Translate

8 Mart 2017 Çarşamba

II. Bölüm... SSCB’de Üretim Araçlarının Meta Haline Getirilişi…



SSCB’de Üretim Araçlarının Meta Haline Getirilişi…
Sosyalizmin ekonomik sorunları üzerine yapılan tartışmalarda, sosyalizmde üretim araçlarının, iş gücünün meta olduğu ve değer yasasının üretimi düzenleyen genel bir yasa olduğu tezleri ileri sürülür. Bu revizyonist burjuva teoriler Stalin önderliğinde Parti tarafından ret ve mahkum edilir.  Örneğin Stalin yoldaş, Makine Traktör İstasyonlarının (MTİ) kolhozlara satılmasını öneren Sanina ve Venger’i eleştirirken, “meta dolaşımının, sosyalizmden komünizme geçiş amacı ile uzlaşmadığını anla”yamadıklarını vurgular ve “kesinlikle duraksama göstermeden, meta dolaşım alanını adım adım kısarak ve ürün değişimi etki alanını genişleterek” bunu başarmak gerektiğini söyler.
Stalin A. İ. Notkin’i eleştirirken ise şunları söyler: “Sizin düşüncelerinizden şu anlam çıkıyor ki, üretim araçlarını ve her şeyden önce ulusallaştırılmış işletmelerimizde imal edilen üretim aletlerini bir meta olarak görüyorsunuz. Sosyalist rejimimizde üretim araçlarına bir meta olarak bakılabilir mi? Bence kesin olarak bakılamaz.” (Son Yazılar, s. 109-10, Sol Yay.) Stalin, sadece dış ticarette üretim araçlarının meta olduğunu, bunun dışında bunun düşünülemeyeceğini vurgular. Ancak üç yıl sonra, 1956 yılında revizyonist karşı devrimin galebe çalmasıyla, mahkum edilmiş söz konusu tezler, “Stalinizmin”, “dogmatizmin”, “putlaştırma döneminin” mahkum edilmesi, “Lenin’e dönüş”, “Leninci NEP’e dönüş”, “Marksizm-Leninizmin yaratıcı geliştirilmesi” adı altında kutsanır ve yeni dönem politikası olarak kabul edilir. Bu doğrultuda en önemli adımlardan birisi 1956 yılında “bilimsel iktisatçılar konferansı” ile atılır.
Bu konferansta, parti ve devletin yeni politikası dile getirilir. Stalin dönemi mahkûm edilir. Sosyalizmde tüm üretim araçlarının meta olduğunun ve değer yasasının genel bir yasa olduğunun altı çizilir. “Bilimler Akademisi”nde, SSCB’de değer yasası ve fiyat oluşumu hakkında yapılan bir tartışmaya ilişkin olarak “‘Woprossy Ekonomiki’nin 2/1957 Sayısı”nda verdiği haberde şöyle deniliyor:
“ ‘Tartışmanın pozitif sonuçlarından biri-diyordu Yoldaş Gatovskiy-, meta üretiminin ve değer yasasının rolünün suni olarak tahdit etmiş olan görüşlerin ciddi bir biçimde eleştirilmesinde görülür. Her şeyden önce, sosyalizmde üretim araçlarının meta olmadıkları, meta üretimi ve dolaşımının yalnızca tüketim araçlarının meta olmadıkları (oldukları olmalı-bn.), meta üretimi ve dolaşımının yalnızca tüketim malları alanını içerdiği yollu yaygınlaşmış görüş, inandırıcı bir eleştiriye uğratıldı.’” (W.D., SBKR İkinci Kitap, s. 25)
Revizyonist iktisatçı Leontyev, “Barış ve Sosyalizm Sorunları” dergisinin 7/1970 Sayısı’nda şunları söyler:
“Bir zamanlar” diye devam ediyor Leontyev, “bilindiği gibi meta-para ilişkisinin sosyalist ekonomide bir cins kapitalizm artığı, eski üretim biçiminin ‘dumura uğramış bir şekli’ olduğu görüşü yaygındı. Sosyalist gerçeğin bilimsel bir analizi sayesinde, çoğunluk sosyalist ülkelerin komünist ve işçi partileri bu cins görüşü çoktan çürütmüşlerdir.”
“Eğer ‘değer yasası böylesine küçümsenirse’, bu taktirde ‘ekonomik muhasebe kategorileri,’ yalnızca ‘bir hesaplama aracı olarak kabul edilir ve ekonomik içeriklerinden yoksun bırakılırlar’” (age., s. 32)
Bunlar, yeni burjuvazinin, revizyonist burjuva diktatörlüğün kağıt üstünde kalmış sözleri, laf ola beri gele niyetiyle söylenmiş sözleri değil, uygulanan politikaların ifadesidir, ifadesiydi. Bu gerçeği kabul etmek yerine modern revizyonizmin dümen suyunda kulaç atmakta komünistçe olan hiçbir şey olmadığını hatırlatmak bile gereksizdir kanımızca.
Kapitalizmin inşasına bağlı olarak, sosyalizmin tasfiyesi temelinde sosyalist pazar yerini kapitalist pazara bırakır.
“ ‘Sosyalizmde pazar… devlet ve kolhoz işletmeleri tarafından üretilen ürünlerin, yani üretim araçlarının ve tüketim araçlarının pazarlanması için bir alandır.’ (Gatovski)”
“ ‘Pazar mekanizmasının… sosyalist üretimde düzenleyici bir rol oynadığını kabul etmeliyiz.’ (Konik)” (Aktaran W.B. Bland, age., s. 41)
“ ‘Üretim araçları için sosyalist pazar…ekonomik ilişkilerin doğrudan arz ve talep ilişkileri biçiminde var olduğu ve bunların üretim araçlarının alım ve satım işlemiyle gerçekleştirildiği bir alandır.’(Budarayin) ” (Aktaran age., s. 64)
“ ‘İşletme, siparişler için rekabet edecektir, rekabet kalite garantilerinin teslim tarihlerinin ve fiyatların karşılaştırılmasına dayanacaktır.’(Liberman) ”
“ ‘Pazarlama ve pazar dalgalanmaları sorununun planlı sosyalist ekonomilerde bile var olduğu bugün genel olarak kabul edilmektedir.’(Konnik)” (Aktaran age., s. 42)
“ ‘Ulusal ekonominin başarılı yönetimini teminat altına almak ve pratik amaçlar için, pazar araştırması oldukça önemlidir.’(Gatoski)” 
“ ‘En kaliteli satıcıların olduğu dükkanlarda işler en iyi bir şekilde yürümekte…orada şiar şöyle: ‘Tek bir müşteri dahi iyi bir alış veriş yapmadan gitmemeli.’(Sokolov, Nazarov ve Kozlov) ”
“ ‘İşler…en iyi reklam yapan dükkanlarda en iyi şekilde yürümektedir.’ ”
“ ‘Alıcının zevkini etkileyen bir reklam, üretim planlamasını ve tüketici talebinin araştırılmasını kolaylaştırır… Güvenilir bir reklam, meta dolaşımını hızlandırır…’”
“ ‘ABD’de reklam sanayinin dayandığı teknik ve örgütsel tecrübeyi inkâr edemeyiz. Duraksamaksızın en iyi olandan yararlanmalıyız.’(Terestçenko) ” (Aktaran age., s. 45)
Bu sözleri okuyan ve kapitalizm hakkında az-çok bilgisi olan herkes, herhangi kapitalist bir ülkenin (örneğin Almanya ya da Türkiye’nin) anlatıldığını sanır. Oysa burada anlatılan ülke, herhangi bir kapitalist ülke falan değildir, anlatılan sözde sosyalist SSCB’dir. Görüldüğü gibi, üretim ve tüketim araçları meta sayılıyor. Üretim ve tüketim araçları ve nesneleri alınıp satılan mal durumunda. Arz ve talep yasası yürürlükte. Pazar araştırması, reklam gibi meta tüketimini arttırmayı, artı değerin daha hızlı realize edilmesini sağlayan ve hedefleyen kapitalist yöntemler işliyor. Değer yasası, üretimin düzenleyicisi. Üretim kar için yapılmakta, tüketim bu eksende kışkırtılmaktadır.
Bir de E. Mandele kulak verelim:
“…1955’ten itibaren Sovyetler Birliği’ndeki kadın erkek tüketiciler, Batı Avrupa ülkelerinde var olan tüm genel tüketim araçlarına sahip olmak istediler… Milyonlarca, on milyonlarca Sovyet ya da Doğu Avrupalı kadın erkek tüketici, Batı Avrupa’daki ya da Amerika’daki tüketim araçlarının, bu süslü oyuncakların tümüne sahip olmak istiyorlardı. Sovyet yöneticileri üzerinde bu talep çok ağır bir baskı oluşturmaya başladı, Sovyet yöneticileri de bu yeni taleplere cevap vermekte kesinkes zayıf kaldılar. Çünkü Sovyet ekonomisinin kaynakları son derece sınırlıydı. Bu yüzden de bu sorunun çözümünün pazar ekonomisinde bulunacağını düşünmeye başladılar…” (Ernest Mandel, İstanbul Konferansı, s. 35-36)
IV. Enternasyonalin ideolojik önderinin revizyonist burjuvazinin ve kapitalizmin yeniden inşasının suçunu işçi ve emekçilere yıkarak, onların yarattığı ve kışkırttığı kapitalist tüketim toplumunun tüketim alışkanlık ve açlığının faturasını halklara keserek yeni burjuvaziyi aklama demagoji ve manipülasyonunu bir yana bırakarak söylemek gerekir ki, Mandel’in vurguladığı tüketici alışkanlık ve talebi, 56 sonrası SB ve Doğu Avrupa ülkelerinin bir gerçeğini dile getirmektedir. Bu alışkanlık ve açlığın yaratılmasını kavramak bakımından da yukarıdaki alıntılar çarpıcıdır. Doğal olarak söz konusu perspektif ve uygulamalar bu sonucu yaratacaktı ve nitekim yarattı da. Sorunun kaynağını bilimsel bakımdan Marksist-Leninist teori ve pratikten, sosyalizmden kopuş ve kapitalizmin inşa edilmiş olmasında aramak yerine, sosyalist toplumların halklarını, sosyalizmi, Marksizm-Leninizm’i suçlayarak ya da sosyalist toplumda ortaya çıkan bazı “sapmalar”da aramak ve bulmak öteden beri revizyonist, oportünist vb akımların ve bir kısım aydının benimsediği anti-bilimsel ve anti-Marksist-Leninist bir duruşu ifade etmektedir. Revizyonizmin bir biçimini oluşturan orta yolcu oportünist akım da aynı kulvarda yer almış, sosyalist gördükleri bu ülkelerdeki söz konusu burjuva eğilimi sosyalizmdeki “ekonomist sapma” ile, “üst yapıdaki”  bazı politika yanlışlıklarıyla izah etmeye çalışmıştı(r).
DEVAM EDECEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder