SSCB’de Üretim Araçlarının Meta Haline Getirilişi…
Sosyalizmin
ekonomik sorunları üzerine yapılan tartışmalarda, sosyalizmde üretim
araçlarının, iş gücünün meta olduğu
ve değer yasasının üretimi düzenleyen
genel bir yasa olduğu tezleri ileri sürülür. Bu revizyonist burjuva teoriler Stalin önderliğinde Parti tarafından ret
ve mahkum edilir. Örneğin Stalin yoldaş,
Makine Traktör İstasyonlarının (MTİ) kolhozlara satılmasını öneren Sanina ve
Venger’i eleştirirken, “meta dolaşımının, sosyalizmden komünizme geçiş amacı
ile uzlaşmadığını anla”yamadıklarını vurgular ve “kesinlikle duraksama
göstermeden, meta dolaşım alanını adım adım kısarak ve ürün değişimi etki
alanını genişleterek” bunu başarmak gerektiğini söyler.
Stalin A. İ.
Notkin’i eleştirirken ise şunları söyler: “Sizin düşüncelerinizden şu anlam
çıkıyor ki, üretim araçlarını ve her şeyden önce ulusallaştırılmış
işletmelerimizde imal edilen üretim aletlerini bir meta olarak görüyorsunuz.
Sosyalist rejimimizde üretim araçlarına bir meta olarak bakılabilir mi? Bence
kesin olarak bakılamaz.” (Son Yazılar, s. 109-10, Sol Yay.) Stalin, sadece dış ticarette üretim araçlarının meta
olduğunu, bunun dışında bunun düşünülemeyeceğini vurgular. Ancak üç yıl sonra,
1956 yılında revizyonist karşı devrimin galebe çalmasıyla, mahkum edilmiş söz
konusu tezler, “Stalinizmin”, “dogmatizmin”, “putlaştırma döneminin” mahkum
edilmesi, “Lenin’e dönüş”, “Leninci NEP’e dönüş”, “Marksizm-Leninizmin yaratıcı
geliştirilmesi” adı altında kutsanır ve yeni
dönem politikası olarak kabul edilir. Bu doğrultuda en önemli adımlardan
birisi 1956 yılında “bilimsel iktisatçılar konferansı” ile atılır.
Bu
konferansta, parti ve devletin yeni politikası dile getirilir. Stalin dönemi mahkûm
edilir. Sosyalizmde tüm üretim
araçlarının meta olduğunun ve değer
yasasının genel bir yasa olduğunun altı çizilir. “Bilimler Akademisi”nde,
SSCB’de değer yasası ve fiyat oluşumu hakkında yapılan bir tartışmaya ilişkin
olarak “‘Woprossy Ekonomiki’nin 2/1957 Sayısı”nda verdiği haberde şöyle
deniliyor:
“
‘Tartışmanın pozitif sonuçlarından biri-diyordu Yoldaş Gatovskiy-, meta
üretiminin ve değer yasasının rolünün suni olarak tahdit etmiş olan görüşlerin
ciddi bir biçimde eleştirilmesinde görülür. Her şeyden önce, sosyalizmde üretim
araçlarının meta olmadıkları, meta üretimi ve dolaşımının yalnızca tüketim
araçlarının meta olmadıkları (oldukları olmalı-bn.), meta üretimi ve
dolaşımının yalnızca tüketim malları alanını içerdiği yollu yaygınlaşmış görüş,
inandırıcı bir eleştiriye uğratıldı.’” (W.D., SBKR İkinci Kitap, s. 25)
Revizyonist
iktisatçı Leontyev, “Barış ve Sosyalizm Sorunları” dergisinin 7/1970 Sayısı’nda
şunları söyler:
“Bir
zamanlar” diye devam ediyor Leontyev, “bilindiği gibi meta-para ilişkisinin
sosyalist ekonomide bir cins kapitalizm artığı, eski üretim biçiminin ‘dumura
uğramış bir şekli’ olduğu görüşü yaygındı. Sosyalist gerçeğin bilimsel bir
analizi sayesinde, çoğunluk sosyalist ülkelerin komünist ve işçi partileri bu
cins görüşü çoktan çürütmüşlerdir.”
“Eğer ‘değer
yasası böylesine küçümsenirse’, bu taktirde ‘ekonomik muhasebe kategorileri,’
yalnızca ‘bir hesaplama aracı olarak kabul edilir ve ekonomik içeriklerinden
yoksun bırakılırlar’” (age., s. 32)
Bunlar, yeni
burjuvazinin, revizyonist burjuva diktatörlüğün kağıt üstünde kalmış sözleri,
laf ola beri gele niyetiyle söylenmiş sözleri değil, uygulanan politikaların ifadesidir, ifadesiydi. Bu gerçeği kabul
etmek yerine modern revizyonizmin dümen suyunda kulaç atmakta komünistçe olan hiçbir şey olmadığını hatırlatmak bile gereksizdir kanımızca.
Kapitalizmin
inşasına bağlı olarak, sosyalizmin tasfiyesi temelinde sosyalist pazar yerini
kapitalist pazara bırakır.
“
‘Sosyalizmde pazar… devlet ve kolhoz işletmeleri tarafından üretilen ürünlerin,
yani üretim araçlarının ve tüketim araçlarının pazarlanması için bir alandır.’
(Gatovski)”
“ ‘Pazar
mekanizmasının… sosyalist üretimde düzenleyici bir rol oynadığını kabul
etmeliyiz.’ (Konik)” (Aktaran W.B. Bland, age., s. 41)
“ ‘Üretim
araçları için sosyalist pazar…ekonomik ilişkilerin doğrudan arz ve talep
ilişkileri biçiminde var olduğu ve bunların üretim araçlarının alım ve satım
işlemiyle gerçekleştirildiği bir alandır.’(Budarayin) ” (Aktaran age., s. 64)
“ ‘İşletme,
siparişler için rekabet edecektir, rekabet kalite garantilerinin teslim
tarihlerinin ve fiyatların karşılaştırılmasına dayanacaktır.’(Liberman) ”
“ ‘Pazarlama
ve pazar dalgalanmaları sorununun planlı sosyalist ekonomilerde bile var olduğu
bugün genel olarak kabul edilmektedir.’(Konnik)” (Aktaran age., s. 42)
“ ‘Ulusal
ekonominin başarılı yönetimini teminat altına almak ve pratik amaçlar için,
pazar araştırması oldukça önemlidir.’(Gatoski)”
“ ‘En
kaliteli satıcıların olduğu dükkanlarda işler en iyi bir şekilde
yürümekte…orada şiar şöyle: ‘Tek bir müşteri dahi iyi bir alış veriş yapmadan
gitmemeli.’(Sokolov, Nazarov ve Kozlov) ”
“ ‘İşler…en
iyi reklam yapan dükkanlarda en iyi şekilde yürümektedir.’ ”
“ ‘Alıcının
zevkini etkileyen bir reklam, üretim planlamasını ve tüketici talebinin
araştırılmasını kolaylaştırır… Güvenilir bir reklam, meta dolaşımını
hızlandırır…’”
“ ‘ABD’de
reklam sanayinin dayandığı teknik ve örgütsel tecrübeyi inkâr edemeyiz.
Duraksamaksızın en iyi olandan yararlanmalıyız.’(Terestçenko) ” (Aktaran age.,
s. 45)
Bu sözleri
okuyan ve kapitalizm hakkında az-çok bilgisi olan herkes, herhangi kapitalist
bir ülkenin (örneğin Almanya ya da Türkiye’nin) anlatıldığını sanır. Oysa
burada anlatılan ülke, herhangi bir kapitalist ülke falan değildir, anlatılan
sözde sosyalist SSCB’dir. Görüldüğü gibi, üretim
ve tüketim araçları meta sayılıyor.
Üretim ve tüketim araçları ve nesneleri alınıp satılan mal durumunda. Arz ve
talep yasası yürürlükte. Pazar araştırması, reklam gibi meta tüketimini
arttırmayı, artı değerin daha hızlı realize edilmesini sağlayan ve hedefleyen
kapitalist yöntemler işliyor. Değer yasası, üretimin düzenleyicisi. Üretim kar
için yapılmakta, tüketim bu eksende kışkırtılmaktadır.
Bir de E.
Mandele kulak verelim:
“…1955’ten
itibaren Sovyetler Birliği’ndeki kadın erkek tüketiciler, Batı Avrupa
ülkelerinde var olan tüm genel tüketim araçlarına sahip olmak istediler… Milyonlarca,
on milyonlarca Sovyet ya da Doğu Avrupalı kadın erkek tüketici, Batı
Avrupa’daki ya da Amerika’daki tüketim araçlarının, bu süslü oyuncakların
tümüne sahip olmak istiyorlardı. Sovyet yöneticileri üzerinde bu talep çok ağır
bir baskı oluşturmaya başladı, Sovyet yöneticileri de bu yeni taleplere cevap
vermekte kesinkes zayıf kaldılar. Çünkü Sovyet ekonomisinin kaynakları son
derece sınırlıydı. Bu yüzden de bu sorunun çözümünün pazar ekonomisinde
bulunacağını düşünmeye başladılar…” (Ernest Mandel, İstanbul Konferansı, s.
35-36)
IV.
Enternasyonalin ideolojik önderinin revizyonist burjuvazinin ve kapitalizmin
yeniden inşasının suçunu işçi ve
emekçilere yıkarak, onların yarattığı ve kışkırttığı kapitalist tüketim
toplumunun tüketim alışkanlık ve açlığının faturasını halklara keserek yeni
burjuvaziyi aklama demagoji ve manipülasyonunu bir yana bırakarak söylemek
gerekir ki, Mandel’in vurguladığı tüketici alışkanlık ve talebi, 56 sonrası SB
ve Doğu Avrupa ülkelerinin bir gerçeğini dile getirmektedir. Bu alışkanlık ve
açlığın yaratılmasını kavramak bakımından da yukarıdaki alıntılar çarpıcıdır.
Doğal olarak söz konusu perspektif ve uygulamalar bu sonucu yaratacaktı ve
nitekim yarattı da. Sorunun kaynağını bilimsel bakımdan Marksist-Leninist teori
ve pratikten, sosyalizmden kopuş ve kapitalizmin inşa edilmiş olmasında aramak
yerine, sosyalist toplumların halklarını, sosyalizmi, Marksizm-Leninizm’i
suçlayarak ya da sosyalist toplumda ortaya çıkan bazı “sapmalar”da aramak ve
bulmak öteden beri revizyonist, oportünist vb akımların ve bir kısım aydının
benimsediği anti-bilimsel ve anti-Marksist-Leninist bir duruşu ifade
etmektedir. Revizyonizmin bir biçimini oluşturan orta yolcu oportünist akım da
aynı kulvarda yer almış, sosyalist gördükleri bu ülkelerdeki söz konusu burjuva
eğilimi sosyalizmdeki “ekonomist sapma” ile, “üst yapıdaki” bazı politika yanlışlıklarıyla izah etmeye
çalışmıştı(r).
DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder