20 Ekim 2019 Pazar

TC., ROJAVA, İŞGAL HAREKATI

V
Halkların emperyalizme, gericiliğe, sömürgeciliğe karşı başta silahlı direnme olmak üzere her türlü direniş ve ayaklanmaları meşrudur. Bu hak, proletarya ve halkların, sömürge ulusların doğal hakkıdır. Emperyalizm ve sömürgeciliğe darbeler indiren mücadeleler daima desteklenmelidir.
Ortadoğu'da emperyalist rekabet ve hegemonya mücadelesine yedeklenmek istenen yurtsever hareketin ''Üçüncü çizgi'' olarak ifade edilen duruşu politik olarak ulusal devrimci-demokratik karaktere sahiptir. Emperyalist, Türk, Arap ve Fars gericilikleri tarafından kuşatılmış Kürtler, Ortadoğu'nun kaygan ve mayınlı topraklarında savaşmaktadırlar. Kürt yurtsever hareketi, emperyalistler ve bölge gerici devletleri arasındaki parçalanmalardan yararlanarak ve manevralar yaparak kazanımlarını korumaya çalışmaktadır. Bölge halklarının ve dünya devriminin henüz bir atılıma geçmemiş olması da çok önemli bir dezavantaj olarak kaydedilmelidir ayrıca. Enternasyonal destek ve dayanışma giderek gelişmekle birlikte yine de yetersizdir.
Bu koşullarda Kürtlerin işi oldukça zor. Sırtında yumurta kefesi taşımayanların, Türk milliyetçiliğinin, şövenizmin ve sosyal şövenizmin kulvarında mevzi tutanların yüksekten atıp tutmalarına karşın, Kürt ulusal devrimi, bölgesel ve küresel çapta demokratik devrimci etkiler yaratmaktadır. Pek çok enternasyonal savaşçının Rojava'ya giderek savaşmasından da bu gerçeği görmekteyiz.
Kürt ulusal devrimi, kendi özgün koşulları içerisinde manevralar yapmadan, gericiliğin iç çelişkilerine oynamadan, güç dengelerindeki kayma ve oynamaları hesaba katmadan geçtik ilerlemeyi ayakta bile kalamaz. Bu bağlamda belirleyici olan şey, yurtsever hareketin, tüm zorluklara rağmen, bağımsız politik kimliğini koruyup korumadığıdır. Meseleye buradan baktığımızda, yurtsever hareketin bağımsız kimliğini koruduğunu görmekteyiz. Kürt ulusal devrimi, taktiksel düzeyde politik ve özellikle de askeri anlaşmalara karşın, devrimci bir merkez olarak kalmaya devam etmektedir. Kürt direnişi, Rojava devrimi gerçeği, emperyalizmi, bölge gericiliğini, Türk sermayesinin ve devletinin yanı sıra, cihadist çetelerin de küresel çapta teşhirinde ve tecridinde belirleyici bir rol oynamış ve oynamaya da devam etmektedir. Kürt davasının dünya kamuoyuna mal olması, Kürt ulusal birlik isteminin daha da büyüyerek kendini keskin bir şekilde dayatması çok önemli gelişmelerdir. Bu birliğe karşı koyan Barzani vb. gibilerin işbirlikçi çizgilerinin artan oranda teşhir olması, yurtsever politik mücadelenin ve cephenin kitle tabanının derinleşerek genişlemesi son derece değerli kazanımlardır. Bu kazanımlar, işbirlikçi Kürt gericiliğinin sayesinde değil, aksine, yurtsever Kürt ulusal devriminin emperyalizme ve gericiliğe karşı ağır bedeller ödeyerek yürüttüğü büyük mücadelelerin ve direnişin ürünüdür. Bunun da demokratik ve devrimci demokratik bir kazanım olduğunun vurgulanması ve karartılmasına izin verilmemesi gerektiği de açıktır.
IV
Bu gerçeğin/gerçeklerin görülmemesi, Kürt devriminin Ortadoğu devrimine ve Türkiye devrimine sunduğu devrimci olanakların ve potansiyel olanakların red ve inkarına yol açar. Nitekim bu gerçeği, sosyalizm, komünizm, devrim adına hareket ettiğini iddia eden bir kısım ilerici ve devrimci-demokratik çevrenin sosyal şöven, egemen ulusun küçük burjuva milliyetçiğinin ifadesi olan teorilerinde, politikalarında, propagandalarında, ''ideolojik mücadele''lerinden görmekteyiz. Hele de yurtsever hareketin emperyalistler arasındaki iç çelişki ve çatışmalardan yararlanmasından, özellikle askeri alanda taktik ittifaklar yapma manevralarından yola çıkılarak ''Amerikan emperyalizminin işbirlikçisi'' görülmesi ve gösterilmesi, eğer cehaletten değilse, bilinçli bir düşmanlık politikasının ifadesidir.
Gerek Kuzey Kürdistan'da gerekse de Rojava'da Kürt devrimini boğma saldırısı ve işgal hareketleri ABD'nin, AB'nin, NATO'nun modern silah teknolojisi ve desteği, teşvikiyle, onayıyla gerçekleştiriliyor. Rusya'nın desteği, teşviki, göz yumması vb. ile gerçekleşiyor. Arap, Türk, Fars gericiliklerinin onayı vb. ile gerçekleşiyor. Tüm bunları devrimcilik ve sosyalistlik adına görmezden gelenler, istesinler ya da istemesinler, hepsi gericiliğe yedeklenmekte, nesnel olarak onlara hizmet etmekte ve halkların birleşik mücadelesine darbeler indirmektedirler.
Görev bu gerçekleri kavrayarak proletarya ve halkların birleşik cephesini inşa ederek geliştirmektir. Bir Ortadoğu halklar birleşik cephesini geliştirmektir. Kürt ulusal devrimini Batıya taşıyarak Kürt ve Türk halklarının birlik ve dayanışmasını, ortak düşmana karşı başkaldırısını örgütlemektir. Sokakları tutuşturarak işgale, savaşa, emperyalist ve emperyal müdahalelere karşı mücadele dalgasını yükselmektir.
Kürt ulusal özgürlük talebi ve mücadelesini sahiplenmeden, birlikte omuz omuza savaşmadan geçtik sosyalizmi, politik özgürlük savaşımı bile geliştirilemez. Yapılması gereken şey, dışarda durarak, baştan aşağı çarpıtılmış tarzda Kürtlerin ne kadar milliyetçi ve Amerikancı olduğu çığırtkanlığı yapmak değil, sürece devrimci savaş gücü olarak katılmaktır. Bu bağlamda komünist hareketin (Marksist Leninist Komünistler) ortaya koyduğu irade ve geliştirmeye çalıştığı savaşım son derece değerli ve öğreticidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder