolojik mücadelenin
konusu olması gerekmiyor mu?
Komünist
partilerin tarihsel ve toplumsal gelişmenin nesnel yasalarına,
sınıflararası temel ilişkiler alanına, sınıfsal ilişkilerdeki
gerçek güçler dengesine dayanarak tarihsel ve güncel görevlerini
çözmesi gerektiğini söyleyen Marksizm-Leninizm'in her türlü
romantizmden, ütopizmden uzak durduğu ve eleştirdiği açık değil
mi?
Devrimci
romantizm denen şey, nihai olarak kapitalizmin sınırları
içerisinde kalan bir akım değil midir? Proletaryanın komünist
amacı, proletarya devrimciliğinin kesintisiz devrim programı
karşısında küçük burjuva devrimci demokrasisinin teorisi ve
nihai amaç ve programının anti kapitalist sosyalist bir
perspektife karşı olduğu açık değil mi?
Marksist-Leninist
söylem ile devrimci romantik söylemi, teorileri birlikte idare
etmek oportünizm değil mi? Eklektisizm değil mi? Orta yolculuk
değil mi? Bir elini küçük burjuvaziye, öteki elini proletaryaya
uzatan bir zihniyet ve duruşa yönelmek, proletaryanın ilkelerini
sulandırmak, ideolojisinden taviz vermek, küçük burjuvaziye doğru
bir adım daha atmak değilse nedir?
Bu
vb. soruları kendisine sormayan, Marksist-Leninist ideolojiyi
içselleştirme duruşuna sahip çıkmayan herhangi bir komünistin,
komünist partinin tarihsel misyonunu oynaması mümkün mü?
Komünist partisini proletaryanın genelkurmayı, en üst örgüt
biçimi tanımlanmasının yerine geçirilen ''partimiz öncü feda
birliği''dir vurgusu romantik halkçılığın damgasını taşıdığı
açık değil mi?
Komünist
hareketin kendisini, (yalnızca tekil sorunlarla, yalnızca
görüngelerle sınırlı değil) bütünsel bir sorgulamayla
özeleştirel aşması bir gereksinim değil midir?! Keza kendinden
menkul parlak sloganlara, romantik formüllere hayran kalan,
ideolojik ve siyasal içeriğini kavramadan ezbere tekrarlayan bir
zihniyet ve duruşun Marksizm-Leninizm'le çeliştiği, aşılması
gerektiği bilince çıkarılmadan öncülük iddiası yaşam
bulabilir mi?
Bu
gereksinimin ayırdında olmamanın devrim ve sosyalizm kavgasında
ideolojik ve örgütsel alanlarda yol açtığı tahribatın
büyümesine, proletaryanın partisi olma iddiasının zamanın akışı
içinde yitip gitmesine yol açacağını söylemek gerekir. Ki, bu
zaafların radikal bir tarzda eleştirel düzeltilmesini istemenin
moral bozukluğuna yol açacağını ya da açtığını ileri
sürmek, gerçek durumun anlaşılmadığının da bir kanıtı ve
sadece küçük burjuva önyargılarla şekillenmiş bir tutuculuğu
ifade eder. Moral bozukluğu denen şey, herhangi bir devrimci parti
ve örgütün, niteliksel zayıflıklarında, (sözgelimi 12 Eylül
yenilgisi gibi) direnişsiz yenilgilerinde, öncülük iddiasının
hakkının verilememesinde, başarısızlıklarında, kendini
yenileyememesinde, kadrolarına, kitlelere güven verememesinde vb.
aranmalıdır. Bu bağıntıda da romantik zihniyetlerin gerçek
gelişmenin önünde engel oluşturduğu da vurgulanmalıdır.
DEVAM
EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder