Yeraltı Ekonomisinin Doğuşu ve Büyümesi
Kapitalizmin yeni
tipte restorasyonuna bağlı olarak, kaçınılmaz bir biçimde, “gölge ekonomisi”,
“ikincil ekonomi”, “yeraltı ekonomisi”, “mafya ekonomisi” de gelişmeye başladı.
Değişik kaynaklar, kapitalist/revizyonist SB ekonomisinin dörtte birinin (% 25)
yeraltı ekonomisine dayandığını dile getirmektedirler. Söz konusu yasadışı
ekonomik formlar yeraltı ve yerüstü ekonomisi ile, yasal ve yasadışı yönetici
erkle iç içe değişik kombinezonlar alarak gelişti. Gelişen şey, sisteme ve
egemen sınıfa rağmen gelişen bir “şey” değildi, aksine, kapitalizmin yeni tipte
inşası sürecinin doğasıyla uyumlu, onun üretip geliştirdiği bir “şey”di. Hem kolektif,
yarı-kolektif hem de doğrudan açık özel kapitalist biçimler alarak/ortaya çıkarak
serpilip gelişti.
Konuyla ilgili birkaç açıklamayı aşağıya
aktarıyoruz.
“…devlet
mülkiyetini satın almak veya satmak üzere, tüm Sovyetler Birliği’nden işletme
temsilcilerinin bir araya geldikleri üretim araçları pazarları kurulmuştu. Bu
koşullarda üretim araçları sık sık, onları ‘yer altı fabrikaları’nı kurmada
kullanan özel kişilerin eline düşüyordu.” (W. Dickhut, age., s. 52)
“Ancak
Katz’ın çalışmasının en açıklayıcı yanı burası (NEP ekonomisinin Brejnev’le
birlikte geliştiği-bn.) değildir; Sovyet pratiğinde ‘kazanılmamış gelir’
denilen ve pek çok yabancı gözlemciyi
şaşırtan mekanizmaya da açıklık getiriyor…Sovyetler Birliği’nde pek çok
kimsenin bir ikinci geliri olduğu izlenimi veriyor. Bunlar kuşkusuz toplumun imkânlarını
kullanıyorlar; ankete verilen cevaplar arasında, özel operatörlerin,
Gürcistan’dan Leningrad ya da Sibirya’ya kadar, trenle, kamyonla, uçakla mal
nakliyatı yaptırabildikleri de yer alıyor.
“Fakat bu tür
‘özel sektörün’ istisna olduğunu düşünmek gerekiyor; zordur. Çok kolay olanı var;
taksilerin kıt olması nedeniyle aynı yöndeki taksinin iki müşteri alması ve
bunlarla ikisinden de ücret alacağı için birinin kendinde kalması, kolayca
uygulamaya konabiliyor. Becerikli bir teknisyenin evinin bir bölümünü otomobil
tamirine ayırması mümkündür; çünkü, devlet tamirhanelerinde sıra çok geç
geliyor. Ankete cevap veren bir kadın kuaför, çalıştığı otelin kuaförünü kendi dükkânı
gibi kullanabildiğini söylüyor; çalışma saatinin sonrasında aynı yeri kendi
hesabına çalıştırabiliyor. Müşterilerle randevuları kendisi bağlıyor ve
kazandığının bir bölümünü kasaya veriyor; cevabında ‘iki ruble devlete ve üç
ruble bana’ demeyi de ihmal etmiyor.
“Bu
mekanizmaların Sovyet düzeninde büyük bir ahlak bozukluğunun da kaynağı
olduğundan kuşku duyulmamalıdır; ancak istatistiklerdeki gelire ek bir ek
sağlıyor.” (Y. Küçük, SBSÇ, s. 159-160)
“…Yönetimin
sektörel örgütlenişi sektör bakanlıklarını en önemli gerçek kararların alındığı
iktidarlar haline getirir… Ekonomik hayat teknik ikmale çok bağımlı olduğundan,
Gossnap bir başka önemli iktidar merkezidir. Hammaddelerden, makinelerden,
gereçlerden o sorumludur. Ve bütün bunlar düzenli olarak bulunmadığından, bir
başka iktidar, ama bu defa gizli, işlemeye başlar: Herkesin yararlandığı kara
(yasadışı) ya da gri (göz yumulan) borsa.
“…………………………..
“Böyle bir
sistemde kişisel ilişkiler çok önemlidir… Brejnev yıllarında, özellikle bazı
güncel feodaller ile eskinin varsıl ya da hakim sınıfları (mülk sahibi feodal
şefler ya da Sovyet iktidarına katılan kabileler) arasında akrabalıkların
bulunduğu Orta Asya Cumhuriyetleri’nde ve bütün bölgelerde egemen oldular.”
(Jean-Marie Chauvier, age., s.183)
“Burada sadece ve temel olarak bozulma ve yasadışı trafik söz konusu
değildir. Gölge ekonomi, Tatiana Zaslavskaya’nın tanımıyla, sadece gölgede
değildir, aynı zamanda birincisinin, yani resmi ekonominin gölgesidir. Başka bir deyişle bu ancak trampa ve
işletmeler arası değişim etkinliklerin sayesinde sistemin açığını kapatan mal
ve hizmetler kara ya da gri pazarında sürüp gidebilir. Bu pazar, 14 ile 16
milyar ruble, yani paralı hizmetler sektörünün toplam cirosunun dörtte birini
oluşturur…” (age., s.45)
“1979’da
Moskova’da yayımlanan COMECON Yıllığına göre, yıllık işgünü toplamının yüzde
10’unu temsil eden ‘gölge ekonomi’, kentlerdeki ailelerin gelirlerinin yüzde
25’ini kırsal kesimdeki ailelerin gelirlerinin yüzde 27’sini kapsamaktaydı.”
(G. Altınoğlu, SB ve DA NN?, s.133, 10. dipnot)
Bu yeraltı
ekonomisi, yerüstünde mevzilenmiş bürokrat, teknokrat kapitalistlerle, parti ve
devletin değişik klikleriyle birlikte inşa edilmişti ve dizginsiz vurgunlar
örgütlenmekteydi. Kar için üretim yasası, karı azamileştirme, köşe dönme, kar
amacına varmak için her yol mubahtır felsefesi ve değerleri, doğal olarak SSCB
ekonomisinin dönen çarklarının önemli bir bölümünün mafyatik bir ekonomi olarak
da şekillenmesini getirmiştir ve bu gerçekler de SB’de kapitalizmin yeniden
inşa sürecinin ve giderek SB’nin kapitalist karakterinin somut yansıma
biçimlerinden birisini oluşturmaktaydı.
SSCB’de güçlü
bir yeraltı ekonomisinin doğuşu ve gelişimi, SSCB’de Kruşçevizm ile açılan tarihsel kesitin tipik olgularından
birisidir. “Anti-Stalinist” olmayan ilerici yazarlar Roger Keeran ve Thomas
Keeny, kendi bakış açılarından bu olgunun üzerinde (onların benimsediği
ifadeyle “İkinci ekonomi” ) fazlasıyla durmaktadırlar. Onlar “1950 ile 1980
arasındaki dönemde özel ekonomik faaliyet büyük ölçüde genişledi.” saptamasını,
dayandıkları verilerle birlikte dile getirirler. Burada, bu faaliyetin yasal,
yarı-yasal, yasadışı kombinozon altında nasıl şekillenip büyüdüğünü ortaya
koyarlar. Aşağıya aktaracağımız açıklama da aydınlatıcıdır.
“1970’li
yıllarda çok sayıda yer altı işadamını savunan ünlü bir Sovyet avukatı olan
Konstantin Simis, deneyimlerini, Sovyet Kapitalizminin Gizli Dünyası isimli bir
kitapta topladı. Bu kitapta Simis, ‘bütün ülkeye yayılmış bir özel fabrikalar
şebekesi bulunduğunu’ belirtti. On binlerce fabrika ‘triko, ayakkabı, güneş
gözlüğü, popüler Batı müziği plakları, çanta ve başka pek çok mal üretiyordu.’
Bunların sahipleri ‘tek bir atölye’ye sahip olanlardan ‘onlarca fabrikaya sahip
olan mültimilyoneri aile klanları’na kadar çeşitlilik gösteriyordu.” (İhanete
Uğrayan Sosyalizm, Sovyetler Birliği’nin çöküşünün arka planı, s. 87-88)
Gayriresmi,
yasadışı ekonomik etkinlik Stalin döneminde değil, Kruşçevler, Brejnevler
döneminde ortaya çıkarak çok önemli bir güç haline geldi. Bu süreç, devasa bir
rüşvet ve yolsuzluk çarkıyla iç içeydi.
“SSCB’deki
bir üst düzey polis yetkilisi olan Aleksandr Gurov, Hruşçov döneminden Gorbaçov
dönemine kadar Parti’deki yaşanan bozulmanın gelişimini, doğrudan, yasadışı
ekonomi ve organize suçun gelişimine bağlamaktadır:
“ ‘Organize
suç, sistemimiz açık hale gelir gelmez mutlaka ortaya çıkacaktı. Bu da,
1960’larda, Hruşçov’un iktidarda olduğu dönemdeki buzların çözülüşü sırasında
oldu… Stalin döneminde güçlü organize suç
toplulukları tasavvur etmek mümkün değildi… Bundan sonra toplumumuzda
yağmacıların ahlaki kuralları görülmeye başlandı. Ve tabii ki bu tamamen
(Parti) bürokrasisinin çıkarları doğrultusunda yürütüldü. Örneğin, 1974 gibi
erken bir tarihte bile Moskova’da ticaret mafyası adı verilen ve üst düzey
Parti organlarında temsilcileri bulunan bir örgütlenme vardı. Eğer ben ya da
bir başkası o tarihte insanları gölge ekonominin tehlikeleri hakkında uyarmaya
çalışsaydık, liberaller buna gülerdi ve bize deli gözü ile bakardı. Ancak bu iş
böyle başlamıştı. Ve yönetim bunun olmasına izin verdi; üzerinde düşünmemiz
gereken gerekçelere dayandırarak. Hruşçov
döneminde başladı ve Brejnev
döneminde gelişti. Ancak organize suçun ülkemizde gerçekten güçlü hale
geldiği dönem, Gorbaçov dönemiydi.’” (age.,
s. 99, iba.)
Özellikle
Brejnev döneminde yeraltı ekonomisi o kadar büyümüştü ki, Brejnev dönemi
“Brejnev zenginleri” ile de ünlenir; ki bilakis Brejnev’in damadının da bu
çarkın çok önemli bir bileşeni olduğu açığa çıkmıştır.
Kitabın
yazarları, konu bağlamında Grossman’ın verilerinden de yararlanırlar. Örneğin
1977 yılında, Brejnev döneminde, Grossman’ın “Sovyet ikinci ekonomisinin,
birinci ekonomi ile karşılaştırmalı büyüklüğüne ilişkin hesaplar”ına göre,
“ikinci ekonomi” Rusya (RSFC)’da % 29,6’dır. Beyaz Rusya, Moldavya ve
Ukrayna’da % 40,2’dir. Ermenistan’da (yalnızca etnik Ermenilerde) % 64,1’dir.
Transkafkasya (ya da Orta Asya’da yaşayan “Avrupalılar”)da % 49,7’dir. (bkz.
age, s. 93)
Yazarlar,
dipnotta, Grossman’ın sözlerini aktarırlar. Buna göre, yukarıdaki veriler
sadece “kentsel bölgeleri” kapsamakta ve bu veriler sadece “hem erkeğin hem de
kadının yer aldığı ve bunlardan en az birinin resmi olarak istihdam edildiği
aileleri” kapsamaktadır. O halde gerçek oranlar daha yüksektir. Aynı dipnotta,
Grossman’ın düşüncesine göre, ikinci ekonomi 70 sonrası da büyümeye devam
etmiştir ve “Verilerin elde edilebildiği diğer SSCB cumhuriyetlerinde ise,
ikinci ekonomi daha da büyüktü. Belki de ‘birinci’ (planlı, devlet
mülkiyetindeki) ekonomiye eşit ya da ondan daha büyüktü.” açıklaması yer
almaktadır.
Yazarlar,
“Rusya Federasyonu Komünist Partisi (RFKP) Merkez Komite üyesi olan Viktor
Truşkov”un SSCB’de kapitalizmin restorasyonu hakkındaki analizini özetlerken,
“ikinci ekonomi” hakkındaki düşüncelerini de aktarırlar.
“Truşkov,
burjuvazi benzeri iki katmanın gelişmesine işaret etti. Önce, ‘küçük ölçekli
bir perakende ticaret sistemi’ ortaya çıktı. Bu ticaret ‘pek yasal değildi’ ve
devlete ait olan kaynakların suistimal edilmesine dayanıyordu. Bununla
birlikte, ‘Ek iş olarak duvarcılık ve taksi sürücülüğünden küçük çiftliklerin
ürünlerinin satışına kadar geniş bir yelpazede, bu perakendecilik görece önemli
bir yer edindi.’ İkinci olarak, ‘Bir paralel ekonomi biçiminde var olan özel
toptan ticaret’ ortaya çıktı. ‘Bunun ekonomik gücü (perakende ticaretten) daha
da fazlaydı… Bazı araştırmacılar, bunun cirosunun devletin cirosu ile
karşılaştırılabilir hale geldiğini ifade etmişlerdir.’” (age., s. 105)
Özetleyerek
söylemek gerekirse; SSCB’de kapitalizmin restorasyonu süreci ile karmaşık
biçimler alan bir yeraltı-mafya ekonomisi de gelişip büyüdü. Yeraltı ekonomisi
SSCB’de kapitalizmin yeniden inşasının nedeni
değil, kapitalizmin yeni tipte yeniden inşasının sonucu ve ürünüdür. Ortaya çıkıp büyüdüğü oranda kapitalizmin
inşasının dinamiklerinden birisi
haline gelmiştir. SSCB’deki kapitalizmin inşasının ürünü olan yeni tipte
tekelci devlet kapitalizmi ile kapitalist yeraltı ekonomisi birbirini
tamamlamaktaydı. Kapitalizmin bu iki formunun doğuşu, gelişimi kapitalizmin yeni tipte restorasyonu
sürecinin olgularıdır. Yeni tipte burjuvazi, kapitalizmin yeniden inşası
sürecinde yeraltı ve yerüstü ekonomisiyle kaynaşmıştı ve değişik kliklere de
parçalanmıştı. Gorbaçovcu modern revizyonist atak döneminde bu parçalanma ve
klikleşmeler daha çarpıcı bir tarzda ortaya çıkmıştı…
Kapitalizmin
restorasyonuna bağlı olarak, bireyci ideoloji ve ahlaki değerler sistemi,
insanları dejenere ederek, bireysel çıkarlarını toplumsal çıkarların üzerinde
tutma, toplumsal çıkarları hiçe sayma, “devlet malı deniz yemeyen domuz”
felsefesiyle davranmaya itti. Örneğin bu
olgunun yansıma biçimlerinden birisi de, insanların kolhozlarda bulunan
bireysel yan mülkiyetindeki üretime verdikleri önemden de görebiliyoruz.
“…İşlenen toprağın % 4’ü, üretim yöntemlerinin teknik geriliğine rağmen, gene
de toplam tarım üretiminin toptan tarım üretiminin yaklaşık % 17-18’ini
sağlar.” (A. Carlo, S.B.S.E.K., s. 81) Bu veriler çok çarpıcı bir gerçeği,
bireysel kazanç için azami çabayı gösteriyor.
Elbette ki, sosyalizm döneminde de kolhozcu
köylülüğün bireysel yan işletmesi vardı ve ciddi bir gelir kaynağı haline
getirme çabası söz konusuydu. Ancak, sosyalizm döneminde, sosyalist ekonominin
atılımları ve emekçi köylülüğün de yaşam koşularında, maddi ve kültürel yaşam
koşullarındaki hızlı iyileşme ve sürekli gelişme, sosyalist değerlere bağlılık vb.
nedenleriyle, emekçi köylülerin bireysel yan işletmesine verdikleri önemle
kıyaslanamaz derecede kolhozcu kolektif mülkiyete ve kazanca da büyük bir önem
vermekteydiler. Kolhozun yaşam ve tüketim standardının hızlı iyileşmesi
karşısında, bireysel yan işletmesinden elde ettiği gelir gittikçe daha az önem
taşır bir pozisyona doğru evriliyordu. En azından gelişmenin yönü buydu. Ancak
bu tablo, 56 sonrası değişmeye, kar için üretim ekonomisi ve revizyonist
burjuva bireyci ideolojinin at başı geliştirilip kışkırtılmasıyla değişmeye
başladı. Özel mülkiyetçi, özellikle köylü, küçük burjuva değerlerin eski
kalıntılarının hala çok önemli ve en etkili olduğu kesimlerin başından gelen
emekçi köylülük geliyordu. Hem yaşam koşullarının kötüleşmesi ve hem de
bireysel kazanç elde etme, zenginleşme tutkusu onu, küçük mülküne sıkı sıkıya
sarılmaya, bireysel yan işletmeden elde edeceği kazancı ve meta üretimini etkin
bir şekilde geliştirmeye yöneltti. Yani hortlayan kapitalizm marifetini bu
alanda da hızla göstermeye ve kendisini üretmeye başladı.
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder