Translate

6 Nisan 2017 Perşembe

II. BÖLÜM... Yeraltı Ekonomisinin Doğuşu ve Büyümesi



Yeraltı Ekonomisinin Doğuşu ve Büyümesi
Kapitalizmin yeni tipte restorasyonuna bağlı olarak, kaçınılmaz bir biçimde, “gölge ekonomisi”, “ikincil ekonomi”, “yeraltı ekonomisi”, “mafya ekonomisi” de gelişmeye başladı. Değişik kaynaklar, kapitalist/revizyonist SB ekonomisinin dörtte birinin (% 25) yeraltı ekonomisine dayandığını dile getirmektedirler. Söz konusu yasadışı ekonomik formlar yeraltı ve yerüstü ekonomisi ile, yasal ve yasadışı yönetici erkle iç içe değişik kombinezonlar alarak gelişti. Gelişen şey, sisteme ve egemen sınıfa rağmen gelişen bir “şey” değildi, aksine, kapitalizmin yeni tipte inşası sürecinin doğasıyla uyumlu, onun üretip geliştirdiği bir “şey”di. Hem kolektif, yarı-kolektif hem de doğrudan açık özel kapitalist biçimler alarak/ortaya çıkarak serpilip gelişti.
 Konuyla ilgili birkaç açıklamayı aşağıya aktarıyoruz.
“…devlet mülkiyetini satın almak veya satmak üzere, tüm Sovyetler Birliği’nden işletme temsilcilerinin bir araya geldikleri üretim araçları pazarları kurulmuştu. Bu koşullarda üretim araçları sık sık, onları ‘yer altı fabrikaları’nı kurmada kullanan özel kişilerin eline düşüyordu.” (W. Dickhut, age., s. 52)
“Ancak Katz’ın çalışmasının en açıklayıcı yanı burası (NEP ekonomisinin Brejnev’le birlikte geliştiği-bn.) değildir; Sovyet pratiğinde ‘kazanılmamış gelir’ denilen ve pek  çok yabancı gözlemciyi şaşırtan mekanizmaya da açıklık getiriyor…Sovyetler Birliği’nde pek çok kimsenin bir ikinci geliri olduğu izlenimi veriyor. Bunlar kuşkusuz toplumun imkânlarını kullanıyorlar; ankete verilen cevaplar arasında, özel operatörlerin, Gürcistan’dan Leningrad ya da Sibirya’ya kadar, trenle, kamyonla, uçakla mal nakliyatı yaptırabildikleri de yer alıyor.
“Fakat bu tür ‘özel sektörün’ istisna olduğunu düşünmek gerekiyor; zordur. Çok kolay olanı var; taksilerin kıt olması nedeniyle aynı yöndeki taksinin iki müşteri alması ve bunlarla ikisinden de ücret alacağı için birinin kendinde kalması, kolayca uygulamaya konabiliyor. Becerikli bir teknisyenin evinin bir bölümünü otomobil tamirine ayırması mümkündür; çünkü, devlet tamirhanelerinde sıra çok geç geliyor. Ankete cevap veren bir kadın kuaför, çalıştığı otelin kuaförünü kendi dükkânı gibi kullanabildiğini söylüyor; çalışma saatinin sonrasında aynı yeri kendi hesabına çalıştırabiliyor. Müşterilerle randevuları kendisi bağlıyor ve kazandığının bir bölümünü kasaya veriyor; cevabında ‘iki ruble devlete ve üç ruble bana’ demeyi de ihmal etmiyor.
“Bu mekanizmaların Sovyet düzeninde büyük bir ahlak bozukluğunun da kaynağı olduğundan kuşku duyulmamalıdır; ancak istatistiklerdeki gelire ek bir ek sağlıyor.” (Y. Küçük, SBSÇ, s. 159-160)
“…Yönetimin sektörel örgütlenişi sektör bakanlıklarını en önemli gerçek kararların alındığı iktidarlar haline getirir… Ekonomik hayat teknik ikmale çok bağımlı olduğundan, Gossnap bir başka önemli iktidar merkezidir. Hammaddelerden, makinelerden, gereçlerden o sorumludur. Ve bütün bunlar düzenli olarak bulunmadığından, bir başka iktidar, ama bu defa gizli, işlemeye başlar: Herkesin yararlandığı kara (yasadışı) ya da gri (göz yumulan) borsa.
“…………………………..
“Böyle bir sistemde kişisel ilişkiler çok önemlidir… Brejnev yıllarında, özellikle bazı güncel feodaller ile eskinin varsıl ya da hakim sınıfları (mülk sahibi feodal şefler ya da Sovyet iktidarına katılan kabileler) arasında akrabalıkların bulunduğu Orta Asya Cumhuriyetleri’nde ve bütün bölgelerde egemen oldular.” (Jean-Marie Chauvier, age., s.183)
“Burada sadece ve temel olarak bozulma ve yasadışı trafik söz konusu değildir. Gölge ekonomi, Tatiana Zaslavskaya’nın tanımıyla, sadece gölgede değildir, aynı zamanda birincisinin, yani resmi ekonominin gölgesidir.  Başka bir deyişle bu ancak trampa ve işletmeler arası değişim etkinliklerin sayesinde sistemin açığını kapatan mal ve hizmetler kara ya da gri pazarında sürüp gidebilir. Bu pazar, 14 ile 16 milyar ruble, yani paralı hizmetler sektörünün toplam cirosunun dörtte birini oluşturur…” (age., s.45)
“1979’da Moskova’da yayımlanan COMECON Yıllığına göre, yıllık işgünü toplamının yüzde 10’unu temsil eden ‘gölge ekonomi’, kentlerdeki ailelerin gelirlerinin yüzde 25’ini kırsal kesimdeki ailelerin gelirlerinin yüzde 27’sini kapsamaktaydı.” (G. Altınoğlu, SB ve DA NN?, s.133, 10. dipnot)
Bu yeraltı ekonomisi, yerüstünde mevzilenmiş bürokrat, teknokrat kapitalistlerle, parti ve devletin değişik klikleriyle birlikte inşa edilmişti ve dizginsiz vurgunlar örgütlenmekteydi. Kar için üretim yasası, karı azamileştirme, köşe dönme, kar amacına varmak için her yol mubahtır felsefesi ve değerleri, doğal olarak SSCB ekonomisinin dönen çarklarının önemli bir bölümünün mafyatik bir ekonomi olarak da şekillenmesini getirmiştir ve bu gerçekler de SB’de kapitalizmin yeniden inşa sürecinin ve giderek SB’nin kapitalist karakterinin somut yansıma biçimlerinden birisini oluşturmaktaydı.
SSCB’de güçlü bir yeraltı ekonomisinin doğuşu ve gelişimi, SSCB’de Kruşçevizm ile açılan tarihsel kesitin tipik olgularından birisidir. “Anti-Stalinist” olmayan ilerici yazarlar Roger Keeran ve Thomas Keeny, kendi bakış açılarından bu olgunun üzerinde (onların benimsediği ifadeyle “İkinci ekonomi” ) fazlasıyla durmaktadırlar. Onlar “1950 ile 1980 arasındaki dönemde özel ekonomik faaliyet büyük ölçüde genişledi.” saptamasını, dayandıkları verilerle birlikte dile getirirler. Burada, bu faaliyetin yasal, yarı-yasal, yasadışı kombinozon altında nasıl şekillenip büyüdüğünü ortaya koyarlar. Aşağıya aktaracağımız açıklama da aydınlatıcıdır.
“1970’li yıllarda çok sayıda yer altı işadamını savunan ünlü bir Sovyet avukatı olan Konstantin Simis, deneyimlerini, Sovyet Kapitalizminin Gizli Dünyası isimli bir kitapta topladı. Bu kitapta Simis, ‘bütün ülkeye yayılmış bir özel fabrikalar şebekesi bulunduğunu’ belirtti. On binlerce fabrika ‘triko, ayakkabı, güneş gözlüğü, popüler Batı müziği plakları, çanta ve başka pek çok mal üretiyordu.’ Bunların sahipleri ‘tek bir atölye’ye sahip olanlardan ‘onlarca fabrikaya sahip olan mültimilyoneri aile klanları’na kadar çeşitlilik gösteriyordu.” (İhanete Uğrayan Sosyalizm, Sovyetler Birliği’nin çöküşünün arka planı, s. 87-88)
Gayriresmi, yasadışı ekonomik etkinlik Stalin döneminde değil, Kruşçevler, Brejnevler döneminde ortaya çıkarak çok önemli bir güç haline geldi. Bu süreç, devasa bir rüşvet ve yolsuzluk çarkıyla iç içeydi.
“SSCB’deki bir üst düzey polis yetkilisi olan Aleksandr Gurov, Hruşçov döneminden Gorbaçov dönemine kadar Parti’deki yaşanan bozulmanın gelişimini, doğrudan, yasadışı ekonomi ve organize suçun gelişimine bağlamaktadır:
“ ‘Organize suç, sistemimiz açık hale gelir gelmez mutlaka ortaya çıkacaktı. Bu da, 1960’larda, Hruşçov’un iktidarda olduğu dönemdeki buzların çözülüşü sırasında oldu… Stalin döneminde güçlü organize suç toplulukları tasavvur etmek mümkün değildi… Bundan sonra toplumumuzda yağmacıların ahlaki kuralları görülmeye başlandı. Ve tabii ki bu tamamen (Parti) bürokrasisinin çıkarları doğrultusunda yürütüldü. Örneğin, 1974 gibi erken bir tarihte bile Moskova’da ticaret mafyası adı verilen ve üst düzey Parti organlarında temsilcileri bulunan bir örgütlenme vardı. Eğer ben ya da bir başkası o tarihte insanları gölge ekonominin tehlikeleri hakkında uyarmaya çalışsaydık, liberaller buna gülerdi ve bize deli gözü ile bakardı. Ancak bu iş böyle başlamıştı. Ve yönetim bunun olmasına izin verdi; üzerinde düşünmemiz gereken gerekçelere dayandırarak. Hruşçov döneminde başladı ve Brejnev döneminde gelişti. Ancak organize suçun ülkemizde gerçekten güçlü hale geldiği dönem, Gorbaçov dönemiydi.’” (age., s. 99, iba.)
Özellikle Brejnev döneminde yeraltı ekonomisi o kadar büyümüştü ki, Brejnev dönemi “Brejnev zenginleri” ile de ünlenir; ki bilakis Brejnev’in damadının da bu çarkın çok önemli bir bileşeni olduğu açığa çıkmıştır.
Kitabın yazarları, konu bağlamında Grossman’ın verilerinden de yararlanırlar. Örneğin 1977 yılında, Brejnev döneminde, Grossman’ın “Sovyet ikinci ekonomisinin, birinci ekonomi ile karşılaştırmalı büyüklüğüne ilişkin hesaplar”ına göre, “ikinci ekonomi” Rusya (RSFC)’da % 29,6’dır. Beyaz Rusya, Moldavya ve Ukrayna’da % 40,2’dir. Ermenistan’da (yalnızca etnik Ermenilerde) % 64,1’dir. Transkafkasya (ya da Orta Asya’da yaşayan “Avrupalılar”)da % 49,7’dir. (bkz. age, s. 93)
Yazarlar, dipnotta, Grossman’ın sözlerini aktarırlar. Buna göre, yukarıdaki veriler sadece “kentsel bölgeleri” kapsamakta ve bu veriler sadece “hem erkeğin hem de kadının yer aldığı ve bunlardan en az birinin resmi olarak istihdam edildiği aileleri” kapsamaktadır. O halde gerçek oranlar daha yüksektir. Aynı dipnotta, Grossman’ın düşüncesine göre, ikinci ekonomi 70 sonrası da büyümeye devam etmiştir ve “Verilerin elde edilebildiği diğer SSCB cumhuriyetlerinde ise, ikinci ekonomi daha da büyüktü. Belki de ‘birinci’ (planlı, devlet mülkiyetindeki) ekonomiye eşit ya da ondan daha büyüktü.” açıklaması yer almaktadır.
Yazarlar, “Rusya Federasyonu Komünist Partisi (RFKP) Merkez Komite üyesi olan Viktor Truşkov”un SSCB’de kapitalizmin restorasyonu hakkındaki analizini özetlerken, “ikinci ekonomi” hakkındaki düşüncelerini de aktarırlar.
“Truşkov, burjuvazi benzeri iki katmanın gelişmesine işaret etti. Önce, ‘küçük ölçekli bir perakende ticaret sistemi’ ortaya çıktı. Bu ticaret ‘pek yasal değildi’ ve devlete ait olan kaynakların suistimal edilmesine dayanıyordu. Bununla birlikte, ‘Ek iş olarak duvarcılık ve taksi sürücülüğünden küçük çiftliklerin ürünlerinin satışına kadar geniş bir yelpazede, bu perakendecilik görece önemli bir yer edindi.’ İkinci olarak, ‘Bir paralel ekonomi biçiminde var olan özel toptan ticaret’ ortaya çıktı. ‘Bunun ekonomik gücü (perakende ticaretten) daha da fazlaydı… Bazı araştırmacılar, bunun cirosunun devletin cirosu ile karşılaştırılabilir hale geldiğini ifade etmişlerdir.’” (age., s. 105)
Özetleyerek söylemek gerekirse; SSCB’de kapitalizmin restorasyonu süreci ile karmaşık biçimler alan bir yeraltı-mafya ekonomisi de gelişip büyüdü. Yeraltı ekonomisi SSCB’de kapitalizmin yeniden inşasının nedeni değil, kapitalizmin yeni tipte yeniden inşasının sonucu ve ürünüdür. Ortaya çıkıp büyüdüğü oranda kapitalizmin inşasının dinamiklerinden birisi haline gelmiştir. SSCB’deki kapitalizmin inşasının ürünü olan yeni tipte tekelci devlet kapitalizmi ile kapitalist yeraltı ekonomisi birbirini tamamlamaktaydı. Kapitalizmin bu iki formunun doğuşu, gelişimi kapitalizmin yeni tipte restorasyonu sürecinin olgularıdır. Yeni tipte burjuvazi, kapitalizmin yeniden inşası sürecinde yeraltı ve yerüstü ekonomisiyle kaynaşmıştı ve değişik kliklere de parçalanmıştı. Gorbaçovcu modern revizyonist atak döneminde bu parçalanma ve klikleşmeler daha çarpıcı bir tarzda ortaya çıkmıştı…
Kapitalizmin restorasyonuna bağlı olarak, bireyci ideoloji ve ahlaki değerler sistemi, insanları dejenere ederek, bireysel çıkarlarını toplumsal çıkarların üzerinde tutma, toplumsal çıkarları hiçe sayma, “devlet malı deniz yemeyen domuz” felsefesiyle davranmaya itti.  Örneğin bu olgunun yansıma biçimlerinden birisi de, insanların kolhozlarda bulunan bireysel yan mülkiyetindeki üretime verdikleri önemden de görebiliyoruz. “…İşlenen toprağın % 4’ü, üretim yöntemlerinin teknik geriliğine rağmen, gene de toplam tarım üretiminin toptan tarım üretiminin yaklaşık % 17-18’ini sağlar.” (A. Carlo, S.B.S.E.K., s. 81) Bu veriler çok çarpıcı bir gerçeği, bireysel kazanç için azami çabayı gösteriyor.
 Elbette ki, sosyalizm döneminde de kolhozcu köylülüğün bireysel yan işletmesi vardı ve ciddi bir gelir kaynağı haline getirme çabası söz konusuydu. Ancak, sosyalizm döneminde, sosyalist ekonominin atılımları ve emekçi köylülüğün de yaşam koşularında, maddi ve kültürel yaşam koşullarındaki hızlı iyileşme ve sürekli gelişme, sosyalist değerlere bağlılık vb. nedenleriyle, emekçi köylülerin bireysel yan işletmesine verdikleri önemle kıyaslanamaz derecede kolhozcu kolektif mülkiyete ve kazanca da büyük bir önem vermekteydiler. Kolhozun yaşam ve tüketim standardının hızlı iyileşmesi karşısında, bireysel yan işletmesinden elde ettiği gelir gittikçe daha az önem taşır bir pozisyona doğru evriliyordu. En azından gelişmenin yönü buydu. Ancak bu tablo, 56 sonrası değişmeye, kar için üretim ekonomisi ve revizyonist burjuva bireyci ideolojinin at başı geliştirilip kışkırtılmasıyla değişmeye başladı. Özel mülkiyetçi, özellikle köylü, küçük burjuva değerlerin eski kalıntılarının hala çok önemli ve en etkili olduğu kesimlerin başından gelen emekçi köylülük geliyordu. Hem yaşam koşullarının kötüleşmesi ve hem de bireysel kazanç elde etme, zenginleşme tutkusu onu, küçük mülküne sıkı sıkıya sarılmaya, bireysel yan işletmeden elde edeceği kazancı ve meta üretimini etkin bir şekilde geliştirmeye yöneltti. Yani hortlayan kapitalizm marifetini bu alanda da hızla göstermeye ve kendisini üretmeye başladı.
DEVAM EDECEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder