TC., ROJAVA, İŞGAL HAREKATI
V
Halkların emperyalizme, gericiliğe, sömürgeciliğe
karşı başta silahlı direnme olmak üzere her türlü direniş ve
ayaklanmaları meşrudur. Bu hak, proletarya ve
halkların, sömürge ulusların doğal hakkıdır. Emperyalizm ve
sömürgeciliğe darbeler indiren mücadeleler daima
desteklenmelidir.
Ortadoğu'da emperyalist rekabet ve hegemonya
mücadelesine yedeklenmek istenen yurtsever hareketin ''Üçüncü
çizgi'' olarak ifade edilen duruşu politik olarak ulusal
devrimci-demokratik karaktere sahiptir. Emperyalist, Türk, Arap ve
Fars gericilikleri tarafından kuşatılmış Kürtler, Ortadoğu'nun
kaygan ve mayınlı topraklarında savaşmaktadırlar. Kürt
yurtsever hareketi, emperyalistler ve bölge gerici devletleri
arasındaki parçalanmalardan yararlanarak ve manevralar yaparak
kazanımlarını korumaya çalışmaktadır. Bölge halklarının ve
dünya devriminin henüz bir atılıma geçmemiş olması da çok
önemli bir dezavantaj olarak kaydedilmelidir ayrıca. Enternasyonal
destek ve dayanışma giderek gelişmekle birlikte yine de
yetersizdir.
Bu koşullarda Kürtlerin işi oldukça zor. Sırtında
yumurta kefesi taşımayanların, Türk milliyetçiliğinin,
şövenizmin ve sosyal şövenizmin kulvarında mevzi tutanların
yüksekten atıp tutmalarına karşın, Kürt ulusal devrimi,
bölgesel ve küresel çapta demokratik devrimci etkiler
yaratmaktadır. Pek çok enternasyonal savaşçının Rojava'ya
giderek savaşmasından da bu gerçeği görmekteyiz.
Kürt ulusal devrimi, kendi özgün koşulları
içerisinde manevralar yapmadan, gericiliğin iç çelişkilerine
oynamadan, güç dengelerindeki kayma ve oynamaları hesaba katmadan
geçtik ilerlemeyi ayakta bile kalamaz. Bu bağlamda belirleyici olan
şey, yurtsever hareketin, tüm zorluklara rağmen, bağımsız
politik kimliğini koruyup korumadığıdır. Meseleye buradan
baktığımızda, yurtsever hareketin bağımsız kimliğini
koruduğunu görmekteyiz. Kürt ulusal devrimi, taktiksel düzeyde
politik ve özellikle de askeri anlaşmalara karşın, devrimci bir
merkez olarak kalmaya devam etmektedir. Kürt direnişi, Rojava
devrimi gerçeği, emperyalizmi, bölge gericiliğini, Türk
sermayesinin ve devletinin yanı sıra, cihadist çetelerin de
küresel çapta teşhirinde ve tecridinde belirleyici bir rol oynamış
ve oynamaya da devam etmektedir. Kürt davasının dünya kamuoyuna
mal olması, Kürt ulusal birlik isteminin daha da büyüyerek
kendini keskin bir şekilde dayatması çok önemli gelişmelerdir.
Bu birliğe karşı koyan Barzani vb. gibilerin işbirlikçi
çizgilerinin artan oranda teşhir olması, yurtsever politik
mücadelenin ve cephenin kitle tabanının derinleşerek genişlemesi
son derece değerli kazanımlardır. Bu kazanımlar, işbirlikçi
Kürt gericiliğinin sayesinde değil, aksine, yurtsever Kürt ulusal
devriminin emperyalizme ve gericiliğe karşı ağır bedeller
ödeyerek yürüttüğü büyük mücadelelerin ve direnişin
ürünüdür. Bunun da demokratik ve devrimci demokratik bir kazanım
olduğunun vurgulanması ve karartılmasına izin verilmemesi
gerektiği de açıktır.
IV
Bu gerçeğin/gerçeklerin görülmemesi, Kürt
devriminin Ortadoğu devrimine ve Türkiye devrimine sunduğu
devrimci olanakların ve potansiyel olanakların red ve inkarına yol
açar. Nitekim bu gerçeği, sosyalizm, komünizm, devrim adına
hareket ettiğini iddia eden bir kısım ilerici ve
devrimci-demokratik çevrenin sosyal şöven, egemen ulusun küçük
burjuva milliyetçiğinin ifadesi olan teorilerinde, politikalarında,
propagandalarında, ''ideolojik mücadele''lerinden görmekteyiz.
Hele de yurtsever hareketin emperyalistler arasındaki iç çelişki
ve çatışmalardan yararlanmasından, özellikle askeri alanda
taktik ittifaklar yapma manevralarından yola çıkılarak ''Amerikan
emperyalizminin işbirlikçisi'' görülmesi ve gösterilmesi, eğer
cehaletten değilse, bilinçli bir düşmanlık politikasının
ifadesidir.
Gerek Kuzey Kürdistan'da gerekse de Rojava'da Kürt
devrimini boğma saldırısı ve işgal hareketleri ABD'nin, AB'nin,
NATO'nun modern silah teknolojisi ve desteği, teşvikiyle, onayıyla
gerçekleştiriliyor. Rusya'nın desteği, teşviki, göz yumması
vb. ile gerçekleşiyor. Arap, Türk, Fars gericiliklerinin onayı
vb. ile gerçekleşiyor. Tüm bunları devrimcilik ve sosyalistlik
adına görmezden gelenler, istesinler ya da istemesinler, hepsi
gericiliğe yedeklenmekte, nesnel olarak onlara hizmet etmekte ve
halkların birleşik mücadelesine darbeler indirmektedirler.
Görev bu gerçekleri kavrayarak proletarya ve halkların
birleşik cephesini inşa ederek geliştirmektir. Bir Ortadoğu
halklar birleşik cephesini geliştirmektir. Kürt ulusal devrimini
Batıya taşıyarak Kürt ve Türk halklarının birlik ve
dayanışmasını, ortak düşmana karşı başkaldırısını
örgütlemektir. Sokakları tutuşturarak işgale, savaşa,
emperyalist ve emperyal müdahalelere karşı mücadele dalgasını
yükselmektir.
Kürt ulusal özgürlük talebi ve mücadelesini
sahiplenmeden, birlikte omuz omuza savaşmadan geçtik sosyalizmi,
politik özgürlük savaşımı bile geliştirilemez. Yapılması
gereken şey, dışarda durarak, baştan aşağı çarpıtılmış
tarzda Kürtlerin ne kadar milliyetçi ve Amerikancı olduğu
çığırtkanlığı yapmak değil, sürece devrimci savaş gücü
olarak katılmaktır. Bu bağlamda komünist hareketin (Marksist
Leninist Komünistler) ortaya koyduğu irade ve geliştirmeye
çalıştığı savaşım son derece değerli ve öğreticidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder