Kısıtlanan ve Paralı Hale Getirilen Sosyal Hizmetler
SSCB’de, 56
sonrası süreçte toplumsal artık, artı-değer, karlar, bir yandan devletin elinde
ve yerel işletmelerin elinde devasa ölçeklerde birikirken, öte yandan da
kitleler için sosyal hizmetler hem kötüleşerek gerilemiş hem de giderek paralı
hale getirilmiştir. Oysa 56 öncesi tarihsel kesitte, sosyalizm döneminde,
sosyal hizmetlerin hem niteliği hem de niceliği gelişip büyüyordu. Ortada açık
bir çelişki ve iki ayrı yönelim olduğu açıktır.
Bu çelişkiyi
yaratan ana neden kuşkusuz ki SSCB’de inşa edilen kapitalizmdir. Kar için
üretimin yapıldığı bir ekonomide, işçi sınıfının ve emekçilerin maddi ve
kültürel gereksinimlerini tatmin etmek, buna uygun bir gelişme ve inşa çizgisi
izlenmesi, zaten düşünülemez. Doğal olarak, bu durumda, nüfus artışının da
gereksinimlerini planlayarak karşılamak da düşünülmez. Birikim ve tüketime yön
veren şey, kar ve daha fazla kardır. Zararla çalışan işletmelerin kapatılması,
karı düşüren işçi sayısını azaltmak, ücretleri “verimlilik”, “iktisadi
muhasebe” kılıfı ardına gizleyerek düşürmek kaçınılmaz olur. Kapitalist sermaye
birikimin kaynağı işçi sınıfından gasp edilen artı değerdir. Sermaye, birikmiş
artı değerdir. Sermaye, artı değer üreten bir kategoridir. Sermaye karlı olan alanlara,
karlılık oranı yüksek sektörlere akar. Böyle olunca da birikim fonları emekçi
kitlelerin gereksinimlerini karşılamaya değil, kapitalist sınıfın, yeni
burjuvazinin önceliklerine göre değerlendirilir. SB’de işletmelerde ve devletin
elinde oldukça büyüyerek biriken sermaye ve yatırım olanakları, bürokrat
burjuvazi ve kolektif kapitalist bir güç olan devletin gereksinimleri
doğrultusunda harcanır. Devasa bürokratik ve askeri aygıtın üretici olmayan
harcamaları, karın yeni burjuvazi tarafından yağmalanması, yeni kapitalist
sınıfın lüks yaşam tarzına giden harcamalar (bu nokta önemli olmakla birlikte
tali bir sorundur tartıştığımız konuda), dünya egemenliği yarışında yeni
burjuvazinin devasa ve sürekli ve hızla artan askeri harcamaları vs. tüm bunlar
sözü edilen çelişkinin tezahürleridir.
Kapitalizmin
inşasına bağlı olarak sosyal destekleme fonlarından sosyal hizmetlere ayrılan
pay sürekli düşer ve giderek paralı hale getirme hedefiyle yeniden
biçimlendirilir. Bland yoldaşın Sovyet resmi kaynaklarına dayanarak bizlere
sunduğu tabloya göre, bu oranlar, şöyle düşmüştür:
1966-70
|
% 53
|
|
1971-75
|
% 40
|
|
1976-80 (plan hedefi)
|
% 26-30
|
|
(age., s.
115)
Örneğin, yeni
burjuvazinin sözcülerinde Azar, Pletnikova, Komarov’lar konuyla ilgili durumu
şöyle dile getirirler:
“
‘Hizmetlerin (sağlık ve eğitim için) belli bir oranı, karı içeren fiyatlar
üzerinden sunulmaktadır: İktisadi muhasebe bazında çalışan belli sağlık ve
eğitim tesisleri vardı.’ (Azar ve Pletnikova)’”
“
‘…Yürürlükte olan beş yıllık plan, paralı hizmetlerin görece güçlü büyümesini
ön görmektedir:
“ ‘Paralı
hizmetlerin hacmi, yürürlükte olan beş yıllık plan içinde yüzde 47 oranında
artacaktır…parasız hizmetlerin oranı ise aynı dönemde yüzde 23 oranında
artacaktır.’ (Komarov)’”
“ ‘Şimdiki
aşamada paralı hizmetler sektörlerinin gelişmesine verilen öncelik halkın
çıkarlarınadır… Böylece halk gereksinimlerini daha kapsamlı karşılama olanağını
elde edecektir.’ (Komarov)’”
“ ‘Kural
olarak, paralı hizmetlerin çoğu sektörleri…yüksek karlıdır. (Komarov)’ ”
(Aktaran age., s. 115)
Yukarıdaki
açıklama ve saptamalar halkın yararı için paralı hizmetlerin geliştirildiği
iddiasına dayanıyor; bu sözleri, vaatleri vb. her okuyucu bu toprakların
gerici, faşist siyasetçilerin dilinden daima dinlediğimizi bilir. Açık ki, kar
için üretim yasası, karlı bir sektör olan hizmet sektörünün de ( bir yandan
sosyal hizmetlere ayrılan paylar sürekli kısılırken öte yandan da) paralı hale
getirilmesini koşullamıştır. Sadece bir hatırlatma bazında şunları ifade etmek
isteriz. Sosyalizmin inşası ilerlediği ve güçlendiği oranda, sosyal hizmetler
giderek artan oranda daha fazla ve giderek tümüyle parasız hale getirilir. 56
sonrası SSCB gerçeğini düşündüğümüzde, Stalin döneminde geliştirilen parasız
sosyal hizmetlerin daha da geliştirilmesi gerekmekteydi. Ama tersi yapıldı.
Üstelik “komünizme” geçiş sürecinin yaşandığını iddia eden revizyonist
burjuvazi, bu iddiasına rağmen söz konusu uygulamaları yapmaktaydı. Biliyoruz
ki, tüm toplumsal hizmetler, toplumsal fondan karşılıksız karşılandığı oranda,
giderek tümüyle parasız hale gelecek, paranın da bir önemi kalmayacaktır. Ama
Kruşçevizm ile açılan dönemde SB’de inşa edilen sosyalizm değil, kapitalizmdi.
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder